..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yedi iklim dört köþeyi dolandým / Meðer dünya her tarafta bir imiþ. -Dadaloðlu
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Levent Ölçer




15 Temmuz 2012
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (7. Bölüm)  
Levent Ölçer
"Hepimiz yapmamýz gerekenleri yapýyoruz Althar! Önündeki savaþa yoðunlaþ!" "Seni geri zekalý, s..k kafalý gölgeörücü! Liçleri üzerine çekeceksin!" diye gürledi Althar. Dostunu uyarýyordu. O anda aðzýndan çýkarken fark etti cüce. Rom'un gülümsemesini görmesine gerek yoktu. Romulion da bunu istiyordu. Gölgeörücü kendini yem olarak ortaya koyuyordu. "Seni bin babanýn çocuðu seni!" diye öfkeyle küfretti Althar. "Bunu yapma!" diye baðýrdý paladinin sesi. Ama artýk geç olduðunun o da farkýndaydý. Olan olmuþtu.


:AGFC:
Filo þamandýralarý aþtý ve ilerlerdi. Durgun sular sakin, sessiz ve huzur doluydu. Týpký dibinde yatan gibi. Uzun zamandýr buradaydý Uyuyan. Tarih nedir bilinmeyen bir zamandan mý kalmýþtý burada? Ýlk Umlobb'dan bile önce buradaydý belki de. Adý Altýndiþ idi. Altýngöl'ün güzel sularýndaki bu derin çukurun dibinde arasýra gezinse de çoklukla uyur ve de uyurdu. Ona söz verilen þey buydu ve ondan istenen buydu. O bu çukurun bekçisi, bu evin sahibi idi. Zamanýn sonuna dek bu onun varoluþ nedeniydi.

Derinlerde, karanlýk soðuklarda bir koca tepe yavaþça kýpýrdandý. Can sýkýntýsý ve hafif bir bezginlik vardý bu kýpýrtýda. Koca tepenin gözü açýldý. Derken diðer gözü. Derken diðer altý gözü açýldý. Siyah göz bebekli, sarý kocaman gözlerde düþmanlýktan eser yoktu ama rahatsýzlýk doluydu. Tepe devasa cüssesinden beklenmeyecek bir zarafetle yerinden yükseldi ve kocaman Altýndiþ, yüzmeye baþladý. Kocaman, devasa ve ayný zamanda çok güzel, zarif bir yaratýktý Altýndiþ. Çaðlar üzerinden akýp geçerken bu gölün dibinde bütün bedeni altýn ile kaplanmýþtý.
Altýndiþ adýný, dudaklarýnýn arasýndan yukarý doðru fýþkýran iki koca altýn diþten almýþtý. Bedenini çok güçlü ve güzel bir köpekbalýðýný andýran bir bedendi. Bedeninin bazý yerlerinde vücudu vatoz çizgilerine de sahipti ve baþýnda çýkan ikisi büyük ve uçlarý ýþýldayan sekiz dokungacý vardý. Sürat ve güç için yaratýlmýþ koca yaratýk derin çukurun dibinden yükselirken hem zarif, hem hýzlý ve hem de ýþýltýlýydý.

Shoku ýþýklarý gördü ve geldiðini biliyordu. Sular koca bir tepe gibi yukarý patlamadan ve devasa altýn beden sudan sýçramadan önce Shoku onun geldiðini biliyordu. Koca bir kahkaha koyverdi. Neþeyle, coþkuyla haykýrdý. Çozz da þevkle kükredi.

Filonun üzerinde ve arka saflarda güvenli bir mesafeden uçan liçler bu dipten geleni gördüklerinde þaþýrabilselerdi þaþýrýrlardý. Bunun yerine sadece koruma ve saldýrý büyülerini hazýrladýlar.

Altýndiþ, göl sularýný bir fýrtýna gibi karýþtýrarak yüzeye sýçradýðýnda en yakýndaki filo gemileri siyah dumanlara patlayýp süratle silikleþiyor, yok oluyordu. Gemiler ve içindekiler Altýndiþ yaklaþtýkça yok oluyordu! Altýndiþ'in metalsi bedeni sürprizlerle doluydu. Altýn derisinin altýndaki damarlarýnda akan kanda güçlü bir temizleyici, güçlü bir arýndýrýcý vardý. Bu arýndýrýcýnýn kudreti anti-büyüden bile fazlaydý.

Filolarý yok olurken liçler öne çýktý ve çok yaklaþtýklarýnda onlarýn binekleri olan iskelet ejdersiler de duman olup daðýldý gitti. Liçler hemen toparlanýp kendi doðaüstü yetenekleriyle havada süzülür hal aldýklarýnda büyülerini yaptýlar. Güçlü ateþtoplarý havada yeþil alevleriyle ve uðursuz ezgileriyle gürledi.
Ateþtoplarý hedeflerini vurdu ve yok oldu. Altýndiþ filonun altýna dalýp süratle yüzdü ve sonra dumana dönüþmekte olan gemilerin üzerinden sýçrayýp göðe yükseldi. Bütün vücudu kuyruðunun ucuna yükselerek neredeyse suyla temasý kaybedecek kadar yükseldi. Tam havada asýlý duran beþ liçin ortasýna yükseldi ve bedeni bir an için bu liç hilalinin tam ortasýnda öylece asýlý kaldý.
O anda sekiz gözü ile bu beþ liçi uzun uzun inceledi ve onlarla sanki konuþtu.
Ama bu konuþmadan iki taraf da çok memnun kalmamýþ olacak ki liçler süratle bir kaçýþ manevrasý ile daðýlýr gibi oldular. Ve ayný anda zaten Altýndiþ'in dokungaçlarý ýþýltýlarýyla birlikte þaklýyor ve liçlerin üzerine çöküyordu!

Liçler kaçamadý. Dokungaçlar liçleri yakaladý ve süratle koca Uyuyan'ýn aðzýna çekti onlarý. Ve o anda da havada asýlý duran Altýndiþ göl sularýna geri düþmeye baþladý. Düþmesi çok gürültülü ve çok çalkantýlý olmuþtu. Dört yüz elli metre uzunluðunda ve sadece gözlerinin büyüklüðü beþ metre çapý bulan, bir mavnayý çiðnemeden rahatça aðzýna atabilecek büyüklükteki bu yüzen tepenin, tsunami gibi bir dalga yaratmasý çok doðaldý.

Altýndiþ göl sularýna geri döndüðünde ýþýklarý hemen sönmeye baþladý. Iþýklar sönerken bu sulardaki namevt filosu da ýþýklarla birlikte daðýlýyor ve kayboluyordu. Koca ölüm filosu ve beþ kemm liç artýk yoktu.

Shokunami boyu yirmi metreye varan koca dalgalarýn korven filosuna doðru büyüyüp ilerlemesini yüzünde koca bir sýrýtýþla izledi. Bu büyüleyici ve etkileyici yaratýðýn onuruna ilk fýrsatta bir kadeh kaldýracaktý. Kendi mavnalarý ve kadýrgalarý bu sertlikte dalgalara dayanacak güçte inþa edilmiþti ama korven gemileri sadece yüzen çöp yýðýnlarýydý onun gözünde.
Bir dakika geçmeden dev dalgalar korven filosunu yutuyordu. Gemilerinin çoðu sadece güçlükle su üstünde kalabilen mavnalar ve eski püskü kadýrgalar olan filonun büyük bölümü, dalgalar geçtikten sonra artýk su üzerinde deðildi. Gemiler batarken yanlarýnda fareadam çýkartma ordusunun yarýsýný da götürüyordu. Karaya çýkabilenlerin kaderi ise daha guruplanamadan süratle savunucularýn kýlýçlarýna boyun eðmek idi. Shokunami bu muhteþem yaratýk için kadeh kaldýrmaktan vazgeçti. Onun için üç gün üç gece boyunca içecekti.

Bu bozgun haberi sadece subay saflarýna ulaþtýðýndan ordu üzerinde yýkýcý bir etki býrakmamýþtý ama korven subaylarý arka arkaya yedikleri darbelerin þiddetini içlerinde duyuyordu. Bu saldýrýnýn çýlgýnlýk olduðunu daha yaþlý subaylar artýk açýkça görüyordu. Daha az akýllý ve daha çok kana susamýþ gençler ise sadece korvence kudurmuþ ve açgözlülükle uluyordu.

****

Bütün cephelerde bir Altýndiþ olsaydý Beþ Þehir savunucularý için hayat çok daha kolay olurdu ama hayat asla o kadar kolay olmazdý. Ýyi þeyler kendiliðinden olmazdý ve onlar için savaþmak gerekirdi. Nitekim Althar ve Akýncýlarý da Savunucular ile birlikte çarpýþýyordu.

Romulion savaþ meydanýnda Althar'ýn gurubuyla beraberdi. Althar kendi akýncýlarýný beþerli guruplar halinde cephe çizgisi üzerine yaymýþtý ve savunmaya destek oluyordu. Ortadaki gurubun merkezinde, en önde Althar varken Rom da geriden durmaksýzýn yýkým ve destek büyüleri yolluyordu. Jeena yayý ve yeþim kýlýçlarý ile esiyordu. Bir ateþdevi ve ork melezi olan Brom çevresinde yarattýðý ateþler ve patlamalarla, savaþ alanýnda vahþi bir disiplinle hüküm sürüyordu. Bunlarý destekleyen ise þifa ve destek büyülerini üzerlerinden eksik etmeyen, fýrsat bulduðunda celp ettiði ýþýltýlý arý sürüleri ve saçtýðý yýldýzmýzraklarý ile ortalýðý seyrelten druid Talix Aygazabý(Moonrage) idi.

Beþ saat olmuþtu. Arka ve ön saflar Derindere birliklerinin çok iyi uyguladýðý profesyonel savaþ manevralarý ile düzenli olarak yer deðiþtiriyordu ve cephedeki askerler dönüþümlü olarak istirahat edip dövüþerek dayanýklýlýklarý destekleniyordu. Yine de bitmek bilmeyen namevt dalgalarý üzerlerine vururken aþýnma kaçýnýlmazdý. Romulion da bunun farkýndaydý. Askerler dinleniyor, yiyor, içiyor hatta uyuklayýp biraz rahatlýyordu, þifa ve tazelenme büyüleri yanýnda iksirler ile de kuvvetleri muhafaza edilmeye çalýþýlýyordu. Ama herþeyin bir sonu vardý. Askerlerin gücünün, kahramanlarýn dayanýklýlýk ve fedakarlýðýnýn, büyücülerin büyülerinin bir sonu vardý. Bu saldýrý sonsuza dek karþý koyamayacaklarý kadar sertti ve sertliði gittikçe artacaktý.
Bu ölülerin sonunu göremiyordular. Bu lanetli liçlerin açtýðý iskelet geçitlerinden ön saflara iskelet bölükleri akmaya devam ediyordu. Korvenlere mavnalarla destek gelip duruyordu.

Rom içinde uyanan þüphe ve karanlýkla çarpýþmaya devam etti. Ýçinde neler olabileceðinin kabuslarý onu taciz edip duruyordu. Bu þehir düþerse diðer dört þehrin hiç þansý kalmayacaktý. Burasý en güçlü direnç noktalarýydý ve bu noktanýn kaybýyla artýk geri dönüþü olmayan biçimde Altýngöl korvenlerin önüne ödül gibi serilecekti.

Gölgeörücü içinde yükselen karanlýk ezgilerden güç alarak daha büyük büyüler yapmaya baþladý. Bu þehrin düþmesine izin vermeyecekti. Bu bölgede yaþayan ahalinin gidecek yeri yoktu. Altýngöl düþerse korvenler ve kilis arasýnda kalacak mültecilerin kaçacak yeri olmayacaktý. Geçitlerin bütün nüfusu güvenli noktalara taþýyacak gücü ve zamaný olmayacaktý. Altýngöl geçitleri hiç böyle bir tahliye ihtimali göz önüne alýnmadan sadece taktik amaçlý inþa edilmiþ geçitlerdi. Bölükler kurtarýlabilirdi ama þehirler kurtarýlamazdý.

Karanlýk melodiler uðursuzca havada dalgalandý ve büyü oluþtu. Büyü havada asýlý kalýp bekledi. Kara cüppesi ve kara pelerini büyünün rüzgarýnda uçuþan, kara kukuletalý gölgeörücü elindeki Wromag'ýn korkunç görünüþlü kudret asasýyla çok karanlýk ve öfke dolu görünüyordu. Çevresinde kan kýrmýzý ýþýltýlý kocaman siyah rünlerden üç halka dönüyordu. Romulion sadece bir an durdu ve sonra emretti.
"Kara Fýrtýna Essin! Düþmanlarým ezilsin!" diye haykýrdý Çilekeþ Romulion.

Düþman saflarýn ortasýnda, havada asýlý duran bir metre çapýnda bir karanlýk küresi oluþtuðunda namevtler buna aldýrmadý. Ama liçler büyüyü hissetti. Yine de karþýlamak için çok geçti. Büyü patladý.
Siyah küre ölüolmayan ordunun üzerine bir bora gibi patladý. Güçlü þok dalgalarý ölüm ordusunun ortasýndan koca çemberler halinde yayýldý durdu. Balyozlardan bir ordu hücuma kalkmýþ gibi ölüolmayan orduya bindirmiþti. Ordunun aldýðý hasar çok dehþetengiz idi. Bu büyü çok güçlü bir büyüydü ve Rom onu yaparken epey bir fedakarlýkla onu daha da güçlendirmiþti. Romulion'un gözlerinden ve burnundan kan geliyordu. Kulaklarýndan kan sýzýyordu.

"Rom!" diye haykýrdý Althar. "Saçmalamayý kes!" diye inledi sesi. Rom'un bu denli karanlýk ve acýya batmasýndan hoþlanmýyordu Althar. Bunun arkadaþý üzerindeki etkilerinin farkýndaydý. Fiziksel etkilerin caný cehennemeydi ama bu kadar büyük güçlerle oynadýðýnda Romulion'un ruhu da bu karanlýklardan etkileniyordu.
"Hepimiz yapmamýz gerekenleri yapýyoruz Althar! Önündeki savaþa yoðunlaþ!"
"Seni geri zekalý, s..k kafalý gölgeörücü! Liçleri üzerine çekeceksin!" diye gürledi Althar. Dostunu uyarýyordu. O anda aðzýndan çýkarken fark etti cüce. Rom'un gülümsemesini görmesine gerek yoktu. Romulion da bunu istiyordu. Gölgeörücü kendini yem olarak ortaya koyuyordu.
"Seni bin babanýn çocuðu seni!" diye öfkeyle küfretti Althar. "Bunu yapma!" diye baðýrdý paladinin sesi. Ama artýk geç olduðunun o da farkýndaydý. Olan olmuþtu.

Savaþýn karmaþasýnda bile, çarpýþýrken uyulmasý gereken kurallar vardý. Büyücülerin uygun destek ve koruma olmadan çok fazla dikkat çekip baþa çýkabileceklerinden daha fazla düþmaný üzerlerine çekmemeye azami dikkat etmeleri gerekliydi. Þifacýlardan ve koruyucu kalkan görevi yapacak dayanýklý savaþçýlardan mahrum bir saldýrýya kalkýþmak bir büyücü için ölüme davetiye çýkartmak demekti.

Ýþte hemen geliyordu ilki. Bu denli süratli ve yoðun bir büyü patlamasý karþýsýnda eserlerini korumak için öne çýkýyordu liçler. Þimdiye kadar hep sadece arkadan savaþ alanýna ordu akýtmakla ilgilenmiþtiler ama þimdi birisi oyunun kuralýný deðiþtirmiþti. Ýþte buraya dökülmeye baþlýyordular!

Althar ilk liçin geliþiyle birlikte savaþ alanýna çöken karanlýk ve soðuðu iliklerinde duydu. Derken ikincisi geldi ve karanlýk derinleþirken soðuk keskinleþti. Althar'ýn yardým çaðrýsýna gerek kalmadan Savunucularýn en güçlü büyü kullanýcýlarý da bir bir ortaya çýkýyordu liçlerin karþýsýna!

Savaþ alanýnda iþte þimdi tam bir kýyamet daha doðrusu bütün kýyametlerin anasý kopuyordu. Havada kulaklarý saðýr eden büyük büyülerin ezgileri kükreyip duruyordu. Savaþ þu anda kýlýçtan çok büyüye dönmüþtü ve þimþek fýrtýnalarý ile tipiler devasa ateþ toplarý ve boralarla harmanlanýyordu. Büyücüler çarpýþýrken askerler iyice korunma pozisyonu alýp geri çekiliyor ve iskeletler tam tepelerinde kopan bu kýyamet ile ezilip parçalanýyordu!
Diðer þehirlerdeki savaþlar tamamen durmuþtu neredeyse. Çatýþma dozu çok düþmüþ neredeyse bir ateþkes yayýlmýþtý bütün savaþ alanlarýna. Elinde kýlýçla birbirini öldürmeye çalýþan fareadam ve Beþ Þehir askeri sanki kendi kaderleri o tepenin üzerindeki Derindere'de kopan kýyametin sonucuna baðlýymýþ gibi orayý izlemeye koyulmuþtu.

"Büyücü kavgasý!" diye gürledi Althar'ýn savunma hattýna hükmeden sesi. "Kýlýçlar! Hattý ne pahasýna olursa olsun koruyun! Þifacýlar! Koru ve Yaþat düzeni! Büyücülere odaklanýn!"

Liçin geliþini çok uzaktan duymuþtu Çilekeþ Romulion. Gölgeörücünün çevresinde örülü muska ve korumalarýn ikaz sesleri çýldýrmýþ gibi çalýyordu. Rom gelenin güçlü olduðunu biliyordu. Çok güçlüydü. Ýldar üzerinde pek çok liç ile karþýlaþmýþtý iþi gereði ve bu kadar güçlü bir liç sýradan bir liç deðildi. Ve bu liç, yalnýz da gelmeyecekti. Acý acý gülümsedi. Aklýnda gerilere gitti. Çocukluðuna gitti. Uzaklarda isimsiz küçük bir kasaba. Küçük, basit, önemsiz insanlarýn yaþadýðý kýyýda kalmýþ bir yer. Gece vakti. Çöken karanlýk ve canavarlar. Gelen kötülük ve karanlýk ateþin elçisi. Ölüm, acý, korku ve gölgeler. Kan ve sevdiklerin kaybý. Korku... Kaçýþ... Suçluluk. Lanet.

Küçük çocuk karla kaplý karanlýk ormanda gözünde yaþlarla koþuyordu. Arkasýna bakmadan olanca gücüyle aðlayarak koþuyordu. Kalbi göðsünden fýrlamak istercesine bir güç ve süratle atýyordu. Öyle hýzlý atýyordu ki bu küçük yürek, sanki çocuðu her adýmda ayaklarýnýn da ötesinde kalbinin atýþý bir adým daha ileri fýrlatýyordu. Hýçkýrýklarý ve artýk kesilen nefesiyle çocuk koþmaya devam etti. Yorgunluk onu yakalarken arkasýndan gelen büyük gölgeyi, onun kötülük dolu derin kýzýl gözlerini görmek için geriye döndü. Ayaðý takýldý ve karlarýn üzerine yere düþtü. Bir çukura yuvarlandý. Çukurun dibinde aðaç köklerine çarparak durabildi. Çürümüþ aðacýn kökleri kýrýldý. Çocuk aðacýn köklerinin gizlediði küçük bir ine düþtü. Çocuðun gözleri korku, bitkinlik ve kafasýný vurmanýn sonucu olarak kapanýrken alnýndan kanlar yüzüne süzüldü.

Romulion'un gözlerinden bir çift kanlý gözyaþý süzüldü. Korku ile çok uzun zaman önce yüzleþmiþti. Korkunun sonu olmadýðýný görmüþtü. Kaçmaktan býkmýþtý. Sonunda onunla yüzleþmiþ ve üzerine bütün öfkesini, bütün nefretini kusmuþtu. Acýgetiren Romulion olmuþtu. Ýçindeki gölgelerin gücüyle kudreti bulmuþtu. Þimdi o karanlýk kudreti bir kez daha çaðýrdý.

Fýsýltýlar duydu. Tanýdýk bir sesti bu. Ýçindeki karanlýðýn ve gölgenin sesiydi bu. Bu Romulion'un gölge yanýnýn sesiydi.
"Zaman... Çok uzun zaman oldu.. Neredeyse asýrlar gibi..." diye inledi içindeki karanlýk ve yaramaz ses. Romulion'un gölge yanýydý bu ses.
Gölge Yaný, her gölgeörücünün içindeki bir güçtü ama gerçekten güçlüler ve iradesi kuvvetliler içlerindeki bu gücü çaðýrýp bir süre için onu kullanabilirdi. Gölge yaný, ona hükmeden -daha doðrusu onunla barýþýp bir ortak zemin bulabilen- gölgeörücülere büyülerinde daha fazla delicilik ve hasar, savunmalarýnda daha büyük derinlik ve nüfuz edilemezlik vermenin yanýnda, ilkel fiziksel kabiliyetleri ve savunmalarý da beraberinde getirirdi.

Rom gözünde kanlý yaþlarla teslim oldu. Öfkeye ve karanlýða sarýldý.
Geçmiþin hayaletlerine kollarýný doladý.. Çilekeþ bir sevda ile acýyý kucakladý ve kendi batýklýðýnýn dibine doðru batmaya boyun eðdi. Kedere battý.
Dibe vurduðunda öfkeye yol verdi. Nefrete bulanmasýna izin verdi. Ýçindeki karanlýðýn anasý olan korkuya sarýlýp gücü buldu ve onu çekip çýkardý, aldý. Gölgeörücü karanlýk kudreti üzerine bir týlsým gibi giyerken, Kan Savaþlarý'nýn ünlü þahsiyeti Ateþoðlu Ven'in tarihe iz býrakmýþ büyülü sözleri dudaklarýndan döküldü.
"Yalnýzlýk gücüm oldu, Karanlýksa kalkaným. Yürüyorum, üzerimde acýdan zýrhým, Elimde kanýmdan kýlýcým."

Daha sözler bitmeden Rom'un tetiklediði çifte büyü onu süratle ve büyünün kulaklarý saðýr eden, gözleri acýyla kamaþtýran rengarenk, güçlü ezgileriyle sarmalamaya baþlamýþtý.

Fedakarlýk büyüsü ve gölge anlaþmasý ayný anda üzerine çökerken Rom bunun altýnda ezilmedi. Bu büyüleri bir zýrh gibi kuþandý ve býraktý bu güçlü zýrh onunla bir olup onu alsýn.

Üzerindeki büyülü nesnelerin bazýlarý gölge anlaþmasýnýn sonucu olan baþkalaþým büyüsünün rüzgarlarýnda deðiþip birbiriyle karýþýrken ayný anda fedakarlýk büyüsünün sunaðýnda pek çok büyülü eþyasý da parçalanýyor ve ortaya çýkan güç gölge büyüsünce emiliyordu.

Rom'un deðiþimi bunu bizzat yaþayan adam için neredeyse saatler sürmüþtü. Acýlý, kederli, zorlu ve sonsuza dek kaybolmuþluk gibi; derin bir dehþet barýndýran bu zaman süresince, aslýnda sadece birkaç saniye geçmiþti.

Romulion kendisini çýplak bir dev gibi gösteren gölge zýrhýnýn içindeydi. Teni ve gözleri simsiyah karamýþ, cüssesi ikiye katlanmýþtý. Gölge zýrhý karanlýk ve parlak, canlý ve uðursuz duruþluydu. Üzerinden siyah buðular tütüyordu ve çevresinde uðursuz fýsýltýlar söylenip duruyordu. Göðsünde ve alnýnda kýzýl birer mücevher, fýrtýnalarla çalkalanan ateþ denizleri gibi parlýyordu. Karanlýk gölge yanýna dönüþmüþ olan gölgeörücünün dudaklarý düþmanlýkla sinsice güldü. Rom artýk yoktu. Burada Kara Romulion vardý. Gölge Romulion vardý.

Liç üzerine süratle çöktü. Aldýðý emir ile dehþetengiz bir süratle gelip bütün gücüyle vurmaya baþlamýþtý.
Daha ilk vuruþta liç karþýsýndakinin sýradan bir büyücü olmadýðýný biliyordu. Acý kalkanýndan üzerine geri gelen vuruþ çok güçlüydü. Liç yeþil ölüm enerjisinden ikinci bir koca mýzraðý savurma düþüncesiyle süratle korumalarýný kurdu ve büyüyü güçlendiren rünleri havaya saçýp ezgileri fýsýldamaya baþladý.
Kara Rom'un bu olanlarý izlemeye hiç niyeti yoktu. Liçin güçlü vuruþu onu iyice öfkelendirmiþ ve içindeki nefret dolu canavarý kudurtmuþtu. Gölgeörücü içindeki bütün gücü çaðýrdý ve iki eliyle havada, baþýnýn üzerinde kocaman bir karanlýk küresi oluþturdu. Ýçi kýzýl ateþlerle çalkalanan ve çatýrdayan mor þimþeklerle yüzeyi dalgalanan küre kýsa bir an havada asýlý kaldýktan sonra patladý. Ses korkunç bir kükreme, dehþet saçan bir haykýrýþ idi. Kürenin içinden liçin üzerine akan þimþeklerle sarýlý kýzýl ýþýn hedefini vurduðunda liçin çýðlýðý savaþ alanýnda kulaklarý kanattý.

Liç havada süzülme gücü yüzünden dizlerinin üzerine düþmedi belki ama sanki havada görünmeyen iplerde kontrolsüzce sallanýyor gibi daðýnýk ve bilinçsiz, zayýf bir hale gelmiþti. Kendini toparlamaya çalýþýyordu ama uðursuz, acýlý çýðlýklarýyla kurmaya çalýþtýðý kontrolsüz büyüler yüzünden bunda çok zorlanýyordu. Liçin aldýðý darbe hem gücünü hem de varlýðýný çok kötü yaralamýþtý. Yozlaþtýma ýþýný, liçin varlýk özüne kadar etki eden bozucu gücüyle çok yýkýcý bir darbe vurmuþtu.

Tamamen içgüdüsel bir tepkiyle iþi bitirmek için hamle etti Kara Romulion. Sað elinin parmaklarý ve eli, dirseðine kadar kolu kýzýl bir ýþýmayla kaplandý ve hemen sonra da kýzýl ýþýða dönüþtü. Kýzýl bir ýþýktan kýlýca dönüþen sað kolunu doðrulttu gölgelerin elçisi. Ýleriye okundan fýrlamýþ bir yay gibi atýldý ve anlýk bir sýçrama ile liçin karþýsýndaydý.
Liç hemen tepki verdi ve kalan bütün gücünü bir intihar büyüsüne sarmalayýp eliyle Rom'un baþýndaki kristale dokundu.
O Rom'un gölge yanýna temas ederken Rom'un kýzýl ýþýða dönüþmüþ intikamcý eli de liçin özüne dalmýþtý.
Ýki düþmanýn özü de düþmanýn kýlýcýyla yüzleþti. Düþmanlarýn iradeleri ve güçleri yüzleþti.
Sadece bir tanesi bundan kurtulabilirdi.
Liçin özü paramparça daðýlýp filakterisinde toparlanmak üzere kaçarken Rom geriye doðru devrilmemek için kendini zorladý. Dengesini korudu.
Yaralanmýþtý. Kara yaratýk içinde adeta koca bir yarýkla sarsýlýp duruyordu. Aðzýndan kan sýzýp duruyordu. Vücudu titriyordu. Dizleri zorlukla bütün bu acý ve tüketici enerji yüküne karþý onu ayakta tutabiliyordu.

Bir büyü fýsýldadý gölgeörücü. Gelen ikinciyi de görmüþtü. Bu haliyle onun karþýsýnda durabilmesinin imkaný yoktu.
"Morag!" diye fýsýltý gibi çýkan bir haykýrýþla inledi Rom'un karanlýk sesi. "Sana anlaþmamýzýn bedelini sunmak için geldim! Sana kan sunuyorum! Düþmanýmýn kanýný ve kendi kanýmý sunuyorum! Kabul et Morag!" diyerek baðýrdý Rom. Sesi gitgide güçlenirken dizlerinin üzerine yýðýldý Rom. Fedakarlýk büyüsü ile emretti. Elindeki büyülü yadigarlarýn neredeyse tamamýný kurban sunaðýna koydu. Kal'i Nahr diyarlarýndaki büyük güçlerle harmanlanmýþ kudretli nesnelerden biri olan Wromag'ýn Asasý'ný da burada kurban etti.
Dizleri ve elleri üzerine yere yýðýlan gölgeörücünün sýrtýndaki gizli dövme ateþlerle yanan bir ýþýltýyla belirginleþirken büyünün bileþeni olan acý Romulion'u sardý. Ciðerlerinden kan dereleri doðdu ve aðzýndan süzülmeye baþladý.
"Anlaþma anlaþmadýr Acýgetiren... Güç senindir, kan benim. Benim... Kan benimmmmm!!! Kannnnn!!!" diye fýsýldadý ses. Sesteki duygular ve arzular çarpýk ve hastalýk doluydu. Ses kana susamýþ çýlgýn ezgilerle doluydu. Ses kan istiyordu. Bu Kan Tanrýsý Morag'ýn; En ilkel ve en belalý, en güçlü tanrýlardan birinin sesiydi.
Morag çok nadiren ölümlülere bu derece güçlü lütuflarýný sunar ve sunacaðý zaman da bu kiþiyi kendisi ince hesaplarla seçerdi. Rom ile tanýþmasý ve ona anlaþmayý sunmasý ise uzun yýllar öncesine giden bir hikayeydi. Rom bir seçim yapmýþtý. Fedakarlýk...
Iþýk ve Karanlýk'ýn çarpýþmasýnda, gölgeli topraklarda yaþananlara karþý dinmeyen bir ilgiye sahipti Morag. Gölge çok verimli ve çekiciydi. Gölgenin karmaþasý ve seçimleri çok acýklý ve çok eðlendiriciydi. Morag böyle þeyleri sapýkça biçimde çekici ve kýþkýrtýcý bulurdu. Kan Tanrýsýnýn heyecanlarý, çarpýk ve yasak günahlarýn en batýklarýndandý.

Rom'un sýrtýndaki kýzýl dövme tamamen ortaya çýkmýþtý ve simsiyah bedeninin üzerinde kýzýl alevlerle ýþýldayarak yanýyordu.
Derken gölgeörücü acý ile haykýrdý ve baþýný geriye attý. Hala elleri ve dizleri üzerindeyken acý ile içinin yarýldýðýný ve parçalandýðýný hissetti. Acýlý kasýlmalara karþý durdu. Dayandý ve bekledi. Zaman adeta durmuþtu.

Gölgeörücünün sýrtýndan önce iki koca kanat çýktý. Yarý þeffaf kanatlar çýktý ve açýldý. Bunlar kýrmýzý ejderha kanatlarýydý. Kan kýrmýzýsý bir çift kanattý bu. Sonra uzun boynuyla kan kýrmýzýsý bir ejderhanýn baþý çýktý Rom'un sýrtýndan... Ejderhanýn baþý ve boynu, kanatlarý gitgide büyüyordu ve bir yandan da Rom'un sýrtýndan iki ön bacak dýþarý çýkýyordu. Romulion acý ile baðýrma noktasýný geçmiþti ve sadece acýya karþý durarak bu dönüþümün tamamlanmasýna kadar dayanmaya çabalýyordu.
Gölge örücü Kara Rom'un sýrtýndan iki arka ayaðý ve kuyruðu ile kan ejderhasý tamamen dýþarý çýkmýþtý sonunda. Çilekeþ, bu tam cüssesine ulaþmak için büyüyen ejderin göðsünde asýlý bir madalyon gibi kalmýþtý þimdi. Ve bu anda da o geldi.

Liç. Kemm liçi kudretli bir asa taþýyordu ve güç yadigarlarý ile kuþanmýþtý. Çevresinde korumalar ve güçlendirme haleleri ýþýldýyordu. Bütün gücüyle vuruyordu. Bora gibi bir anda gelmiþti, yukardan aþaðý doðru volkan gibi patlamýþtý. Tam Rom'a niþan almýþtý!
Rom karanlýk enerjinin mor ýþýltýlý simsiyah darbesini yediðinde zaten acýlarýn içindeydi, kavruluyordu ve bu saldýrý onun dayanma sýnýrýný aþmýþtý. Rom kaybolurken Ejder acý ile kükredi. Ýpler koptu, zincirler özgür kaldý. Canavar serbest kaldý. Romulion gidince en ilkel haliyle kan ejderi ortada tek baþýna kaldý.

Yaratýðýn acýya karþý kükremesi kocamandý. Derindere bu kükreme ile sarsýldý. Yaratýk acý ile pençelerini kayalýk zemine geçirdi ve fýrtýnaya karþý durmaya çalýþan bir aðaç gibi köklerine sarýldý. Direndi. Tutundu, Ejderha ve öfkeyle kudurdu. Rom'un ölü bedenini içine çekti ve neredeyse þefkatle, korumacý biçimde göðsüne bakarak kükredi. Sonra koca ejderin yýlan boynu liçe döndü ve yukarý sýçradý. Kükreme ile birlikte kanatlarý havayý tokatladý. Pençeleri sipsivri daha da uzadý ve nefesindeki saldýrýsýna güçlü efsunlar yükledi. Nefesini düþmanýna doðrultup patlattý!

Liç ilk vuruþta iþi bitirmeyi hedeflemiþti. Yaralý düþmanýna bu vuruþ yetmeliydi ama Rom ile Ejderha birleþirken o anda oluþan kanalda saldýrý birini tüketirken diðerini korumuþtu. Diðeri þimdi çok kýzgýn ve kontrolsüzdü.

Saldýrý liçin üzerine çöktüðünde liç ilk önce direnebildi. Ama bu kýsa sürdü. Ejderha Morag'ýn kandan ve kudretli özlerden damýtýp ürettiði bir büyü ürünüydü. Yaratýk þu anda çok ama çok kýzgýn ve kontrolsüzdü. Hem yaralý, hem aç, hem de intikam ateþiyle tutuþmuþ bir haldeydi. Ejderha kudurmuþtu. Kan Ejderhasý cinnet geçiriyordu.

Cinnet geçiren bir kan ejderhasý çok nadir bir þeydi ve en güçlülerin bile -eðer biraz akýllarý varsa-önüne çýkmadan önce kýlý kýrk yararak düþünmesi gereken bir sorundu. Liçlerin akýllarý yoktu.

Liç düþtü. Ejderha kýzýl ýþýltýlý ak ateþten nefesiyle bitmeyen bir nefes saldýrýsý ile onu yaktý kavurdu ve eritip bitirdi. Liçin özü daðýlýp kaçarken Ejderha ondan arta kalan yadigarlarýn ve ceset kalýntýlarýnýn üzerindeki gücü bir vampir gibi emerek özümsüyordu. Bu iyi gelmiþti. Özündeki bir yangýn hafiflerken þimdi diðer yangýn körüklenmiþti. Ejder kocaman kükredi ve saldýrýya geçti.

Ejderha çevresindeki diðer liçlere dönüp bakmadý. Burada büyücüler vardý ve onlar büyülerini bu liçler ile çarpýþtýrýyordu. Liçlerin dayanamadýðýný görüyordu. Ejderha onlarý önemsemedi. Kendi yoluna döndü.

Önce iskelet saflarýnýn üzerinden geniþ bir yay çizerek uçtu ve uzun bir nefes saldýrýsý ile iskelet saflarýnda kocaman bir yara açtý. Yara hem yok etmiþ hem de Derindere önüne çok küçük bir açýklýk býrakan uzun bir ateþ duvarý oluþturmuþtu.
Ejderha sonra hiç vakit kaybetmeden gözünü kan bürümüþ halde yaþayan saflarýna döndü. Ýçindeki nefret gözünü kan ile kaplamýþtý. Korven saflarý üzerine çöken ile birlikte süratle çöktü. Fareadamlarýn bu saldýrýya karþý koyacak bir þeyleri yoktu. Kaçabilenler kaçmaya çalýþtý ama ordu burada çok aðýr kayýplar verdi. Ejderin nefesinin ulaþamadýðý yere çevresindeki vampir ýþýmanýn çemberi ulaþýyordu. Korvenlerin sað kanadý neredeyse tamamen ejdere yem olmuþtu ve sol kanat ise arkasýna bakmadan kaçýyordu!

Ejder kaçanlara dönüp bakmadý bile. Kan ve intikam gözünde tütüyordu. Kocaman ve muhteþem, ölümcül yaratýk göðe bir kez daha sýçradý ve kendini bir büyü ile Kristalköy üzerine gönderdi. Buradaki üç liç hemen onun üzerine dönmüþtü ve yaratýðýn üzerine ölüm büyülerinin gücüyle dolu kara enerji ýþýnlarý yaðýyordu. Bu ýþýnlarýn bazýlarý ejderi vuruyordu bazýlarý ise uçuþunun manevralarý sayesinde boþa gidiyordu. Ama ejderin doðru zamanlanmýþ saldýrýlarý hiç boþa gitmedi.
Peþine taktýðý liçleri oyuna getirdi ve Kristalköy savunma kulelerinden görüþü kapatan bir tanesinin etrafýndan dolanýrken kendini liçin arkasýna bir sýçrama büyüsü ile taþýdý. Liç daha ne olduðunu anlayamadan büyüyle güçlendirilmiþ koca bir ýsýrýkla paramparça çiðnenip özümsendi. Bu darbeyi görüp dönen ikinci liç ise, korumalarýný yokmuþ gibi delip geçen çok yoðun bir nefes karþýsýnda buhar olup tükendi.
Ýki vuruþta iki kayýp alýnca üçüncü liç ne yapmasý gerektiði konusunda kararsýz kalmýþtý. Büyük bir saldýrý büyüsü hazýrlýyordu. Ama bu saldýrýyý hiç gerçekleþtiremedi. Arkasýndan ona vuran Ulmatores, Neekor, Cens ve diðer üç güçlü büyücünün ortak saldýrýsý bir anda liçi ölümcül biçimde yaralamýþtý. Ýkinci saldýrýyý sadece Ulma'nýn gerçekleþtirmesi liçin buradaki varlýðýný sona erdirmeye yetmiþti.

Ejder bu büyücülere yine önem vermedi. Döndü ve Derindere önünde korven ordusu ile iskeletlere yaþattýðýnýn aynýsýný burada tekrar etti. Ejder hiç vakit kaybetmedi ve aklýndaki intikam listesindeki diðer hedefe olanca öfkesiyle döndü. Aldýðý kan ve canlar içindeki yanan denizin dalgalarýný kabartýyordu, vuran gelgit dalgalarý gibi içi beslenme ve saldýrý arasýnda çýlgýn bir zevk ile yanýp kavruluyor, gelip gidiyordu. Cinnet sürüyordu! Bu muhteþemdi Kan Ejderi için.

Kabukada üzerindeki bütün liçler ve namevt filosu Altýndiþ tarafýndan yok edildiðinden Ejder burada sadece korven filosundan arta kalanlarý ve sahilde yer yer tutunmaya ateþe vermek ile yetindi. Beslenmek için durmadan döndü ve yönünü Kýlýçkasaba'ya çevirdi. Büyü ile taþýdý kendini. Bir an içinde Kýlýçkasaba'nýn açýklarýnda, gölün üzerindeydi ve kuþatma filosunu ateþe verip zeplinleri yere çakýyordu.

Liç yanýnda diðer iki liç ile beraber üzerine çöktüðünde Ejder bunu bekliyordu. Onun güçlü olduðunu da biliyordu. Ýlk saldýrýyý atlatmasý bu yüzden önemliydi ve cinnet geçiren yaratýk ilk saldýrýyý atlattý.
Ýlk saldýrýdan kýsa mesafeli bir sýçrama büyüsü ile kaçtý ve sonra pençelerini liçlerden en yakýndakine geçirdi. Liçin özü inleyip çatýrdadý ama liç inanýlmaz biçimde hayatta kaldý. Üç liç birbirne baðlanmýþ ve bir zincir oluþturmuþtu. Ejderha neredeyse gülerek saldýrdý ve saldýrdý. Bütün hasarý paylaþan çember çok kýsa sürede üzerine çöken bu kudurmuþ, bu cinnet geçiren saldýrýya çok fazla dayanamadý. Diðer liç, ejderin pençesindeki liç ile beraber daðýlýp parçalanýrken lider liç kendini baðdan kopardý. Geri çekilmedi ve bunun yerine bir fedakarlýk büyüsü ile üzerindeki niþanlarý sunup güçlenmiþ bir saldýrý ile vurdu.

Ejder yaralandý ama durmadý. Saldýrmaya devam etti. Liç kotrolüne sahip çýktý ve daha çok fedakarlýk yaptý. Daha çok güç kazandý. Daha sert vurdu. Bir kez daha kaçtý. Bir kez daha vurup bir kez daha kaçtý. Liç uzaktan ve sert dövüþtü. Liçin gücü tükenmiyor gibi görünse de Kan Ejderhasý bu ilkel ve çýldýrmýþ halinde bile bunun bir sonu olduðunu biliyordu. Bastýrmaktan yorulmadý. Yaralanýp tükenirken inatla ve kudurmuþ, bitmeyen bir kararlýlýkla saldýrmaya devam etti.

Liçin feda edecek güç yadigarý kalmadýðýnda büyülerinin de sonu geliyordu. Ama Ejderha da tükenmenin eþiðindeydi. Kýsa ama çok þiddetli bir kavga olmuþtu buradaki ve ikisi de bu sürat yüzünden tükenmenin eþiðindeydi. Derken Liç dýþarýdan bir müdahale ile büyük bir güç ile tazelendi. Ve saldýrýsý yine alevlendi.

Kan ejderinin buna verdiði tepki umursamaz biçimde oldu. Saldýrýsýna devam etti. Kararlýlýðý, inadý, öfkesi ve cinneti hiç deðiþmedi. Gücü zayýflarken ve kaný akarken, yaralarý ciddileþirken ne yavaþladý, ne de dinlenmek için durdu Ejder. Devamlý vurdu. Saldýrdý. Ýzledi. Tekrar vurdu, tekrar kovaladý. Liçi sonunda gücünün sonlarýna yine getirmiþti ama Ejder artýk tükeniyordu. Liç bunun farkýndaydý ve güçlü bir büyü için çevresinde rünleri dans ettirirken yaklaþmasýna izin verdi.

Ejder süratli uçuþuyla Liçin korumalarýna bindirdi. Rünlerin gücü ve korumalarý kýrýlýp sarsýlýrken liç gözünü bile kýrpmadan büyüsüne sakince devam etti. Ejder ýsýrdý, pençeledi, büyülü nefesini kustu, tekrar ýsýrdý ve tekrar pençeledi, bütün bedenini gücüyle ön ayaklarýyla defalarca pençelerini vurdu durdu kalkana ve sonra büyü tamamlandý.

Yeþil ýþýltýlý gümüþi bir ýþýk Ejderi göðsünden vurdu ve yaratýk bu çakan þimþek misali ýþýk ile geriye savruldu. Yuvarlandý ve yuvarlandý Ejderha.

Ve bir daha kalkamadý. Çevresi alaz kýzýl ýþýltýlý alevlerle kaplandý ve yanmaya baþladý Kan Ejderinin cesedi.

Liç bu zaferini sonuna kadar izleyemedi. Çünkü arkadan üzerine vuran birleþik büyüler, Ejderin az önce parçaladýðý büyülü korumalarýnýn son zerrelerini ezip geçmiþti. Liçin özü üzerine çöken ýþýktan kýyamete karþý duramadý. Kudretli liç bitti ve daðýlýp saçýldý. Toparlanýp filakterisinde yeniden þekillenmesi uzun zaman alacaktý.

******



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
2012: Ölülerin Ýntikamý
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (9. Bölüm - Son - )
2012: Ölülerin Ýntikamý (3)
Yeþilgözlü Þeytan'ýn Gecesi
Güneþ ve Ölüm (Giriþ)
Yaþam Hasatlayan Smir
Güneþ ve Ölüm (3. Bölüm)
Cennette Bir Sabah
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (6. Bölüm)
Yaþam Hasatlayan Smir (2)

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tatlý Sert
Zeytin Karasý
1996 Yýlý
Ufuklar: Kýrmýzý Bölge - 18
Kovan Savaþlarý (1. Bölüm)
Kovan Savaþlarý (2. Bölüm)
Yaz 2011
Ufuklar: Diversity Antalya
Ufuklar: Bronz'un Mesajý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Barbar Conan'ýn Ölüm Þarkýsý [Þiir]
Her Ýnsan Öldürür Sevdiðini [Þiir]
Kovan Savaþlarý Öyküleri [Roman]
Uzun Yol (1. - 100. Sayfalar) [Roman]
Sevgi, Mutluluk, Özgürlük ve Hayat Üzerine Felsefe [Deneme]
Tanklamak Ne Demek? [Deneme]
Ya Ýstiklal Ya Ölüm [Deneme]
Ölüm / Kalým [Deneme]
Uyanýklýk [Deneme]
Uzayda Hayat Var mý? [Deneme]


Levent Ölçer kimdir?

Fantazyada büyü, teknoloji ve aksiyon Ýldar'da buluþuyor. 07/10/2017 tarihinde þimdi diyebilirim ki neredeyse 2 senedir tek kelime yazmadým. . . 2 senedir yazar tarafým ölü. oysa oldugum þeyler içinde olmayý en sevdiðim þey yazar olmaktý :) Topraðý bol olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Süpermen, Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, Battalgazi, David Eddings, Michael Moorcock.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Levent Ölçer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.