Düþgücü güzelliði, adaleti, mutluluðu yaratýr. -Pascal |
|
||||||||||
|
O yýl, dedem ve anneannem de Ankara’dan gelip Ramazan’ý bizimle geçireceklerdi. Hem de Ramazan bayramýna kadar bizde kalmak üzere. Çok sevinmiþtim, anneannemi de dedemi de çok çok severim çünkü. Ramazan’a iki gün vardý. O gün hem dedemler gelecekti, hem de eve Ramazan için erzak alýnacaktý. Cumartesi günüydü ve biz ailece yakýnýmýzdaki küçük marketin yolunu tuttuk. Markette iþimiz bittikten sonra manava uðradýk. Ellerimizde poþetler eve döndük. Aldýklarýmýzý yerleþtirdik. Annem hemen mutfaða girdi, akþam yemeði için hazýrlýklara baþladý. Babam otogardan aldýðý dedem ve anneannemle eve geldi akþam. Çok özlemiþtim onlarý, sarýldýk, kardeþime ve bana getirdikleri hediyeleri verdiler. Anneannem çok güzel birer süveter örmüþtü bize, dedem de bembeyaz spor ayakkabýlar almýþtý. Ýkisine de çok teþekkür ettik. Ardýndan annemle birlikte hazýrladýðýmýz masaya, akþam yemeði için oturduk. Ramazan henüz baþlamamýþtý ama iftar sofrasý gibiydi masamýz çok þükür. Neþeyle yemeklerimizi yedik, ardýndan sohbet ettik. O iki gün çok güzel geçti... ... Ve iþte bu gece sahura kalkýyoruz. Annem bu yüzden biraz daha erken yatmamý istedi. Çok güzel uyumuþum ki sahurda davulun sesiyle uyandým. Davulcu tam da bizim apartmanýn önünde durmuþ, hem davulunu çalýyor, hem de mâni söylüyordu: Ýnananlar oruç tutar Gönüller hep bir atar Sevinir hep müminler Allah diyenler artar. Pencereden davulcuyu biraz izledikten sonra banyoya gittim. Elimi yüzümü yýkadým. Evde herkes uyuyor muydu ne? O sýrada mutfaktan bir ses duydum. Baktým, ohoo annem masayý hazýrlamýþ bile. Mis gibi börek kokusu mutfaðý sarmýþ, çay demlenmiþ. Sarýlýp öptüm annemi, yardým edebileceðim birþey olup olmadýðýný sordum. Vardý evet; masadaki bardaklara su doldurdum. Ardýndan gidip babamý, anneannemi ve dedemi uyandýrdým. Kalkýp el yüz yýkadýktan sonra, üçü de birazdan uykulu gözlerle gelip masaya oturdu. Dedem dua etti ve "Bismillahirrahmanirrahim" diyerek yemeðe baþladýk. Tam o sýrada içeriden sesler geldi. Mutfak kapýsýnda küçük kardeþim belirdi birden. Üzerinde pijamasý, karmakarýþýk saçlarý, uykulu uykulu bize bakýyor ve çok komik görünüyordu. "Ama ben, sahura beni de kaldýrýn, oruç tutacaðým demiþtim" dedi aðlamaklý bir sesle. Hepimiz gülüþtük. Annem, "elini yüzünü yýka gel yavrum, biz de yemeðe yeni baþladýk" dedi. O uykulu çocuk anýnda banyoya koþtu. Geldiðinde hem uykusu daðýlmýþtý hem de çok neþeliydi. Ertesi gün, benim ilk orucum gibi kardeþim de yarým gün oruç tuttu ve öðleyin iftar yaptý. Hem de hiç þikâyet etmeden tuttu orucunu. Ýftar zamaný... Annem ve anneannem nefis yemekler yapmýþlardý. Birlikte masayý hazýrladýk. Kardeþim ve ben elimizde sýcak pide top atýlmasýný bekliyorduk. Ve sonunda "gümm" diye patlayan topun sesini duyduk, ardýndan ezaný. Hepimiz birbirimize "Allah kabul etsin" dedik ve besmeleyle yemeðe baþladýk. Anneannem, "iyi ki Ramazan’da buraya gelmiþiz ne güzel, çocuklarla birlikte sahurun da iftarýn da tadý bir baþka" diyordu. Dedem, "tadý bu kadarla mý kalacak sanýyorsun, bu akþam teravih namazýna torunlarýmý da götüreceðim" demez mi? Kardeþim de ben de hiç teravih namazýna gitmemiþtik. "Ama biz teravih namazý nasýl kýlýnýr bilmiyoruz" deyince dedem, "ben öðreteceðim oðlum meraklanmayýn siz" dedi. Camiye gittiðimizde dedem, babam, kardeþim ve ben arka sýralarda bir yerde yanyana saf tuttuk. Namazda yanyana sýralanmaya saf tutmak deniyormuþ, o gece öðrendim. Çok uzun bir namazdý ama hiç sýkýlmadan kýldýk. Namazdan sonra mahalleden birkaç arkadaþýmýzýn orada olduðunu gördük, birlikte caminin geniþ bahçesinde biraz oyun oynadýk. Ramazan özellikle de o yýl öyle güzel geçti ki. Ýftarý, sahuru, teravih namazý, hatta davulcusu ile Ramazan’ý benim gibi herkes özlemle hatýrlar. Hele gün boyu süren açlýk... O açlýða sabretmek bile büyük ya da çocuk, inanan her insana zevk verir. Babamýn, tuttuðum oruç ve kýldýðým namazlar için, eve gelirken yol üzerindeki bakkaldan aldýðý çikolatayla her iftar sonrasý beni ödüllendirmesini de unutmayayým tabi ki. Ramazan, her çocuk için çok güzel anýlarla doludur, havasý ve tadý unutulmaz. Dedem, "ahh, nerede o eski Ramazanlar" derdi arada. Sonra ayný sözleri babamdan iþittim. Þimdi de ben diyorum: "Ahh, nerede o eski Ramazanlar!" Fuat Türker
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |