hakan.yozcu@hotmail.com

     ÇIKMAZ SOKAK
Ýskele Kültür Ve Sanat Derneði, bu seneki tiyatro sezonuna iki oyun birden hazýrladý. Önce “Ahududu” ve sonra “Çýkmaz Sokak”
Amatör bir tiyatro grubu için bu hiç de azýmsanacak bir durum deðil. Birçok tiyatro grubu senede ancak bir oyun çýkarabilirken ve hatta çoðu kez oyun da çýkaramazken taktirlere þayan bir durum diyebiliriz.
Gerçekten ÝSDER önemli bir boþluðu dolduruyor kendi bölgesinde. Çýkarýlan oyunlar amatörün de ötesinde. Genelde, Türkiye’de ve dünyada bilinen, tanýnan ve çok oynanan oyunlarý getiriryor seyircisinin önüne ÝSDER. Bu oyunlarý Kýbrýs tiyatroseverleriyle buluþturuyor. Ve bana göre baþarýlý da oluyorlar.
Ekip tamamen amatör. Oyuncular bu iþten býrakýn para almayý, kazanç saðlamayý, çoðu kez kendi ceplerinden ödüyorlar. Çalýþmalara gidip gelirken dernekten tek bir kuruþ yardým almýyorlar. Benzinlerini ve diðer masraflarýný da kendileri karþýlýyor. Yani tamamen özverili bir anlayýþ içerisindeler. Ýçlerindeki tiyatro sevgisi böyle davranmalarýna neden oluyor.
Bu sene, önce Ahudu’yu oynadýlar. Farklý, deðþik bir komedi türüydü Ahududu. Korku üzerine kurulmuþ, heyecan verici, polisiye komedi denecek biçimde bir oyundu. Zevkle izledim.
Geçen hafta ise Maðusa’da Çýkmaz Sokak adlý oyunla üçüncü kez seyircinin önüne çýktýlar. Ben, ancak üçüncü oyunu izleyebildim. Tabii seyirci ilk oyunlara göre daha azalmýþtý. Ama izleyenler de büyük keyif aldýlar benim gibi.
Çýkmaz Sokak, Usta yazar Tuncer Cücenoðlu’nun Tek perdelik bir oyunu. Bir Drama. Oyunun ana temasý “Ýþkence ve Öç alma”
1980 yýlýnda yazýlan Çýkmaz Sokak oyunu dünyada birçok dile çevrilmiþ ve sahnelenmiþ bir oyun.Türkiye’de de birçok profesyonel ve amatör gruplar tarafýndan oynanmýþ. Seyirciler tarafýndan çok beðenilmiþ. Oyunun belki de çok sevilmesinin nedeni konusu. Ýþkence konusunu ele alýyor oyun.
“Ýþkence, fiziksel veya ruhsal, göz korkutma, caydýrma , intikam alma, cezalandýrma veya bilgi toplama amaçlý insanlara aðýr acý verme amaçlý yapýlan uygulamalar” diye tanýmlanýyor. Ýþkencenin, tarihi ve kullanýlan yöntemlere bakýldýðýnda ne kadar acý bir durum olduðu görülür.
Ýnsanlarýn yüzlerce yýl dikkatini çekmiþ bir konudur iþkence. Edebiyat eserlerine konu olmuþtur. Romanlara, þiirlere, öykülere ve tabii ki tiyatrolara...
Çýkmaz Sokak, ÝSDER’in vazgeçilmez yönetmeni Sami yakar tarafýndan sahnelendi yine. Artýk Sami Yakar Hocamýz bu alanda kendi bölgesinde bir marka. Adeta tek adam. Tiyatroyu kendine amaç edinmiþ. Mesele haline getirmiþ onu. Varsa yoksa tiyatro diyor.
Oyunda Mert Partalcý, Bilen Kýlýç ve Ceren Boyacý rol alýyor. Suflör:Murat Sirhan, Iþýk -efekt: Hasan Sirhan.
Celika rolunde Bilen Kýlýç her zamanki gibi büyük bir performans sergiliyor. Bu sefer çok deðiþik bir karakterle çýkýyor seyirci karþýsýna. Ses tonu bir harika bu oyunda.
Celika, genç kýz iken suçsuz yere iþkence görmüþ. Haksýz yere annesini ve sevdiði adamý kaybetmiþ. Bu olay kendisinde büyük bir travma yaratmýþ. Öç alma duygusu her bedenini sarmýþ. Ve tam yedi yýl sonra kendisine iþkence yapan adamla yüz yüze gelmiþ. Ýþte oyunun heyecaý bu yüzleþmeden sonra baþlýyor ve gerilim had safhaya çýkýyor.
Celika ve kardeþi ondan intikam almak için bir oyun oynarlar. Spanoz’u bir þekilde eve getirirler; ve oyun böylece geliþir.
Oyunda içinde yaþadýðýmýz düzenin yanlýþ iþletilmesi eleþtiriliyor. Dönen çarkýn nasýl döndüðünü, saðlýksýz bir döngünün içinde olduðumuz anlatýlýyor. Ýnsanlarýn zayýflýklarý, geçmiþteki yaþananlar, insanlarýn görevlerini nasýl kötüye kullandýklarýný ve bunun ortaya çýkardýðý olumsuz etkiler ele alýnýyor.
El broþüründe “Cellatla Kurban yer deðiþtirirse ne olur?” sorusu yer alýyor. Ýþte oyun baþtan sona bu soruya cevap arýyor.
Gerilimi oldukça yüksek, heyecaný bol, merak unusurunun hayli fazla olduðu bir oyun.
Baþta aðýr olarak baþlayan oyunda ilerledikçe doz yükseliyor ve seyirci yerine mýhlanýyor sanki. Nefes almakta zorluk çekiyor. Göz bebekleri büyüdükçe büyüyor.
Özellikle Spanos rolünde Mert Partalcý güzel bir kompozisyon çiziyor bu oyunda. Diðer oyunlardan çok farklý bir çizgi. Aðýr ama bir o kadar da ilgi çeken bir kompozisyon. Esarete uðrayan, zincire vurulmuþ bir esiri bundan daha güzel bir þekilde anlatamazdý doðrusu.
Ýnsan geçmiþte yaptýklarýndan piþmanlýk duyar mý? Yapýlan, kendisine verilen bir görevse, yanlýþ da olsa onu uygulamak ne kadar doðru olur?
Bir de Mert Partalcý oyunda evlat sevgisine mükemmel bir vurgu yapýyor. Evladýnýn esir alýndýðýný ve onun da öldürülmek üzere haber beklendiðini öðrenince yýrtýnýyor. “Oðluma dokunmayýn. Ne yapacaksanýz bana yapýn. Beni Öldürün. Onun bir suçu yok” çýðlýklarý hala kulaklarýmda...
Lilika rolünde ise Ceren Boyacý, saflýðýn, temizliðin, sevginin tablosunu çiziyor. O kadar zarif, o kadar narin, o kadar saf ki oyun boyunca ona hayran kalmamak elde deðil.
Önce intikam almasý duygusu yaþarken, sonra karþýsýndakinin de bir insan olduðu, ve ne olursa olsun bir insana bu kadar kötü davranýlamayacaðý düþüncesi beliriyor zihninde. Yaptýðýndan piþmanlýk duyuyor. Ablasýný vazgeçirmeye çalýþýyor.
Ama oyun içinde oyun baþlamýþtýr. Artýk geriye dönüþ yoktur.
Tam vazgeçilmiþtir ki...
Ýyi seyirler diliyorum.
Bu oyunu izlemediyseniz hala bir þansýnýz var.
Sakýn kaçýrmayýn...