Dünya üzerinde yaþamýþ/yaþayan bütün insanlar huzur ve mutluluðu yaþayabilmenin yollarýný ararlar. Her insan bunun için bir hedef belirlemiþtir. O hedefe ulaþtýklarýnda insanlar mutlu olacaklarýný düþünür; ancak yanýlýrlar…

Amaçlarýna ulaþtýklarýnda hayal ettikleri mutluluðu ya bulamaz ya da kýsa süreli bir mutluluk yaþarlar. Bu çok kýsa ve geçicidir. Yöneldikleri her hedefte sonuç hep aynýdýr. Çok mutlu olduðunu düþünen kiþinin dahi, içini sýkan ve ona huzursuzluk veren onlarca konusu vardýr. Kimi insan da mutlu olduðunu söylerken gerçekte rol yapar; o sahte bir mutluluktur. Çünkü bir insanýn gerçekten huzur ve mutluluða kavuþmasý, sýkýntýsýz yaþamasý, yalnýzca Allah’ýn hoþnutluðunu hedeflediði bir hayat sürmesiyle mümkündür.

Bu Kur’an’ýn verdiði bir sýrdýr; kalpler Allah’ý anarak tatmin bulur, huzur Allah’ýn anarak yaþanýr. Bu sýrdan habersiz olan bazý insanlar, her yolu denedikleri halde düþledikleri mutluluðu yakalayamamalarýnýn, hayatýn deðiþmez gerçeði olduðunu düþünürler. Oysa Yüce Allah her konuyu çözümüyle birlikte yaratmýþtýr. Bu nedenle tarih boyunca tüm insanlara, ihtiyaçlarý olan her türlü bilgiyi ve açýklamayý hak kitaplarý ve elçileriyle haber vermiþtir. Her konudaki sorunun olduðu gibi, mutsuzluðun çözümü de Kur’an’da insanlara bildirilir. Ýnsanlar ancak Allah’ýn tavsiye ettiði güzel ahlaký yaþadýklarý, O’nun üzerlerindeki korumasýný kavradýklarýnda dünya hayatýnýn her anýndan zevk alabilirler. Ancak o zaman Allah’ýn benzersiz yaratmasýyla süslediði çevrelerindeki güzellikleri gereði gibi takdir edip, mutlu olmayý baþarabilirler. Her yere Allah aþkýyla bakarlar ve dünyada da cennet benzeri bir hayat yaþarlar.

Ýnananlar her durumda Allah’a güvenen, her iþinde O’na yönelip dönen, Allah’ýn hoþnutluðunu yaþamýnýn hedefine yerleþtiren insanlardýr ve Rabbimizin sonsuz rahmeti, sevgisi ve yardýmý sürekli onlarýn üzerindedir. Allah; “… Ve sizin Allah’ýn dýþýnda ne bir veliniz vardýr, ne bir yardýmcýnýz. (Þura Suresi, 31) sözleriyle haber verdiði gibi, inananlarýn yanýndadýr ve onlarý hiçbir zaman yalnýz ve yardýmsýz býrakmayacaðýný vaat eder.

Ýmam Rabbanî de Allah’ý anmanýn önemi konusunda Mektûbat’ýnda þu sözleri söyler: “Yavrum! Annenin yavrusuna karþý yaptýðý gibi daha ne zamana kadar kendine böyle titreyeceksin? Daha ne güne kadar nefsin için üzülecek, sýkýntýlara düþeceksin? Yakýnda elbet öleceksin. Zümer Suresi 30. ayette þöyle buyruldu; “Gerçek þu ki, sen de öleceksin, onlar da öleceklerdir.” Bu kýsa zamanda yapýlmasý gereken en mühim þey, çok zikir yaparak kalbi hastalýktan kurtarmayý düþünmektir. Çabuk biten bu zamanda Allah’ý hatýrlayarak, manevi hastalýða ilaç yapmak en büyük vazife olmalýdýr. Allah’tan baþkasýna düþkün olan bir gönülden hiç hayýr umulur mu? Dünyaya eðilmiþ olan ruhtan, nefs-i emmare daha iyidir.”

Allah’ý anmak; yemek, içmek, soluk almak kadar hayati önem taþýr. Kalbi tatmin olmayan kiþi þuursuz, gaflet perdeleri ardýnda yaþadýðýnýn farkýnda dahi deðildir... Kalbi içtenlikle Allah’a baðlamak, her þeyi Allah’ýn yaratmakta olduðu gerçeðini düþünmek, insanýn gerçekleri görmesini engelleyen perdeleri bir bir kaldýrýr; dünya ve ahiretin güzelliklerini önüne serer. Þeytan Allah’a yakýnlaþtýracak her þey gibi cenneti de insana unutturmaya çalýþýr. Cenneti her an hatýrda tutmak, cennet ehlinin özelliklerini kazanmamýza sebep olacaktýr.

Þunu asla unutmayalým; gerçek mutluluk için Rabbimize gönülden, tam bir teslimiyetle baðlanmamýz ve yaþamýmýzýn her anýný Kuran ahlakýna uygun bir þekilde yaþamamýz gerek... Böyle bir ahlaký yaþadýðýmýzda, dünya hayatýnda ne denli zorluk ya da sýkýntýyla karþýlaþýlýrsak karþýlaþalým, kalbimizde Allah’a güvenmenin, tevekkülün, O’nun hoþnutluðunu umut etmenin huzurunu ve mutluluðunu yaþayabiliriz…

Allah müminlere güzel bir hayat yaþatacaðýný bildirir. O güzel hayat boþ ve amaçsýz iþlerle deðil, Allah’ý anarak, Onun rýzasý için çalýþarak yaþanan hayattýr. O zaman mutmain olur kalbimiz ve hem huzuru hem de daha dünyadayken adeta cenneti yaþarýz.

Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ýn zikriyle mutmain olanlardýr. Haberiniz olsun; kalpler yalnýzca Allah’ýn zikriyle mutmain olur. (Rad suresi, 28)


Fuat Türker