Putsever (putperest) Araplarda kölelik yaygın bir uygulamadır. Hatta bu durum İslamiyetten sonra da uzun yıllar devam etmiştir. Araplar, azat edilen yani özgürlüğü geri verilen kölelere mevali demiştir. İslamiyetten sonra, Arapların kılıcı ile karşı karşıya kalan topluluklar ya Müslüman olacaktır ya köle. Haliyle bu topluluklar biraz da can, mal ve namus korkusuyla Müslüman olmuşlardır. Yemenden Fasa kadar uzanan geniş coğrafyada -Arap olmadığı halde- Araplaşan topluluklar da cabası.. Araplar, din değiştiren ama Arap olmayan topluluklar için de mevali kavramını kullanmışlardır. Dahası sözde din kardeşliğini sömürgecilik (imperialism) için bir araç olarak kullanan Araplar, mevali dedikleri kişilerin malını, namusunu bile kendilerinde hak görmüşlerdir. Durum, Türkler açısından daha da dramatiktir. Horasan ve Kafkasyadan tutsak alınıp götürülen Tengri ve/veya Musevî (Yahudi) inançlı Türk çocukları -erkek ise- köle savaşçı, -kız ise- odalık (cariye) yapılmıştır. Arap toplumunda mevali eşittir Türk algısının kökeninde Arapların Türklere uyguladığı bu zorbalık (zulüm) yatar. Mevali denilen kadının -gerçekte tecavüz sonucu- dünyaya getirdiği çocuğun biyolojik babadan kaynaklı veliaht olma, miras alma gibi haklardan yoksun olduğunun da altını çizelim. Çocuk, avulda/avluda (aile) bir sığıntıdır sadece. Bir Arapın, mevali kabul edilen yani Arap olmayan bir Müslümanın ardında toplu namaz kılmasına bile karşı çıkılan sapkın bir dönem.. Hem de Afrikadan tutsak edilip getirilerek köle yapılmış Habeşli Bilali azat edip ona ezan okuma görevi veren bir elçiye (rasul) rağmen!..
Tanrının son elçisi Hz. Muhammed 571 yılında -eski adı Bekke olan- Mekkede doğmuş, 40 yaşlarında yani 611-612 yıllarında yalavaçlık (peygamberlik) görevini üstlenmiştir. Puta tapan Mekkelilerin baskısı sonucu annesinin memleketi olan Medineye, dayılarının yanına göç (hicret) eden elçi (rasul) 632 yılında, henüz 61 yaşında iken sonsuzluğa yürümüştür. Künyesi Ebu Bekir (Bekirin babası) olan ilk halife 2 yıl, Ömer 10 yıl, Osman 12 yıl, Ali 5 yıl halifelik yaptıktan daha doğrusu yapabildikten sonra -üçüncü halife Osmanın da akrabaları olan- Şam kökenli Emevîler yönetimi ele geçirmiştir. Halifelerin adıyla birlikte söylenen hazret sözcüğü saygı belirten bir hitaptır. Türkçede sayın, saygıdeğer gibi karşılıkları bulunmaktadır. Yine rasulullah, Tanrının elçisi; habibullah, Tanrının sevgilisi; imam, önder demektir ve bunların Türkçesini kullanmanın dinî açıdan hiçbir sakıncası yoktur. Emevîlerden sonra Abbasîler iş başına gelir. Abbasîleri yönetime getirenler Ebu Müslim öncülüğünde ayaklanan Horasan Türkleridir bu arada.
Emevîlerle başlayan ve mevali uygulaması adı verilen ayrımcılığa ilk karşı çıkan bilgin (âlim) künyesi Ebu Hanife (Haniflerin babası) olan Mansur oğlu Numandır. Aile kökleri Horasana dayanan dahası Türk olduğu söylenen Ebu Hanife 699-767 yılları arasında yaşamış ve hem Emevî hem de Abbasî dönemine tanıklık etmiştir. Ehl-i beyte yani Hz. Muhammedin kızı Fatmanın soyuna yapılan zorbalığa tepki gösteren Ebu Hanife her iki yönetim tarafından da dışlanıp kovuşturmaya uğramıştır. Emevîlerce Bağdattan Hicaza (Mekke-Medine) sürülen, Abbasîlerce tutuklanan Ebu Hanife zindanda ölmüştür. Hatta zehir verilerek öldürüldüğü de söylentiler arasındadır. Herkes, Tanrı bizim elimizi bu olaya bulaştırmadı. Biz de dilimizi bulaştırmayalım. diyerek Ali-Muaviye meselesinden sıyrılan İmam Şafi gibi şark kurnazı olacak değil ya..
Arapların mevali takıntısı biraz yumuşamakla birlikte Abbasîler döneminde de sürüp gitmiştir. Örneğin Arap/Abbasî halifesi Kaim canını, malını, namusunu kurtaran ve Türklerin Oğuz/Kınık boyundan olan Tuğrul Beye mevali olduğu gerekçesiyle kızını vermek istememiştir. Tuğrul Beye doğunun ve batının koruyucusu/hükümdarı unvanı bizzat kendisi tarafından verilmişken üstelik.. Arapların seçkin ulus (kavm-i necip) kuruntusu, takıntısı diğer uluslara baskı ve zorbalık olarak yansımıştır. Ta ki Müslüman olmayan Türklerin öldürülmesine olur (fetva) veren Arap/Abbasî halifesi Mustasım Billahı öldürten İlhanlı hükümdarı Hülagü Hana kadar!. Güney-batı Türkistandaki Müslüman Türklerle (Karluklar, Oğuzlar) kuzey-doğu Türkistanda yaşayan Tengri inancındaki Türkleri (Kıpçaklar, Moğollar) birbirine kırdırmaya çalışan Abbasîler de böylece tarihin tozlu raflarında yerini almıştır. Büyük Selçukluyu çöküşe götüren Hasan Sabbah ve Haşhaşîlerinin kökünü kazıyan da Hülagü Handır. Hülagü Han aslında ateşe tapan Zerdüştü ortadan kaldıran Sakaların, kadınları orta malı (konsomatris) yapmaya kalkan Mazdeki yok eden Akhunların yolundan gitmiştir. Araplar ise geçen yüzyılın başında sömürgeci İngilizleri ve el-nebi lakabını taktıkları işgal ordusu komutanı General Allenbyyi, Tanrının kılıcı (seyfullah) denilen Türklere ve -lakabı Mehmetçik olan- Türk ordusuna tercih ederek Emevîlerin, Abbasîlerin yoluna revan olmuşlardır. Can çıkar huy çıkmaz diyen atalara rahmet..
Arapların mevali takıntısı ve/veya üstün ırk kuruntusu günümüzde de sürmektedir. Hem de Üstünlük ancak takvadadır. diyen Hz. Muhammede rağmen.. Çok değil, 2020nin mart ayında Suudî Arabistan müftüsü: Türkler mevalidir, İslamı temsil edemezler. şeklinde açıklama yapmıştır. Zaten Araplar Şiî/Caferî/Alevî Türklerin, Endonezya-Malezya ve Orta Afrika gibi uzak diyarlardaki diğer Müslümanların bile kabul ettiği İstanbuldaki Türk padişahının dinî önderliğini, otoritesini de hiçbir zaman kabul etmemişlerdir. Ülke sınırları İngilizler tarafından cetvelle çizilmiş, -üzerine Mehmetçiğin kanı sıçramış- bayrağı İngilizler tarafından tasarlanmış dahası Ermenistandan Yunanistana hatta Çine kadar her uluslararası meselede Türkiyenin karşısında saf tutan, kendisine maddî-manevî en büyük/her türlü desteği veren ülke Türkiye olmasına rağmen nankörce bir tutumla Türkiye karşıtı her ülkeyle işbirliği yapan bir Filistin gerçeği ortada dururken ve de 3. Dünya Savaşının fitilinin ateşleneceğini bile bile Mehmetçik Filistine!.. demek ne menem bir akıl tutulmasıdır. Sanırsınız ki Yüce Tanrı Arapları Hollywood artisti, biz Türkleri de onlara koruma (bodyguard) olarak yaratmış.. Türk devleti de Arapları Esirgeme Kurumu oluyor haliyle. Türk çocuğu artık Arap çölleri için kanını dökmeyecektir. diyen büyük önder Atatürke rahmet..
Tanrının elçisi bizden çıktı diye övünen, -başta Türkler olmak üzere- Müslüman olan diğer toplumları mevali bir başka deyişle ikinci sınıf dindaş gören bir Arap anlayışı, yaklaşımı.. Halkı mevali görülen, yönetim biçimi laik/demokratik/hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine ve kurucusu Gâzi Mustafa Kemal Atatürke yönelik olmadık karalamalar (iftira), suçlamalar da cabası.. Peki, ama aklı başında bir kişi ve/veya toplum yalavaç (peygamber) bizden çıktı diye övünür mü? Dönemin en aşağılık, en zavallı toplumu bizmişiz ki Tanrı bile dayanamayıp müdahale etmiş diye utanıp sıkılması gerekmez mi? Tabi utanıp sıkılmak için insanda biraz yüz olması gerekiyor.
Aziz Dolu Atabey
azizdolu.wordpress.com
** Minyatür, Hülagü Hana aittir.