Sıfır matematikte en son bulunan rakamdır. Bir niteliğin yokluğunu ifade eder. Toplamada etkisizdir. Çarpmada ise sonucu sıfır yapar. Bunun ötesinde sıfır başlangıç veya nötr bölgeyi temsil eder. Sayı doğrusunda sıfırın sağı artı solu eksidir. Matematikçi olmadığıma göre daha fazla sıfırın matematikteki işlevi üzerine ahkâm kesmemeliyim. Benim düşünme sistemim içinde sıfır nötr veya başlangıç noktasını temsil etmektedir. Kullandığım “sıfır tabanlı düşünme” kavramı çerçevesinde başa dönmeyi, mevcut verileri yerli yerine koyduktan sonra yeniden kurgulama için başlama noktasıdır.
İnsan algısı ve gerçeklik üzerine felsefi akımlar antik çağlardan beri devam eder. Felsefi akımların çıkış noktalarının başında da gerçek ve mutlak kavramları hakkındaki farklı bakış açıları önemli bir yer tutmuştur. Bu akımların kimi dünyayı gölgelerden ve algılardan ibaret görürken bir kısmı tam tersini savunabilmiştir. Tüm bu tartışmaların üzerindeki olgu ise insanın gerçekliği algılaması ve bu algılamadaki farklılıktır ve kısaca algının izafiliği olarak adlandırılabilir. Basitçe her insan gerçeği farklı algılar veya farklı boyutlarıyla tanımlar.
Benim cevaplara itirazım tam da bu noktadan başlıyor. Totaliter bir toplumda klişeler vardır. Toplumun tamamına dayatılır ve ezberletilir. Düşünme fiili bu kavramların kullanılmasından ibarettir. Herkes şeyleri aynı şekilde görmeye mecbur edilir. Sanat yaygın ve ululanmış değerlerin her defasında yeniden ve farklı formlarda ifadesidir. Bunu anlamak için geçen yüzyıl Rusya’sına bakmak yeter. Her milliyetçi toplum totaliter öğeler içerir. Bu içerik düşünmede katılık ve ön kabullere alışkanlık yapar ve düşüncenin özgürlüğünü sınırlar. Daha da ileri gidelim insanın sosyalleşme süreci içinde düşünülmeden içselleştirilen her tür inanç ve bilgi düşüncenin önünde engeldir. Gerçeklik hakkındaki düşünce ne kadar farklı ise o kadar zengindir. Ne kadar tek düze ve aynı çizgide ise o kadar fakir ve anlamsız.
Bu noktadan hareketle herkesi sıfır noktasına davet ediyorum. Hiçliğe, yokluğa değil, tüm bildiklerinizin tepesine, her yanı görebildiğiniz zirveye, başa davet ediyorum. Sıfıra varmak zordur. Hangi zirveye çıkmak kolay oldu ki! Sıfır tabanlı düşünce başkalarının bakış açılarından kurtulmayı, insanın kendi sorusunu sorabilme cesaretini ve düşüncelerini yeniden kurabilmeyi, dünyayı kendi gözünden görebilme serüvenini temsil ediyor.