Dahi mi, Deli mi?
"Ateşi ben bulursam nasıl kullanacaklarını da ben öğretirim. Kimse kötü kullanamaz."
"Ateşi ben bulursam nasıl kullanacaklarını da ben öğretirim. Kimse kötü kullanamaz."
"Sabahtan kalma hallerdeyim yine...Kalem sürçtü sanmayın; akşamdan kalma değil, sabahtan kalma haller mevcut bizim dümeni İlkyaz'ın elinde olan gemimizde..."
"...ve asıl muhteşem olan; o mercimek kadar şeyin kalbi atıyordu gözümün önünde! İşte o an benim için mücadele başladı, o kalbin durmaması için her şeyi yapacaktım; ne pahasına olursa olsun…"
"Su uyur, düşman uyumaz"... Bu sebeple; neme lazım, parmakuçlarımı klavyenin tuşlarına hafif hafif bastırarak yazayım da kimsecikler duymasın, görmesin....
(Ağırlaşan göz kapaklarımın iftirasıdır uyku / Ve en hazin bekleyiştir; /
"Çocukken yaptığımız kumdan kalelerin hiçbiri yıkılmadı, buna inan... Onlar anılarımızda anıt gibi duruyorlar..."
"Bu hikayedeki tüm kahramanlar hayal ürünüdür, tüm hayaller ise kahraman..."
Oradasın, / Biliyorum... / Beklemeye zamanın yok /
"Öyle farklıdır ki o reçel, ağzına bir kaşık dolusu aldığında ve çıtır çıtır karpuz kabuğu parçalarını çiğnemeye başladığında o kadar keyif alır, o kadar mutlu olursun ki, bir daha başka reçelin yüzüne bile bakmazsın!"
(Bu yazı, başlığını kendisi yaratmıştır.)
"Sırtıma vurulan çekiç sesleri ile uyandım az önce. Bana doğru eğilmiş, kirli beyaz sakallı, üzerindeki kırışıkların arasından hafifçe terlemiş olduğunu ayırımsadığım bir yüzdü ilk gördüğüm... "
Pembe soluklu bir kuş çırpınıyor yüzünde / Ellerin, başının altında kavuşmuş
" Ne zaman gözlerimi açtığımı hatırlamıyordum... Muhtemelen ameliyat biter bitmez; narkozitörün müdahalesi ile uyanmış olmalıydım..."
"...Tahminlerimi ona söylediğimde, 'bekleyip göreceksiniz sürprizimi' dedi. Anlamak çok mu zordu sanki, basbayağı sütlaç gelecekti eve! "
"Yüreğime pembe pembe basıp, bulut olup gittiğinden beri üç yıl geçti meleğim....Sen benim ilkgençliğimdin, karşılıksız sevgi vermeyi öğreten minicik öğretmenim..."
"...Ellerimi uzatsam sana, bulutlarına dokunabilecek kadar yakınında olsam da uçamam senin gökyüzünde. Yollardadır benim tesellim, bir başıma kendimi vurduğum yollarda..."
Bir sen yoksun şu puslu sanallıkta / Çürük meyve ini, yılan zehri gece...
"Güz güneşi nazlıdır, öyle her daim göstermez kendini. Kül rengi bulutların ardına saklanıyor şimdilik. Keyfi yerindeyse öğlene doğru bir selam eder belki..."
"Gecedir; ayrı düşmüş sevgililerin elzemi hasretleri göğsünde emziren...Gecedir; tek yürekte iki taşkın nehir gibi coşan, ikiyi bir kılan, biri ikiye bölen sevdaların beşiği..."
"Ne zaman ki henüz vücut bulmamış bir öykünün ya da şiirin kelimeleri kıpırdanmaya başlar içimde, kalemimin mürekkebini yüreğimde damıtırım yazmaya başlamadan önce...Son nefesimi verdiğimde dünyaya, ardımda bırakacağım "iz"; benden, yaşadıklarımdan, hayallerimden geriye kalan en sahici kanıt olsun diye..."
VE BİRKAÇ YIL SONRA:
"Bir kadının yaratabileceği en güzel şey, bırakabileceği en güzel iz; evladıymış... Kızımın, İlkyaz'ımın gözlerinde henüz yazılmamış en güzel şiirler saklı... İkinci doğumgünüm, 29.06.2006..."
23.08.1975 İstanbul doğumluyum. İ. Ü. Devlet Konservatuvarı'nda klasik batı müziği eğitimi aldım. Uzun süre müzik öğretmenliği yaptım. Aynı zamanda A. Ü. Halkla İlişkiler bölümü mezunuyum. Yazar olmaya çalışan bir müzisyenim özetle...
İstanbul
Kısa öykü, deneme ve şiir...
Panait Istrati...Tüm 2.yeniler...En çok da Cemal Süreya. Onun dışında, özellikle çağdaş latin edebiyatı diyebilirim; genel çizgileri ile.
Henüz karşılaşmadım.