"Yumuþak olma ezilirsin, sert olma kýrýlýrsýn." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Ne aradýðýmý biliyor muyum? Hayýr. Saatlerdir dolaþýyorum. Ana caddedeki trafikten rahatsýz olunca ara sokaklara saptým. Oralarda da umduðumdan daha çok araba vardý. Az kalsýn bir minibüsün altýnda kalacaktým. Ana caddede trafik sýkýþýk olunca uyanýk bazý minibüs þoförleri ara yollardan gidiyordu. Hem de ne gitme! Kelle koltukta. Daha sakin yerlere ulaþmalýydým. Þehir binalarýnýn seyrekleþtiði bir yere geldim. Birkaç dakika hiç araba görmedim, ama sonra hýzla gelen bir kamyon çýktý karþýma. Kendimi kaldýrýma atmasam ezip geçecekti. Biraz da bende kabahat var, kaldýrýmý býrakýp yoldan yürürsen böyle olur iþte. Arkasýndan hem baktým hem de küfür ettim. Külüstür bir kamyon. Daðýldý daðýlacak, bu haliyle kendini ne sanýyorsa! Büyük bir bina çýktý karþýma. Geniþ bir bahçesi var. Binanýn yüksekliði altý-yedi adam boyunda, eni otuz boyu da elli-altmýþ metre civarýnda. Tek katlý. Burasý bir hangar olmalý. Çift kanatlý büyük bir kapýsý var, kanatlarýn biri açýk diðeri kapalý. “Þýrrak þýrrak” sesleri geliyor binanýn içinden. Kamçý ya da kemer sesi olabilir. Gidip bakacaðým. Bahçenin içine girdim. Kapý yanýnda durup içeri baktým. Çok net göremesem de içerisinin insanla dolu olduðunu anladým. Ýçeri girdim, bir-iki dakika bekledim. Gözlerim ortama uyum saðlayýnca giriþte rahat, büyük bir koltuk, biraz ileride de yüzlerce çýplak erkek olduðunu gördüm. Bazýlarý ayakta bazýlarý da oturmuþ. Kafalarýný tutanlar, ön ve arkalarýný elleriyle kapatanlar, vücutlarýndaki kamçý izlerini elleriyle ovuþturarak acýlarýný azaltmaya çalýþanlar... Týknaz, orta yaþlarda, hafif göbekli, ayaðýnda çizmeleri olan bir adam “küçük daðlarý ben yarattým” havalarýnda bu çýplak insanlarýn arasýnda dolaþýyor, canýnýn istediðine kamçýsýný þaklatýyordu. Kamçýyý yiyen çýðlýk atmýyor, baðýrmýyor, hatta en ufak bir ses bile çýkarmýyordu. Cansýz mýydý yoksa bunlar? Hayýr, olamaz cansýzlarsa hareket de edemezlerdi. Bir müddet sonra kamçýlý adam yoruldu, gitti kapýnýn yanýndaki koltuða oturdu, daha doðrusu uzandý. Çýplak adamlar ona bakmaktan baþka bir þey yapmýyorlar. Orada yüze yakýn insan var, isteseler bu kamçýlý zalimi linç ederler. Ama nedense yapmýyorlar. Tuhaftýr, kamçýlý adam da çýplaklar da beni görmüyorlar; hiç birinin varlýðýmdan haberi yok. Hangarýn içini inceliyorum. Adamýn üzerine oturduðu koltuktan baþka eþya yok. Ýleride çift kanatlý bir kapý daha gördüm. Çýplaklarýn arasýnda geçip oraya doðru gittim. Bu gidiþ sýrasýnda bazýlarýna dokundum, ama gene herhangi bir tepki yok. Koltuktaki adam az sonra derin bir uykuya daldý. Horultusu ta bana geliyor. Fýrsattan yararlanýp bu zavallý insanlarý kurtarmalýydým. Adamýn yanýndaki kapýdan çýkamazlardý, uyanabilirdi. Diðer kapýyý kullanmalýydým. Ýki kanatý tutan bir sürgü vardý. Sürgüyü çektim, kolayca açýldý kanatlar. Ýçeriye ýþýk doldu. Kamçýlý adamý ve çýplaklarý çok daha iyi görebiliyordum artýk. Kapýnýn açýlmasýna ve içeri dolan ýþýða çýplak adamlar en ufak bir tepki vermediler. Ýlk gördüðümdeki pozisyonlarýný hâlâ muhafaza ediyorlardý. Yani, bazýlarý ayakta, bazýlarý oturmuþ, bazýlarý da ön ve arkalarýný elleriyle kapatmýþ... En önde oturan çýplak adamý elinden tutup ayaða kaldýrdým. Onunla birlikte oturanlarýn hepsi ayaklandý. Adamý açtýðým kapýnýn önüne getirdim dýþarý iteledim. Diðerleri de onu takip ettiler, kapýya doðru yürüyüp teksýra halinde dýþarý çýkmaya baþladýlar. Týpký bir koyun sürüsü gibi. Yüzlerce insan yürüyordu ama hangarýn içinde çýt çýkmýyordu. Son iki kiþi çýkarken kamçýlý adam uyandý. Durumu görünce ayaða fýrladý, kamçýsýný alýp kapýya doðru koþtu, ama o son iki kiþi de çoktan dýþarý çýkmýþtý. Kamçýlý adam yanýmdan geçti, beni görmedi. Kendini dýþarý attý. Ben de peþinden çýktým. O da ne! Gördüðüm manzara karþýsýnda çok þaþýrdým. Kamçýlý adam, hemen çýkýþta açýlmýþ olan derin bir çukurun içine düþmüþtü. Bu çukur önceden de var mýydý, yoksa þimdi mi açýlmýþtý? Çýplaklar da ortalýkta görünmüyordu. Onlar da bu çukura düþmüþ olabilirler mi? Ben arkama dönüp içeride baþka insan var mý diye baktým ve olmadýðýný görünce tekrar çukuru incelemeye karar verdim. Bir kez daha þaþýrdým. Çukur mukur yoktu, kapýnýn önü bir karýþ boyunda çimenlerle kaplýydý. Olanlarý açýklayamadým. Çýplak insanlar ve kamçýlý adam nereye gitmiþlerdi? Hepsi öldü mü, sað mý? O derin çukurdan sað olarak kurtulmak mümkün mü? Öldülerse acýlarý sona erdi mi? Acaba hepsinin ölümüne ben mi sebep oldum? ● ● ● (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |