..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Mutlu insanlar tatlý þeylerden söz ederler. -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Hakan Yozcu




12 Mayýs 2015
Angela'nýn Külleri Üzerine  
Hakan Yozcu
Ailesi yeni umutlarla Yeni Dünya denilen Amerika’ya göç etmiþtir. Yazar, New York’ta dünyaya gelir. Ancak babasýnýn içkiye düþkünlüðünden dolayý iþ bulamamasý ve çalýþamamasý yüzünden daha iyi bir yaþam geçirmek düþüncesiyle kendi ana vatanlarý olan Ýrlanda'ya geri dönerler.


:AHHI:

Angela'nýn Külleri, Ýrlanda asýllý ABD'li öðretmen ve yazar Frank McCourt'un 1996 yýlýnda yazdýðý 458 sayfalýk bir romandýr.
Roman, Türkçeye Neþe Olcaytu tarafýndan tercüme edilmiþ. 1999 Yýlýnda Epsilon Yayýnlarý arasýnda yer almýþ.
Roman, kahramanýnýn aðzýyla anlatýlan otobiyografik bir eser. Yani roman kahramaný kendi hayatýný anlatmaktadýr. Kahraman bakýþ açýsý yöntemiyle kaleme alýnmýþ.
Eser, sade bir dil ile Türkçeye çevrilmiþ. Akýcý bir üslubu var. Ýnsan hayatýný, yaþamýný gerçekçi bir dille anlattýðý için çok sevilen bir eser olmuþ. Bu özellikleriyle eser birçok ödül birden almýþ. Bunlardan en önemlisi “Pulitzer Ödülü”dür. Bunlarýn dýþýnda “Ulusal Kitap Kritikleri Çevresi Ödülü”, “Los Angeles Times Kitap Ödülü” var.
     Pek çok dile çevrilen bu eser, 1999 yýlýnda Ýngiliz yönetmen Alan Parker tarafýndan ayný adla sinemaya da aktarýldý.
     Roman, adeta yoksulluðun, sefaletin, açlýðýn, çaresizliðin, yokluðun ve de ölümün bir romaný.
     Daha ilk sayfada yazar Ailesinin Ýrlanda’ya döndüklerini ve burada çok sýkýntý çektiklerini anlatan ifadeler kullanýr. Ýlk cümlelerle ailesinin bir tablosunu çizer:
     “Annemle babam New York’ta tanýþýp evlenmiþler. Ben de orada doðdum. Ýrlanda’ya geri döndüklerinde 4 yaþýndaydým. Malachy 3, ikizler (Oliver ile Eugene) henüz 1 yaþýndaydýlar. Kýz kardeþimiz Margaret öleli çok oluyordu. Ýrlanda’ya dönmek büyük hataydý. Bunun bedelini hepimiz aðýr ödedik” sayfa 5
     Ýþte bu ifadeler, yazarýn ve ailesinin ne kadar çok sýkýntý çektiklerini özetliyor.
Yazar bu sayfada þöyle devam ediyor:“Geriye bakýp çocukluðumu anýmsadýðýmda, nasýl hayatta kalabildiðime hâlâ þaþarým. Kötü bir çocukluktu; mutlu bir çocukluðun pek kayda deðer yaný yoktur zaten. Sadece mutsuz bir çocukluk geçirmiþ olmak da, mutsuz bir Ýrlandalý çocuk olmak kadar kötü deðildir. Bundan da kötüsü mutsuz bir Ýrlandalý Katolik çocuk olmaktýr." Sayfa 5
Roman yazarý Frank McCourt, ailesi ile birlikte, o yýllar bütün dünyada yaþanan büyük ekonomik krizin pençesi altýndadýr. Yoksulluk ve yokluk nereye giderlerse onlarla beraberdir.
Ailesi, yeni umutlarla “Yeni Dünya” denilen Amerika’ya göç etmiþtir. Yazar, New York’ta dünyaya gelir. Ancak babasýnýn içkiye düþkünlüðünden dolayý iþ bulamamasý ve çalýþamamasý yüzünden daha iyi bir yaþam geçirmek düþüncesiyle kendi ana vatanlarý olan Ýrlanda'ya geri dönerler.
Aslýnda dönmekten de ziyade, hiç çalýþmadýðý için iþe yaramadýðý düþüncesiyle, diðer kuzenleri tarafýndan adeta buna mecbur edilmiþlerdir.
Ýrlanda’da Limerick Kenti’ne yerleþirler. Ama baba, burada da iþ bulamaz. Burada da fýrsat buldukça meyhaneye gider ve eline geçen parayý da içkiye verir. Bu nedenle geçim sýkýntýsýna düþerler. Tüm günleri açlýk ve yokluk içinde geçer.
Akrabalarý da pek yardým etmek istemezler. Çünkü onlar da yoksulluðun pençesi içindedirler.
Babasý, Franklin’i ve diðer çocuklarý, Ýrlanda’ya baðlý, ülkelerini çok seven ve gerektiðinde Ýrlanda için ölmeyi bile göze alan bireyler olarak yetiþtirir. Eve, her sarhoþ gelmesinde ilk iþi, çocuklarý kaldýrýp onlara Ýrlanda marþlarý okutmak ve o dönemlerin Ýrlanda kahramaný Cuchulain’in maceralarýný býkmadan usanmadan anlattýrmaktýr.
Baba, çocuklarýna düþkün olmasýna raðmen, babalýk görevini tam yerine getiremez. Bunun sebebi çalýþmayý sevmemesidir. Babanýn en çok sevdiði þey, bir birahaneye gidip kendinden geçinceye kadar bira içmektir. Eline geçen her parayý biraya vermektedir.
Baba, romanda ýrkçýlýkla da karþýlaþmaktadýr. Kuzeyli olduðu için hor görülmekte ve ona iþ verilmemektedir:
“Patronlar ve ustabaþýlarý her zaman babama saygý gösteriyorlar. Ama babam aðzýný açtýðý anda vazgeçiyorlar. Kuzeyli aksanýný duyar duymaz, Limerick’li birini tercih ediveriyorlar.” Sayfa 112
“Aman yarabbim! Deli bir çýðlýk atýyor. Ýþte olacaðý bu. Þunun kullandýðý kelimeye bak. Kuzeyli bir babanýn çocuðundan baþka ne beklenir. Bu kelimeyi bir daha sakýn kullanma. Çok kötü bir kelime. Lanetli bir kelime. Böyle bir kelimeyi kullandýðýn için cehenneme gidebilirsin. Cehennem nedir diye soruyor Malachy” Sayfa 48
Baba, Ýrlanda’da da dikiþ tutturamaz. Ýþ bulmak umuduyla Ýngiltere’ye gider. Ýþ bulduðunu söyler, ama ailesine hiç para göndermez. Bu, aslýnda babanýn aileyi terk etmesidir. Bir daha da geri dönmez.
Sosyal Dernekten alýnan paralarla geçinmeye baþlar aile. Çocuklarýn ara ara yaptýklarý hýrsýzlýk da artýk normal karþýlanmaktadýr. Frank McCourt, ýsýnmak için kömür çalar…
Roman kahramaný olan yazar, yaptýðý hýrsýzlýklar sonrasý mutlaka kiliseye giderek günah çýkartýr. Roman geneline bakýlýnca yer yer din motiflerine rastlýyorsunuz. Birçok sayfada mutlaka din motifi ile karþýlaþýyorsunuz: Kilise, papaz, günah çýkarmak… Düþünüyorum da bizim yazarlarýmýz eserlerinde biraz dini motiflere yer verse veya bu tür konulardan bahsetse hemen “Gerici” damgasýný yer…
Çocuklar, okula gider. Eðitimleri aksatýlmak istenmez. Bu vesileyle Ýrlanda Eðitim Sistemiyle de ilgili bilgilere rastlýyoruz:
“ Leamy’de 6 öðretmen var ve hepsinin de kayýþlarý, kamýþlarý ve dikenli sopalarý var. Sopayla insanýn omuzlarýna ya da kýçýna, bacaklarýna ve özellikle avuçlarýna vururlar. Okula geç kalýrsan vururlar, gülersen vururlar, kalemin mürekkep akýtýrsa vururlar, konuþursan vururlar, dersini bilmezsen vururlar.” Sayfa 94
“Pekala McCourt kardeþlere bir daha ayakkabýlarý yüzünden alay edecek olursanýz, sopamý çýkarýrým Neyimi çýkarýrmýþým?
Sopanýzý efendim.
Ve bilin ki o sopa canýnýzý yakar, çocuklar. Havada ýslýk çalarak Mccourt kardeþlerle alay eden kimse onun kýçýna iner. Kime inecekmiþ çocuklar?
Alay eden çocuklara efendim.”sayfa 128”
Þöyle bir karþýlaþtýrýnca, bizim Cumhuriyetten önceki Falaka sistemi ile bir iliþki kurmamýz mümkündür. Hatýrlarsanýz, önceden, babalarýmýz, bizleri okula verirken öðretmenlere “Eti senin, kemiði benim” diyerek okula teslim ederlerdi. Böylece, öðretmene olan güveni dile getirirler ve onlara tüm yetkiyi verirlerdi.
Romanda, çocuklar, iyi bir aile terbiyesi almýþ, doðru ve dürüstlükle yetiþmiþlerdir. Çevresindekilere karþý kibar ve saygýlý davranmaktadýrlar:
“Gel buraya ufaklýk! Gelsene, sana söylüyorum.
Adama doðru gidiyorum.
“Þu ikizlerin aðabeyi sensin deðil mi?”
“Evet efendim.”
“Al, bu torbada biraz meyve var. Bak, istemezsen atacaðým. Al bakalým þu torbayý. Elma, portakal, muz... Muz seversin deðil mi? Eminim çok seversin. Hadi al þu torbayý. Ýkizlere de birer muz ver bence, seslerini ta karþý kaldýrýmdan duyuyorum, belki susarlar.”
“Teþekkür ederim efendim.”
“Pek de kibarmýþsýn, kim öðretti sana bunlarý bakayým?
“Babam, efendim.” Sayfa 34-35”

Mccourt, roman boyunca, hep tekrar Amerika’ya dönmeyi hayal eder. Bu nedenle çalýþýp para biriktirmek istemektedir. Ama okul buna engeldir. Bu nedenle de okula gitmek istememektedir.
Yaþlý bir adama, kitap okuyarak, ona kömür taþýyarak ve at arabasýný kullanarak çok az da olsa para kazanmaya baþlar. Böylece çalýþmanýn erdemini öðrenmiþ olur.
Frank Amerika’da doðmuþtur; ama kader onu Ýrlanda’ya sürüklemiþtir. Er veya geç Amerika’ya geri dönecektir. Bu hayalle büyümeye baþlar. Kazandýðý parayý da bu amaçla biriktirir. Ama bundan annesinin haberi olmaz.
Çocukluktan çýkýp, gençliðe ilk attýðý adýmlarda bir postanede posta daðýtmak için geçici bir iþ bulur. Bu, kendisine büyük güven verir. Artýk kendini, büyük, yetiþkin biri olarak görür. Bu yaþta ilk defa bira ile tanýþýr. Birahaneye gider ve bira içer.
Yine bu dönemde ilk aþký tadar. Ama, âþýk olduðu kýz hastalanarak ölür. Frank bundan dolayý kendini suçlar…
Yazar, duygu ve düþüncelerini içtenlikle yazmýþtýr. Kendini o kadar güzel bir þekilde anlatýyor ki roman, sizi asla sýkmýyor… Bu nedenle mutlaka okunmasý gereken bir kitap diye düþünüyorum.
Roman sonunda, Frank, biriktirdiði para ile Amerika bileti alýyor. Ve bir gemiye binerek Amerika’nýn yolunu tutuyor.
Kardeþlerine olan düþkünlüðünden bir ara bu düþüncesinden vazgeçmek istiyor. Babasý gittikten sonra, bir gün ev sahipleri kendilerini kovar. Bundan sonra, sarhoþ bir adamýn yanýna yerleþirler. Yazar, bir gece annesinin bu sarhoþ adamýn odasýna gitmesini hiç affedemez. Annesine kýzar ve için için ondan nefret eder. Öyle ki, Amerika’ya gitmesinin baþ nedenlerinden biri de bu nefret olmuþtur diyebiliriz…
Roman, McCourt’un Amerika’ya gitmesi ve orada bir limanda bir hizmetçi kýzla iliþkiye girmesiyle son bulur.
Bundan sonra ne yaptýðý, nasýl yaþadýðý bilinmez… Roman, birdenbire biter. Adeta ortadan býçakla kesilmiþ gibidir…
Roman yazarý Frank McCourt, New York Broklyn’de 1930 yýlýnýn 19 Aðustosunda doðdu. Ailesi ile Ýrlanda’ya geri döndü.11 yaþýnda babasý onlarý terk etti. Frank ailesine yardým etmek için 13 yaþýnda okulu terk etti.
19 yaþýnda New York’a gitti. Askerliðini yaptýktan sonra yarým kalan eðitimini tamamladý. Öðretmenlik yaptý.
Görüldüðü gibi yazar, gerçek hayatýný bu eserde kaleme aldý. Hemen hemen her sayfasý gerçek bir yaþam öyküsü olan bu roman çok beðenilmiþ ve Dünya edebiyatýnda yerini þimdiden almýþtýr…






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Öykü Tiyatro ve Sanat Üzerine
"48 Saat" Üzerine
Çakýrcalý Efe Üzerine
Benim Gözümden "Tutunamayanlar"
Âþýk Osman Akçay Ýle Tanýþtýk
Çukurovalý Þair Ya da Çukurova Çocuðu
Þair Selçuk Üstün′ün Þiir Bahçesinden
Kalbim Bakü"de Kaldý
Aykýrý Oyuncular Topluluðu
Samsun'da Kktc Etkinliði

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Gün Olur Asra Bedel" Üzerine Bir Ýnceleme
Yozcularýn Kökeni ve Çangaza Köyü
Bir Þiir Emekçisi: Ýhsan Tevfik Kýrca
yaþar Kemal’in Ölüm Yýldönümü Münasebetiyle
Çeþitli Yönleriyle Prof. Dr. Erhan Arýklý
Kayacý Vadisi (Doktorun Yeri)
Ýskenderun Belediyesi Tiyatro Topluluðu
Diyetisyen Olmak
6. Türkoloji Buluþmasý
Angela’nýn Külleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yüreðimde Ýhtilal Var [Þiir]
Hayat Seni Çözemedim [Þiir]
Helallik Ýstiyorum [Þiir]
Yörük Kýzý [Þiir]
Nasihat 2 [Þiir]
Seninle Olayým [Þiir]
Geliyoruz [Þiir]
Nasihat [Þiir]
Aþk Var mý? [Þiir]
Minik Bir Þaire Rastladým [Þiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doðumluyum. Kuzey Kýbrýs'ta yaþýyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatý Bölümünden mezun oldum. 20 yýl çeþitli okullarda edebiyat öðretmenliði yaptým. Uzun yýllar Yenivolkan ve Güneþ Gazetelerinde köþe yazarlýðý yaptým. Þu an Habearkýbrýslý ve Güncelmersin Gazetelerinde yazýyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazýlarým yayýnlanýyor. Þiir, öykü ve tiyatro oyunlarý yazýyorum. Bu alanlarda çeþitli ödüllerim var. Kendime ait basýlmýþ "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Baþka" isimli iki adet öykü kitabým var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yýl Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý Genel Müdürlüðü görevinde bulundum. Halen Baþbakan Yardýmcýlýðý Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlýðý'na baðlý Müþavirim.

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.