Edebiyat Düşüncesi Üzerine
Sanatın ortaçağ boyunca rahmani ve içsel gayeleri önemsemiş olması bizi, bugünkü edebiyatın bir eksen kayması yaşayıp yaşamadığı sorusuyla karşı karşıya getirir.
Sanatın ortaçağ boyunca rahmani ve içsel gayeleri önemsemiş olması bizi, bugünkü edebiyatın bir eksen kayması yaşayıp yaşamadığı sorusuyla karşı karşıya getirir.
Salvador her ne kadar kapitalistlere sövse de onlar gibi yaşar, adıyla çıkan kozmetiklerden isim hakkı alır, su gibi dolar harcar.
Kendini, kendi benliğinden, bencilliğinden, kendinden kurtaramayanların, ne kendisine, ne de bir başkasına faydası dokunamaz.
İşte makro dünyadaki beyinin işleyişi de böyle. Rahip yaşamlıdır. Makro dünya, kuantum görünümlü en az kuantum işleyişle makrodur. Yine makro dünya somut olarak kolektif birim zaman içinde de kuantum zamanla en çok belirip işleyen bir som gerçekliktir.
İlham, insan aklının ve gönlünün Cebrail kanadıyla okşanması, uyarılması. Yükselişini, manasını, tamamına erdirmek üzere yola çıkmış tüm kelimelerin en güzel adıyla mana gergefine uğrayarak ve uygun kumaşlarla istikametine devam etmesi.
Anadolu halkı öşür vergisiyle artı ürününe el konulup karnını zar zor doyurabilir bir duruma getirilirken çift bozan vergisiyle toprağını izinsiz terk eden ve üç yıl üst üste ekip biçmeyenler cezalandırılıp adeta toprağa ayağından pranga ile bağlanırken ticareti azınlık Ermeni, Yahudi ve Rumlara bırakılmıştır. Anadolu halkı yeteneksiz değil bizzat
Ölüyorum Tanrım,
Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür,
Biliyorum Tanrım.
Ama ayrıca şu aldığın hayat,
“Yaşadığımız maddeler âlemi bana öyle geliyor ki hakikatin kımıltılı bir izdüşümünden ibaret…Evet, kımıltılı asla durağan değil. Bu yüzden bize çok inandırıcı ve gerçek geliyor.”
Buradaki veriler yaklaşık 200 sayfadır.İlgilendiğiniz konu başlığını dikkate alarak alfabetik sıraya göre dizilmiş olan sözü inceleyebilirsiniz.Sözlerin yazarları verilmemiştir,ama gene de onların bir başkasına ait olduğu gerçeğini unutmayacağınızı sanırım.(Kendi sözümüşmüş gibi kullanırsak yazarına karşı çok büyük bir saygısızlık yapmış oluruz.)Sözlerde eksiklik veya fazlalık da olabilir,çünkü bunlar internet ortamından derlenmiştir.Bu
Belgesel ya da sinema filmi olsun iyi analiz edebilmeli bizde yarattığı duyguyu tahlil etmeliyiz ama kılavuzumuz somut gerçekler olmalıdır. Bu somut gerçekler nelerdir. Birçoğu bu tür belgesellerde istatistik olarak veriliyor zaten. Günlük yaşamda, haberlerde, dizilerde görüyoruz: Güçlüler kuralları koyuyor. İşine gelmeyince değiştiriyor. Uluslar parçalanıyor. İşine gelirse birleştiriliyor. Ama
Sabahattin Ali'yi az da olsa görüp, tanıyan kişi olarak görüşlerimi bildirdim.
Bu çalışma değerli hocamız Prof.Dr.Coşkun Can Aktan tarafından yapılmıştır.
Tarihte şüphesiz aiskhylos gibi pek çok ünlü ozana ve trajedilere konu olmuştur Agamemnon, Truva savaşında en çok konuşulan bir komutan hatta Truva savaşını başlatan komutandır.
Hep şunu merak ederdim. Bir yazar, bir ressam, bir şair, bir ses sanatçısı bir araya gelse bir konu hakkında konuşsa ne olur acaba diye. Bugün NTV'de bir programa Elif Şafak ile Teoman katılmıştı ve Türkiye meseleleri hakkında düşünce beyan ediyorlardı. Türkiye tablosu yarım kalmış bir tablo gibidir. Bu
Sıfır tabanlı düşünce başkalarının bakış açılarından kurtulmayı, insanın kendi sorusunu sorabilme cesaretini ve düşüncelerini yeniden kurabilmeyi, dünyayı kendi gözünden görebilme serüvenini temsil ediyor.
Acı; zamanla diner mi yoksa iliklerinize işlenip, sizin bir organınız mı olur? Kolunuz, bacağınız, ayaklarınız gibi... Size ilişik, sizden mi olur ya da siz mi onun olursunuz? Herkesin içinde herkesten ve her şeyden biraz vardı. En azından Goethe bunu onaylıyordu:
“Ben, kendi hesabıma, ne yaptım tüm
Çok köklü bir geleneğin kültür hayatımıza yansımasıdır Divan edebiyatı… Asırları aşıp günümüze ulaşan bu gür ses, hâlâ yankılanmaya devam ediyor. Müzeye kaldırılan edebiyat, müzenin kapılarını zorlayarak hayata akmak için zaman ve zemin kolluyor. Bu hususta ona kılavuzluk edecek gönül insanlarının himayesini umuyor ve bekliyor.
Orta Asya'nın bu günkü görünen boyutuyla 1990 yılı sonlarına doğru tanıştık. Sovyetlerin salpa yalpa devinmesinin sonunda yıkılmasıyla birlikte duyulan özgürlük çığlıkları onları fark etmemize sebep oldu. uyuklayan gönül tamburamızın yayları kıpırdamaya aşina olduğumuz özgürlük tınısıyla çalmaya başladı.