Türkiye, Azerbaycan ve Kırgızistanla birlikte Ortak Türk Ordusu (TAKM) projesine katılan dahası Türk Keneşine katılma yönünde de irade beyan eden Moğollar, Oğuz Kağanın amca çocuklarıdır. Ülkenin doğu sınırlarını güvenlik altına almak amacıyla Batı Türkistandan gönderilmişlerdir. Dolayısı ile Oğuzlar Türkse, Moğollar da Türktür. Kaldı ki devrin tarihçilerinden Nasreddin Tusî Moğollar bir Türk boyudur diye yazmıştır. Yine bir başka tarihçi Reşideddin de Moğolları, Türklerin bir sınıfı saymıştır. Ünlü gezgin Marko Polo ise Oğuzları ve Moğolları Tatar olarak kayda geçmiştir. Günümüz tarihçilerinden Jean-Paul Roux ise Moğollar hakkında şunları söyler: İmparatorluk bünyesinde bir Moğola karşılık yedi Türk (Oğuz, Karluk, Kıpçak) oranı söz konusudur. Ordudaki askerlerin büyük çoğunluğu Türktür. Ordu düzeni Mete Handan alınmadır. Devlet düzeni Göktürklerin devamıdır.
Cengiz Han ve Moğollar konusunda en çok ayrıntı (detay) veren tarihçilerden biri de Prof. Dr. Zeki Velidi Togandır. 1941de yayınlanan Moğollar, Cengiz ve Türklük adlı eserinde ve yine 1946da yayınlanan Umumî Türk Tarihine Giriş adlı ünlü eserinde Cengiz Han hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir. Çin kaynaklarına dayandırılarak verilen bilgilere bakılırsa 1221 yılında Çao-hong adında bir Çinlinin başkanlığındaki elçilik heyeti Cengiz Hanı ziyaret etmiştir. Çinli elçi, Cengiz Hanın soyunun Kök/Gök Türklerin devamı olan ve o dönemlerde Şato Türkleri olarak kayda geçen topluluktan olduğunu kaydetmiştir. Daha da ilginç olansa Cengizin dış görünüşüdür. Elçi, Cengiz Hanın uzun boylu, kumral saçlı, beyaz tenli, yeşil gözlü olduğunu bildirmiştir. Ki elçinin verdiği bu bilgiler Göktürk kağanları için de geçerli fiziksel özelliklerdir.
Moğol sözcüğünün ölümsüz/sonsuz ordu anlamına gelen Türkçe bengü koldan dönüşerek mongol/moğol şeklini aldığı da söylenmektedir. Ki benzer bir kullanımı karakol biçimiyle Anadolu Türkçesinde de görürüz. Özünde ise -Moğol sözcüğü/kavramı- etnik anlamdan ziyade Selçuklu, Osmanlı, Özbek gibi siyasal bir tanımlamayı anlatmak için kullanılmıştır. Hatta öncesinde Oğuzlar diye bir boy da yoktur. Sakaların devamı olan bir kısım Türkler, Oğuz Kağanın adı ile anılır olmuştur. Sakalardan kopan bir diğer kolun, hükümdarları Mada/Matadan (Mete) dolayı Medler diye anılması gibi Oğuz Kağandan, Oğuzlar; Selçuk Beyden, Selçuklular; Osman Gâziden, Osmanlılar; Özbek Handan, Özbekler Özbekistan; Karluk, Yağma, Çiğil gibi Türk boylarının yurdudur bu arada. Son yıllarda Türk dünyasında dağınıklığın giderilmesi amacıyla Türk boylarını Karluklar, Kıpçaklar, Oğuzlar diye üç ana öbekte (group) toplayan tarihçiler de vardır.
Peki, ama Türkiyede Moğolları Türk kabul etmeme yanlışlığı daha doğrusu takıntısı nereden kaynaklanmaktadır? Tamamen dinî çevrelerden Arap Abbasî Halifesi Mustasım Billahın -Müslüman olmayan Turanîlerin/Türklerin katli vaciptir. anlamına gelen bir fetva vermesi üzerine, Hülagü Han ordusu ile Bağdata girer. Hülagüyü karşısında gören halife bu kez fetvasını inkâr eder. Halifenin dönekliğine çok kızan, Bir din adamı sözünden döner mi? diyen Hülagü Han, halifeye dansöz elbisesi giydirip, sokaklarda dolaştırır. Sonra da atlara çiğnetmek suretiyle öldürtür. Bu olayla birlikte Ortadoğuda Türk hâkimiyeti başlar. Hülagü, Tengri inancına göre gömülen son hükümdardır. Torunları Müslüman olmuştur. Dolayısı ile Türk tarihine, Arapların gözü ile bakılmamalıdır. Ve tabi sadece Müslüman Oğuzları (Türk-i iman; Türkman/Türkmen) Türk kabul etme yanlışlığından ve/veya takıntısından da kurtulmak gerekir. Değilse, Kuzeydoğu Anadoluda yaşayan Kuman/Kıpçak torunlarının yani Doğu Karadenizde yaşayanların Türklüğü bile sorgulanır hale gelir. Yöresel çalgı aleti olan kemençe, Kuman/Kıpçakların yadigarı iken üstelik.. Tıpkı Türkînin türküye dönüşmesi gibi, Kumançe de zamanla kemençeye dönüşmüştür bu arada. Moğollar ile ilgili olması açısından Osmanlıdan da bir örnek verelim: II. Murad zamanında (hicrî 843 tarihinde yazılmış) bir takvimde Cengiz, Ögedey, Güyük, Mengü, Hülagü, Abaka, Keyhatu gibi Müslüman olmayan Türk hükümdarlar da rahmetle anılmıştır.
Ortak Turan/Türk Ordusu projesi gerçekleştiği takdirde dünya tarihi açısından bir dönüm noktası olacaktır. Şimdilik dört ülkenin imza koyduğu bu projede Moğolistan da yer almaktadır. Çünkü ülkesinin nerdeyse 1/3inden fazlası Çinin işgali altındadır. Tıpkı Doğu Türkistan gibi İç (Güney) Moğolistan da Çin boyunduruğundadır. 30dan fazla etnik ve/veya topluluktan oluşan Çin öyle sanıldığı kadar güçlü bir ülke değildir. Uygur, Salgur, Kazak, Kırgız gibi Türk topluluklarının yaşadığı Doğu Türkistan başta olmak üzere, Tibet, İç Moğolistan, Mançurya, Hong Kong gibi ülkelerde eş zamanlı çıkacak bir başkaldırı (isyan) Çinin sonunu getirecektir. Bu başkaldırıya Çinin gölgesinden kurtulup, Güney Kore ile birleşmek isteyecek olan Kuzey Kore, Tayvan ve hatta Çinin doğal rakibi Japonya başta olmak üzere başka ülkeler de destek verecektir. Mete Hanın, 35 bin kadar askerle geldiği Tatung-Fu Vadisinde 320 bin kişilik Çin ordusunu yok (imha) ettiği de unutulmamalıdır. Tatung-Fu Savaşı dünya ordularında bugün ders olarak okutulmaktadır. Türk ordusunda kan, yine o kandır. Atatürkün, kendisine vedaya gelen Japon elçiye dediği gibi: Bir gün tüm Türk devletleri Çin Seddinde buluşacağız. Bu muştudan kimsenin kuşkusu olmasın.
Dünyaca ünlü Cengiz Han yasaları aslında Türk töresinden başka bir şey değildir. Hatta Cengiz Han yasalarında Herkes istediği dine bağlanabilir. Ancak herkes Tek Tengriye (Tek Tanrı/Gök Tanrı) inanmakla yükümlüdür. diye bir madde bile vardır. Cengiz Hanın asıl adı Timuçin olmasına rağmen, han olunca Oğuz Kağanın oğlu Tengizin (Deniz) adını almıştır. Tengiz, t/d c ses değişiminden dolayı Moğol lehçesinde Cengiz biçiminde söylenir. Yine bu özellik dolayısı ile Şato Türklerinin Börü Tegin oymağından ve/veya obasından olan Cengiz Hanın aile adı Moğollar arasında Börçegin olarak söylenir. Zaten Türkçe (Oğuz Türkçesi) ile Moğolcanın Hunlar döneminde birbirinden ayrıldığını yani ayrı lehçeler haline geldiğini Türkçe, Moğolca ve Çince üzerine araştırmalar yapan Von Gabain de ortaya koymuş bulunmaktadır. Benzer bir durum Oğuzlarla, -Batılı kaynaklarda Kuman, Polovitz gibi adlarla da anılan- pala bıyıklı Kıpçaklar arasında da vardır. Oğuzların/Türkmenlerin keldim/geldim dediğine, Kuman/Kıpçaklar celdim derler. Ve Kuman/Kıpçakların torunları olan Doğu Karadenizdeki kardeşlerimiz de haliyle.
Sözün özü; Türkler bin boydur, bunlardan biri de Moğoldur.
Aziz Dolu Atabey
azizdolu.wordpress.com