Zamaný gelen bir düþüncenin gücüne hiçbir ordu karþý koyamaz. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
BUNUN ÖZELLÝÐÝ NE? Bir adam bir gün bir petshopa giriyor... Kendisine en yakýn duran papaðaný göstererek: -Pardon bunun fiyatý nedir? diyor. -1.000$ efendim... -Neden bu kadar pahalý peki? -Efendim o 300 tane kelime biliyor. Biraz uzaktaki papaðaný iþaret ederek: -Peki bunun fiyatý nedir? -2.000$ efendim. -Peki bu neden pahalý? -O ayný kelimeleri hem Ýngilizce hem Türkçe söylüyor. Onun yanýndaki papaðaný göstererek: -Bunun fiyatý nedir? -3.000$ efendim buda kelimeleri her dilde söylüyor. Adam biraz daha bakýndýktan sonra dükkanýn yüksek bir yerinde asýlý olan papaðaný görüyor, ve soruyor: -Bunun fiyatý nedir?- -10.000$ efendim. -Bunun özelliði nedir? -Valla bu pek konuþmuyor ama oradaki 3 papaðan buna ''hocam'' diyorlar... ** YEMEÐÝN BUÐUSU PARANIN SESÝ Hoca Akþehir'de Kadýlýk vazifesini yürütürken karþýsýna iki adam çýkmýþ. Birisi öteden beri cimriliði ile tanýnmýþ, bir aþçýdýr. Öbürü ise boynu bükük bir fakir. Aþçý sözü almýþ: - Hocam demiþ, bu adamdan davacýyým ben. Dükkanýn önünde kuru fasülye piþiriyordum. Tencerenin kenarýndan buðusu çýkýyordu yemeðin. Bu adam elinde bir somunla geldi. Kopardýðý lokmalarý yemeðin buðusuna tutup baþladý atýþtýrmaya. Nihayet koca bir ekmeði bitirdi. Ondan fasülye buðusunun ücretini istedim, vermedi. Hoca anlatýlanlarý dikkatle dinledikten sonra fakire dönüp : - Doðru mu bunlar? diye sorar. - Evet, der fakir adam. - Öyleyse para keseni çýkar bakalým. Zavallý fakir, Kadý efendiye karþý gelemez. Ýçinde üç beþ akçe bulunan kesesini hocaya uzatýr. Hoca bu sefer aþçýyý çaðýrýr yanýna. Keseyi kulaðýna yaklaþtýrarak þýngýrdatmaya baþlar. Sonra da : - Haydi, der aldýn iþte alacaðýný! Aþçý: - Nasýl olur? diye þaþkýnlýðýný belli eder. Paramý vermediniz henüz. Hoca cevap verir: - Fazla uzatma der, yemeðin buðusunu satan, paranýn da sesini alýr elbet!... ** ÇORBA Hoca’nýn caný þöyle bir tarhana çorbasý çekmiþ. Baþlamýþ aðzý sulana sulana hayal kurmaya. O sýrada kapý çalýnmýþ ve komþunun oðlu: – Hocam, annem hasta, bir tas çorba istiyor, demiþ. Hoca, söylenmiþ kendi kendine: – Hey Allah’ým, bizim komþular hayalin bile kokusunu alýyor! ** BÝR YUMURTA ÝÇÝN DEÐMEZ Ýskoçyalý'nýn tavuðu Ýngiliz'in bahçesine yumurtlamýþ.Biri: - "Tavuk benim, yumurta da benimdir" diyor.Diðeri: -"Benim bahçem, yumurta da benimdir." En sonunda Ýskoç: - "Bu böyle sürer gider. En iyisi birbirimize birer tekme atalým. Yerde en kýsa süre kalan yumurtayý alsýn" diyor. Ýngiliz de kabul ediyor. Ýskoç'un önce tekme atmasýna karar veriyorlar. Ýskoç en aðýr postallarýný giyip geliyor. Ýyice bir abanýp Ýngiliz'in bacaklarýnýn arasýna bir tekme atýyor. Ýngiliz yarým saat sonra ancak kalkabiliyor. Ýngiliz tam tekmeyi atmak için hazýrlanýyorken, Ýskoç yumurtayý uzatýyor: -"Al senin olsun, bir yumurta için deðmez." diyor. ** HOÞ GELDÝNÝZ DERSEN Hemþire hastane nöbetinden çýkýnca eve döndü. Kocasýný uyandýrmamak için yavaþça yatak odasýna girdi. Battaniyenin ucundan iki yerine dört ayak çýktýðýný görünce beyzbol sopasýný aldý ve olanca gücüyle vurdu, ardýndan kýrarcasýna bir kez daha vurdu. Ciyaklayan baðýrýþlar arasýnda týkanacak gibi oldu ve derhal mutfaða geçip bir bardak su içmek istedi; baktý ki kocasý mutfakta gazete okuyor. Adam baþýný kaldýrarak, "Caným annenler bizde, babanla bizim odaya aldým, uyumamýþlarsa bir hoþgeldin desen iyi olur..." dedi. ** DOMATES Temel'le Dursun konuþuyorlardý. Dursun Temel'in baþýndaki þiþliði görünce merak edip sordu: -Temel o baþindaki þiþluk nedu? -Fadime kafama domates atti... -Uyy domates kafa mi þiþirur ula? -Konservesi þiþiriyi uþaðum. *** SOR OÐLUM Faruk babasýna sormuþ: -Babacýðým uzayda kaç gezegen var? -Bilmiyorum. -Ýstanbul'u ilk kuþatan kimdir? -Unutmuþum oðlum. -Babacýðým sorularýmla seni sýkýyor muyum? -Sýkýlmak da ne demek oðlum! Sor, sor ki öðrenesin! ** SARI BAR Temel eðlenmek için bir yer arýyormuþ. Daha önce bir çok bara gitmiþ fakat þimdi gidecek farklý bir yer arýyormuþ. Bir arkadaþý ona Sarý Bar adlý bir yer önermiþ. Oda gitmiþ fakat diðer yerlerden hiçbir farký yokmuþ. Neyse demiþ içkisini içmiþ tuvalete gitmiþ . Bir de ne görsün, altýn bir pisuar var. Çok þaþýrmýþ, daha sonra pisuara iþeyip gitmiþ. Öbür gün yine gelmiþ ve içkisini içip tuvalete gitmiþ. Ýþemek için pisuarý aramýþ ama yerinde yokmuþ. Barmene gidip; -"Tek farkýnýz altýn pisuardý, þimdi o da yok"demiþ. Barmen barda oturan iri yarý adama dönüp: - "Necmi abii, senin saksofona iþeyen adam geldi" demiþ. ** ÝÞTE O ZAMAN Kayseri'nin bir köyünde imece yöntemiyle yol yapýlýyor. Bunun için de eþekten yararlanýlýyor.Eþek hangi yolu izlerse, orasý geniþletip araba yoluna dönüþtürülüyor. Köye gelen Amerikalý Barýþ Gönüllüsü soruyor: -Ne yapýyorsunuz böyle? -Yol yapýyoruz. -Bu eþek ne için? -O, yolun mühendisi. Yola uygun geçiþi o gösterir. Barýþ Gönüllüsü katýla katýla güler : -Ya eþek bulamasaydýnýz? -Ýþte o zaman Amerika'dan mühendis getirirdik! ** EÞEKLÝÐÝNDEN Bir gün bizim Bektaþi'yi zorla camiye götürmüþler. Ýmam o günkü vaazýnda alkolün kötülüklerinden bahsediyormuþ. Bir ara cemaate dönüp þöyle buyurmuþ: -Efendiler, eþeðin önüne bir kova su koyun, bir kova da raký hangisini içer? Cemaat hep bir aðýzdan: - Suyu hoca efendi, suyu... demiþler. Ýmam efendi kendini tutamayýp daha da ileri gitmiþ: -Neden peki efendiler? Neden rakýyý deðil de suyu içer? diye sormuþ. Cemaatten hiç ses çýkmaz olmuþ, imam da sinirlenmeye baþlamýþ. Bu arada bizim Bektaþi'nin de dayanacak gücü kalmamýþ ve imamýn sorusuna þöyle yanýt vermiþ: - Eþekliðinden imam efendi, eþekliðinden... ** BÜRO MU AÇAYIM? Adamýn biri kendisinden para isteyen dilenciye: -''Ben sokakta dilenen kimseye para vermem.'' deyince dilenci; -''Ne yani, sizden üç kuruþ para koparabilmek için büro mu açacaktým...'' cevabýný verir. ** HANGÝ SINIFA? Küçük Ali okula baþladýðýndan beri her gün öðretmeni Aysel Haným'a gidip, - "Öðretmenim beni yanlýþ sýnýfa koydunuz, benim yerim birinci sýnýf deðil, ablam üçüncü sýnýfta ama ben en az onun kadar akýllýyým, hiç olmazsa beni üçüncü sýnýfa alýn" diye þikayet edermiþ. Bundan sýkýlan Aysel Öðretmen bir gün Ali'yi kaptýðý gibi okul müdürüne çýkmýþ ve olayý anlatmýþ. Okul müdürü: - "Peki" demiþ, "Bu çocuðu bir imtihan edelim, yeri üçüncü sýnýfsa o sýnýfa koyalým" ve baþlamýþ sorgulamaya, - Ýki kere iki? Ali hemen -"Dört" demiþ, -"Sekiz kere dokuz?" Ali hemen -"Yetmiþ iki" demiþ, -"Kaç mevsim var?" Ali hemen -"Dört" demiþ. Bu sýrada Aysel Hoca da -"Müsaade ederseniz bir kaç soru da ben sorayým" demiþ ve sormuþ: -"Söyle bakalým Ali, ineklerde dört tane ama bende iki tane var, bu nedir?" Ali hemen: -"Ayak" demiþ, Aysel Hoca gene sormuþ: -"Peki senin pantolonunda olup da benim pantolonumda olmayan þey nedir?" Ali hemen yanýtlamýþ - Cep. Bunun üzerine Aysel Hoca dönmüþ müdüre, -"Üçe koyalým hocam" diyecekken; Müdür, -"Hocam, bu çocuðu üçe deðil beþinci sýnýfa koyalým, zira son iki soruya ben doðru cevap veremedim." ** ASKER ÇIKTI MI? Acemi erlerden biri levazým baþçavuþuna dert yanmýþ: - Komutaným, yemekte bize ördek böreði verdiler, ama içinde bir gram bile ördek eti yoktu. Bunun üzerine baþçavuþ askere sormuþ: - Asker!.. Sen hiç asker bisküvisi yedin mi? - Þey, evet komutaným!.. - Asker bisküvisinden hiç asker çýktý mý? ** AÞIRI HIZLI Adamýn biri, arabasýyla tam gaz giderken, trafik polisine yakalanmýþ. Arabasýný yolun saðýna çeken adam, yaklaþan trafik polisini görünce, boynunu bükmüþ: - Buyrun memur bey! - Beyefendi, aþýrý hýz yaptýðýnýz için; sizi durdurmak zorundaydým, ehliyetiniz lütfen? - Ehliyetim yok, son yaptýðým kazada ehliyetime el koydular memur bey! - Peki, aracýnýzýn ruhsatýný görebilir miyim? - Araba benim deðil memur bey, çaldým ben bu arabayý! - Anlamadým, nasýl yani? Siz bu arabayý çaldýnýz, öyle mi? - Evet memur bey, durun bi dakika torpido gözünde ruhsat olucaktý, silahýmý oraya koyarken ruhsat gibi bir þey gördüm galiba. Ýyice þaþýran trafik polisi sormuþ: - Torpido gözünde silah mý var? - Evet memur bey, bu arabanýn sahibi olan kadýný vurduktan sonra, cesedi bagaja attým, silahý da torpido gözüne koydum. - Ne, bagajda ceset mi var? - Evet memur bey. Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini aramýþ, arabanýn etrafý bir anda polislerle dolmuþ ve adamý sorguya almýþlar. Ekipler amiri adamýn ehliyetini istemiþ, adam ehliyetini çýkarmýþ; ehliyet geçerli ve temizmiþ, hiçbir anormallik de yokmuþ, adamýn ruhsatýný istemiþ, adam çýkartýp ruhsatý da vermiþ. Ruhsatý inceleyen ekipler amiri bakmýþ ki; araba adama aitmiþ, torpido gözünü açmasýný istemiþ, adam torpido gözünü açmýþ; orada da silah falan yokmuþ. Ekipler amiri bir de bagaja bakmak istemiþ, adam bagajý açmýþ; orada da ceset filan yokmuþ. Þaþkýna dönen ekipler amiri demiþ ki: - Çok garip, sizi durduran memurun anlattýðýna göre; bu arabanýn bir kadýna ait olduðunu söylemiþsiniz, kadýný öldürüp cesedi bagaja, silahý da torpido gözüne koymuþsunuz. Adam gülmüþ: - Ýnanamýyorum, o þimdi benim için "Aþýrý hýzlý gidiyordu" da demiþtir. ** ALIK TUTUYORUM Delinin bir tanesi çatýya çýkmýþ, yola doðru olta sallýyormuþ. Yoldan geçen bir adam da gülerek: -Ne o hemþerim, balýk mý tutuyorsun?demiþ. Deli de: - Ne balýðý alýk tutuyorum, demiþ. Adam tekrar gülerek: - Tutabildin mi bari, demiþ. Sinirlenen deli: -Evet tutabildim, seninle 28.oldu, demiþ. ** ALLAH ÞAÞIRTMASIN! -Karýmmm kayboldu karýmmm! - Beyefendi sakin olun burasý karakol deðil saðlýk ocaðý. - Özür dilerim... Ne olur kusuruma bakmayýn. Sevinçten nereye gideceðimi þaþýrdým da... ** HANIMINDAN KÝM KORKAR? Elazýð'da adamýn biri kahveye girer ve oyun oynayanlara hitaben : -"Hop abeler, bi dakka. Hanimindan gorhanlar ayaga gahsin." Ani bir gürültü, hayda herkes ayakta. Bir kiþi hariç. Kahvenin tamamý hayretler içinde. Soruyu soran adam, oturan adama yaklaþýr ve: "Abe helal olsun be, deliganli adammissin. Harbiden sen hanimindan korkmaz misin?" Adam nefes nefesedir. Heyecaný biraz geçince: "Yav gardaþim ele bi laf ettin ki, dizlerim kirildi, galhamadim." der. ** SAÐIR GELÝN ADAYI Çöpçatan, damat adayýný gelin çok zengin olduðu için ufak tefek kusurlarýný görmemesi için önceden uyarýr.. Gelin adayý odaya topallayarak girer. Damat adayý çöpçatana bakar : -Topal bu, der. Çöpçatan baþýyla onaylar. Damat gelinin saçlarýný okþamaya kalkar.Peruk elinde kalýr. Çöpçatana:: -Kel bu, der. Çöpçatan baþýyla onaylar. Damat adayý odadaki gümüþ takýmlara antikalara bakar. Onlarýn da sahte olmasýndan þüphelenir. Çöpçatanýn kulaðýna fýsýldamak ister. Çöpçatan : -Rahat konuþabilirsin, duymaz kulaðý saðýrdýr, der. ** YAÞASIN Ýngiliz, Alman, Fransýz ve Temel uçakta seyahat ederken yardýmcý pilot gelip: -Uçaðýn bir motoru arýzalandý, birinizi atmamýz gerek, der. Bunun üzerine Fransýz kalkar ve - Yaþasýn Fransa! diyerek kendini atar. Sonra pilot tekrar gelir: -Diðer motor da arýzalandý, der. Bunun üzerine Alman kalkar ve - 'Yaþasýn Almanya! deyip kendini atar. Pilot tekrar gelir: -Diðer motor da arýzalandý, der ve Temel ayaða kalkar: - Yaþasýn Türkiye! der ve Ýngiliz'i tutar aþaðýya atar. ** NEREDEN BÝLSÝN Bir avcý, evine gelen misafirlerine eski bir ayý postunu göstererek der ki: - "Bu ayýyý Bolu ormanlarýnda vurmuþtum." Misafirlerden biri, bu palavraya inanmayýp sorar: - "Nasýl olur? Bu kutup ayýsýdýr. Bolu'da bulunmaz." Avcý gülümseyerek cevap verir: - "Kardeþim ayý bu. Buranýn kutup olmadýðýný, Bolu ormanlarý olduðunu nereden bilsin?"
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |