Bir efsaneye göre; denize gidip de denize taş atmayan yokmuş. Kimileri öfkelerini boşatmak için, kimileri kaç kere suda taşı sektireceğim diye, kimileri özlemlerini boşaltmak için ve kimileri ise gerçek sevgilerini okyanusa karıştırmak için denize taş atarmış.
Deniz ise, coşkun dalgalarıyla o taşları bir heykeltıraş gibi yontar, şekillendirir ve hatta birçok taşı da birbirine karıştırıp, farklı renklerde ve şekillerde yeni taşlar yaparmış.
Pek çok insan denize gittiği halde, sadece ve sadece mecnun misali sevgiye, aşka kalpleri açık olanlar, kıyıdaki sayısız taşların arasından, dalgaların getirdiği, o sevgiyle atılan taşları görebilirmiş, sevgiyle atılan bu taşlar, şekil itibariyle kalbe benzermiş. Kim ki; bu taşlardan bulup küçük bir sandığa koyup, o sandığı birine hediye ederse, sandığı alan kişi dünyadaki diğer eşini bulurmuş...