Aþk eski bir masaldýr ama her zaman yepyenidir. -Heine |
|
||||||||||
|
Kültürel açýdan oldukça zengin bir yerdir. Bu bölgeden ozanýyla, þairiyle, ressamýyla, yazarýyla birçok sanatçý çýkmýþtýr. Özellikle halk aðzýnda Çukuraða olarak biline Kadirli’den tanýnmýþ þair ve yazarlar çýkmýþtýr. Yaþar Kemal Kadirli’dendir. Aþýk Feymani, Abdulvahap Kocaman, Aþýk Halil Karabulut gibi Türkiye’de tanýnan þairler hep Kadirli’dendir. Kadirli, kendi içinden birçok sanatçýyý yetiþtirmiþtir. Yaþar Kemal, “Ýnce Memed” romanýyla Dünyaca ün yapmýþtýr. Aþýk Feymani'nin ortaya çýkardýðý, Neþet Ertaþ'ýn meþhur ettiði, Kadirlili Aþýk Hüseyin'in “Acem Kýzý” türküsüyle tüm Türkiye’de bilinmektedir. Hakeza diðer þairler de ayný derecede tanýnan bilinen kiþilerdir. Günümüzde de þiir yazan ve adýný duyurmaya çalýþan gençler vardýr. Ýþte Bunlardan birini size tanýtmak istiyorum: Þair Mehmet Yozcu. Þiiri kendine dert etmiþ, yaþamý boyunca býkmadan usanmadan yazmaya çalýþmýþ, içindeki duygularý titiz bir þekilde dizelere dökmüþ, adeta gözyaþlarýnýn haykýrýþýný dile getirmiþtir. Þiir yazmaktan baþka bir þey düþünmemiþtir. Kendi sözleriyle, kendisini tanýtmasýný istediðimiz Mehmet Yozcu, þairane bir dille kendini tanýtmaya baþladý. Sözleri o kadar güzel, o kadar ahenkli idi ki sanki kendini anlatmýyor da þiir ile sohbet ediyordu: “1974’te Aðustos ayýnda, Çukurova’nýn kara yaðýz sýcaðýnda, Kadirli’nin Topraktepe Köyü’nün kýraç, boz bir tepesinde gözlerini açar aðlayarak Dünyaya, Köyün aðasýnýn son oðlu olarak. Ama gel gör ki Mehmet, daha gülmeyi öðrenmeden, bu aðalýk aile depremiyle yýkýlmýþ, Mehmet köy yerinde kalarak yetim, fakir bir çiftçi çocuðuna dönüþüverir daha 6 aylýkken. Minik adýmlarla yeni yürümeye baþlarken, hayatýn zorluklarý da çöküverir o minik omuzlarýna. Yüreði bir baþka pârelerle dolar Mehmet’in. Kabul etmez beklemediði bu hayatý hiç bir zaman. Aðýtlar yakar için için. “Neden?” der. Kendince hayaller kurar. Köy hayatý, kara sýcaklar, kýraç topraklar zorlar minik yüreðini. Ama verimsiz, kýraç topraklara inat, geleceðin yemyeþil bahçelerini kurar, tohumlar atar gönül topraðýna. Ortaokul çaðýna gelir Mehmet, yüreðinin içinde kývýlcýmlar, aþklar tutuþur artýk ve bu kývýlcýmlarý susturamaz, engeller koyamaz olur bir türlü. Susmayan yüreðinin kilit tutmaz kapýlarý ve bir gün aðýt yakarak baþlar þiirlere.” “Aðýtlarý yaktým, deli divane periþan, Ayak sesleriydi sokaklarda dolaþan. Yaðmur yüklü bulutlarda saçlarý uçuþan, Fýrtýnalar savuruþunda oldum kolaçan. Gel, son damla düþmeden gözlerimden, Mendil açtým yüreðime, duaya ulaþan, Belki kahýr duyarsýn aðýr sözlerimden Amasýz sensin derdi derdime bulaþan. Ne mumla aradým, ne çýra ile izlerini, Kýrdým hep önüne kýrýlmaz dizlerimi, Döktüm bir nehir gibi içimde gizlerimi, Kýrmadan koklasa yeþeren filizlerimi. Ben, hep garip, ben, bir çare avazýnca, Çýkmamýþ bedenden ruhum yanýnca, O gözlerin miydi görmeyen uyanýnca, Bir umut, bir sevda, can bulur sarýlýnca...” Anlatmaya devam ediyor kendini: “Coþar yüreði, coþtukça kalem düþmez elinden. Ýçi içine sýðmaz olur, yüreðinin akan nehirleri yön bulmuþtur artýk. Yýllar yýlý devam eder bu aþk. Liseli yýllarýnda edebiyata olan ilgisi artar, 2. sýnýfta diðer arkadaþlarý, matematik, fizik gibi bölümlere giderken, o, edebiyat bölümüne gider. Gider ama birçok derslerinde "Dersi dinlemiyorsun, þiir yazýyorsun" diye azar iþitir, dayak yer, dersten atýlýr çok zaman öðretmenleri tarafýndan. Bu olanlara aldýrýþ etmez, kadere der geçer, asla pes etmez, vazgeçmez þiir sevdasýndan, inadýna devam eder þiir yazmaya, derste, yolda, sokakta, parkta, evde.” “Bitmeyen bir kýþ çilesi gibiydi umutlar Gözlerime çöken uyku deðildi bulutlar Ne çam ne çýra yanýðý aðýrdý katranlar Yürekler soðuktu buz kesmiþ yananlar Ýniyor gökyüzü çýrpýna çýrpýna yaðdýkça karlar Oradan oraya uçuþur savrulurlar bütün yapraklar Haykýrýyor yine bak sitemlerini taþlar topraklar Bitmez bilirim kýrýldýkça hep çoðalýr aynalar Rengi yok matemin bellidir hüzne olan yasý Yaþlar kurudukça geliyor gözlerin aðlayasý Böylemi yoðrulmuþ kaderde dertlerin mayasý.” “Þiirlerini Okuyan çevreleri hep gýpta ile bakarlar, beðeni toplar her kesimden, sýnýf arkadaþlarý beyaz bir sayfa ile baþlayan hatýra defterlerine þiir yazmasý için sýraya girerler hep. Kimseyi kýrmaz yazar ve unutur, özel radyolarda isteklerde okunduðunda yazarýn adý derken gözleri dolar hep. Öyle ya da böyle liseden mezun olur Mehmet. Üniversite yollarýný tutar, bir yandan çalýþmaya ekmeðini çýkarmaya uðraþýr bir yandan okumaya, hayatýn onca zorluklarýna karþý ayakta kalabilmek uðruna. Defterler, kâðýtlar dolar sayfa sayfa þiirlerle. Askerlik sýrasý gelmiþtir artýk bir müddet sonra. Vatan borcudur der koþa koþa gider, her Türk genci gibi þiir dolu yüreðiyle. Vatan borcunun ifasýnda sakat kalýr, Gazilikle veda eder, Askerlikte subay kalmak istediði hayalleriyle çýktýðý yoldan. Küsmez hayata, Þiirlerini ilaç yapar, merhem diye sürer yaralarýna, kendine umut yapar hep, dayanacak gücü vardýr nasýlsa kaðýt ve kalemleri yanýnda oldukça, “Sýrtýný ya bir aðaya; ya bir daða daya” denen bir ata sözü gibi þiirlere yaslanýr. Devam eder yazmaya, yazmak bir tutkudur, aþktýr vazgeçilemeyen, baþka bir dünyadýr ekmek gibi, su gibi, hatta dertleþtiði bir dost gibi. Çünkü biliyor ki edebiyattýr, sanattýr, þiirdir insaný yaþatan ve ölümsüz kýlan. Rehber edinmiþtir kendisine, yüzyýllardýr yaþayan destansý abideleri. Ve o da ölümsüzlüðü tatmak ister, yüzyýllarca yaþamak için. Þiirler, bir diyar, bir vatan, bir þehir, bir ev, bir yürektir hatta bir sýðýnaktýr ona göre, vazgeçilmez bir aþktýr: “Yüreðimde bulut gözlerimde yaðýþ var bugün, Fýrtýnalý umutlarým, kýrýlan dallarým var bugün, Çýð düþmüþ gülüþlerime, kapalý yollarým var bugün, Türkülerim suskun, inzivada þiirlerim var bugün. Ne ekebildim sevdayý, ne biçebildim kýþ mevsiminde, Kardelenler hasret bir damla gözyaþýna eleminde, Tövbesiz yeminleri var þairlerin, kýrýlan kaleminde, Ne aþýklar gördüm, aþklarý okunuyordu gözlerinde.” “Bu aþký yaþamaktan mutluluk duyar acýsýyla, tatlýsýyla, aðlamazsam uyuyamam der gibi yazmazsam uyuyamam der hep. Ve þimdi ölümsüzlüðün iksirini þiirlerin yanýnda özlü sözler ve öykü yazarak da betimler kendi iç dünyasýný. Hayat felsefesi, destan olmasa da, bir destan kadar zordur Mehmet’in. Dünya bir çilehane þiirler onun kamçýsýdýr der hep. Þiir hayatýndan arta kalan kýsmýný devlet memuriyetiyle meþgul olarak devam eder yaþamaya Mehmet, doðduðu büyüdüðü boz topraklý þehirde halka hizmet ederek: “Son sözümü söylemedim daha aynalara, Tuz serpip duruyorum kanayan yaralara, Sormama gerek yok diyorum, gerilerde kalanlara, Dönse de olur, dönmese de saçlarým akla karalara...” Bizden de selam olsun eli kalem tutan, yüreði sevdaya tutulmuþ, içi sevgi ile dolu olan tüm Çukurova Þairlerine… Bizden de selam olsun Mehmet Yozcu gibi ömrünü þiire adamýþ, gönlünü sanata kaptýrmýþ, içinde mýsralarýn deryasýný bulunduran genç þairlerimize… Mehmet Yozcu þairimize selamlar iletiyor, kalemine, yüreðine saðlýk diyoruz. Gönlün hiç susmasýn, þiir sevdan hiç bitmesin, bu aþk kalbinden hiç gitmesin diyoruz Üstada…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |