..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilinç ruhun sesidir, tutkular ise bedenin. -Rousseau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Bilim Kurgu > Tuna M. Yaþar




26 Mart 2019
Dünya Taþýnýyor 1  
Dünyanýn Ve Ýnsanlarýn Kulukse Gezegenine Taþýnmasý

Tuna M. Yaþar


Roman bu ya insan inanýrsa dünya denen yer küre bile taþýnýr. Arþimet'in dediði gibi "Bana bir dayanak noktasý verin. Dünya'yý yerinden oynatayým."


:ABCB:

Karanlýk yeni çökmek üzereydi. Esen hafif rüzgar bir bahar havasý kadar tatlýydý. Karanlýðýn misafirleri henüz ortaya çýkmamýþtý.

Naci o gün iþten eve erken gelmiþ akþam yemeðini güneþ batmadan yemiþti. Heyecanlýydý. O yüzden iþinden erken gelmiþti. Çünkü garip bir ses bu vakitler ortaya çýkýyordu. Ses kuþ sesine benziyordu. O sesi duyanlar hayvanýn kuþ olmadýðýnda hem fikirdiler.

Naci iþ yerinden bir de kamera getirmiþti. Aylardýr merak ettiði þeyin peþine düþecekti. Hayvaný görüntüleyebilirse müthiþ olacaktý.

Naci fotoðraf dükkanýnda bir müþteriden duymuþtu. Naci'nin tarif ettiði ses Çupakapra'ya aitti. Çupakapra keçi kaný emen demekti. Çupakapra güney Amerika da týpký koca ayak gibi efsanelere girmiþ hayvanlardandý.Müþteri Naci'ye kamerasýný alýp o hayvaný filme almasýný tavsiye etmiþti. Naci de öyle yapmýþtý.

Henüz saat akþamýn dokuzuydu. Naci balkona çýkmýþ tatlý esen rüzgarýn serinliðinde dinleniyordu. O sesi bekliyordu. Yan komþusu Fikri bey de balkondaydý.

Fikri Naci'ye seslendi. Naci bey senin þu canavarýn sesini ben de duydum."

"Öyledir. Onun ne zaman ortaya çýkacaðý belli olmaz." Naci sonra ekledi. " Ýþ yerinden kamera getirdim Birde o hayvan Çupakapraymýþ."

"Nedir o?"

"Amerika da efsanelere girmiþ týpký koca ayak gibi."

"Koca ayaðý bilirim. Televizyonda belgesellerini izledim. Dev gibi bir adam Her tarafý kýllý."

Naci araya girdi.. "O koca ayak dediðin canlýnýn geçmiþi insandan daha eski. Çünkü insan koca ayaðý yaþadýðý yerlerde bulamýyor. Bu demektir ki koca ayak gezegenin yerlisi. Saklanmasýný ve kendince yaþamasýný biliyor."

"Dediðin doðru. Bence biz insanlar o koca ayaklardan daha yabaniyiz. Neden de. Çünkü koca ayak olsun , senin dediðin Çupakapra olsun hikayelerimizle onlarýn yaþantýlarýnýn cýlkýný çýkarýyoruz."

Fikri bey sana bir þey diyeyim. Ýnsan bilmedikçe azýtýyor. Ama emin ol bir gün insanoðlu cahilliðe dönüþ yapacak. Çünkü cahilliðin keyfiyeti hiçbir yerde yok."

"Çok doðru söylüyorsun." Diye karþýlýk verdi.

Tam o sýrada bir böðürtüye bir çýðlýk sesi duyuldu.

Naci "Fikri bey iþte ses duyuldu. Gel beraber gidelim þu sesin yanýna."

Fikri daveti bekliyordu. "Tamam hemen geliyorum." Dedi. Yerinden kalktý. Balkondan içeriye geçti.

Naci de yerinden kalkýp içeriye geçti. Masanýn üzerinde duran kamerasýný aldý. Hýzla kapýya yöneldi. Ayakkabýlarýný aceleyle giydi. Dördüncü kattan aþaðýya inmesi bir anlýktý. O an aþaðý indiðinde karþýsýnda Fikri beyi buldu. Beraberce yola çýktýlar. Yolu atlayýp ormanýn içine doðru ilerlediler.

Çupakapra denen hayvanýn sesine gittikçe yaklaþýyorlardý. Naci'nin elinde pille çalýþan lamba vardý. Gerisinde Fikri onu takip ediyordu. Ses gayet açýkça duyuluyordu. Çünkü etrafta hiç ne araba sesi vardý ne de baþka bir þey. O an orman hayvanlarý sanki korkmuþ ve inlerine sinivermiþlerdi. Ses onlara yabancý olmalýydý. Belki hayvanlar ondan susmuþtu. Çünkü her hayvan tehdit algýladýðýnda kendi türü dýþýnda ki hayvanlarý sesleri ile uyarýrdý.

Naci bir an durdu. "Bak Fikri bey. Orada." Dedi.

Fikri'nin gözleri fal taþý gibi açýldý. Çünkü birkaç Çupakapra bir arada ve önlerinde kuvvetli bir ýþýk kaynaðýnýn aydýnlýðýnda bir geyik ile besleniyorlardý.

Fikri sordu. "Bunlar uzaylý mý?"

"Çupakapralar uzaylý deðil. Onlar daha çok boyutlar arasý seyahat eden canlýlar."

O sýra Naci kamerasýný açmýþ yaþananlarý filme alýyordu. Dehþetli sahneler görüyorlardý. Çünkü Çupakapralar acýmasýzca geyiði ýsýrýp kanýný ememeye devam ediyorlardý. Bir süre sonra hayvaný býraktýlar. Önlerindeki ýþýk huzmesine yöneldiler. Ve ýþýðýn içine girip gözden kayboldular. Ardýndan ýþýkta beraberinde kayboldu.

Naci "Tamam. Baþtan sona eksiksiz filme aldým. Gel Fikri bey. Kaybolduklarý yere bir bakalým." Dedi.

Ýlerlediler. Nacxi ýþýðý yere tuttu. Her tarafý delik deþik olan geyiði gördü. Çupakapralar geyiði yememiþti. Ama kan içtiklerinden geyiðin vücudunda ýsýrýktan benekler oluþturmuþlardý. Naci az ileri doru Çupakapralarýn kaybolduðu noktaya yöneldi. Siyah bir kutu gördü. Eðilip onu eline aldý. Lambasýna tuttu. Baktý. Yassý, dikdörtgen, siyah, metalden kutunun bir yüzünde bir üçgen gördü.

"Bu ne ola ki?" diye söylendi.

Elini üçgene deðdirdiðinde ortalýðý birden ýþýk kapladý. O an siyah kutu Naci'nin elinden yere düþtü.

Naci Fikri'ye "Fikri bey ne dersin. Onlarýn yaptýðý gibi biz de ýþýðýn içine girelim mi?

"Deneyebiliriz."

Naci önde Fikri gerisinde ýþýk huzmesinin içine girdi.

Aman Allah'ým. Neler görüyorlardý. Naci ve Fikri ýþýk geçidinden içeriye girdiklerinden beri gözlerini mimarisi piramit olan yapýlardan alamadýlar. Burada bambaþka uygarlýklar yaþýyordu. Havada daire þeklindeki araçlar hiç eksik deðildi. Belki Naci yanlýþ düþünmüþtü. Kendileri boyutlar arasý deðil yýldýzlar arasý bir yolculuk yapmýþtý. Çünkü gök yüzü bambaþkaydý. Ýki tane güneþ vardý. Ve irili ufaklý gezegenin bir sürü uydularý vardý. Naci tedbiri elden býrakmamak için geçit kapýsý olan siyah kutuyu yanýna aldý. Kamerasý durmadan çalýþýyordu.

Aðaçlar arasýnda ilerlediler. Naci piramit þehrine kamerasýný zumladý. Hiç insan yoktu. Ama her tarafýn Çupakapra kaynadýðýný görüyordu.

Fikri tedirgin olmuþtu. "Bunlar bize zarar verir mi?" diye sordu.

Naci "Zannetmem. Çünkü bunlar dünya dalarken hiçbir insana zarar vermiyorlar."

Hava aydýnlýktý. Naci kamerasý ile çekebildiði kadar görüntüyü çekmiþti. Kaset dolunca kamerasýnýn içinden çýkardý. Kamerayý yere býraktý.

Fikri sordu. "Kamerayý niye býrakýp gidiyorsun?"

"Bunlar insana zarar vermez ama hangi sütten içtiklerini bilmiyoruz. Koþmamýz gerekirse kamera aðýrlýk yapar. Ondan býraktým."

Aðaçlýklar bitmiþti. Naci'yi ve Fikri'yi Çupakapralarýn görmesi an meselesiydi. Naci elindeki geçit cihazýnýn nasýl çalýþtýðýný bildiðine güveniyordu. Bu sayede Çupakapralara görünecek ve onlarýn tepkisini öðrenecekti. Saldýrýrlarsa cihazý çalýþtýrýp hemen geçide girivereceklerdi.

Naci'nin beklediði gibi olmadý. Naci ve Fikri görününce Çupakapralar saða sola kaçýþmaya baþladýlar. Kýsa süre sonra ortalýkta hiç biri kalmadý. Hepsi Piramitten inlerine girdiler. Gök yüzü den o an uçan daireler uzaklaþýp gittiler.

Naci içn bu yaþananlar bulunmaz bir fýrsattý. Saðda solda gördüðü cihazlara bir süre ilgi ile baktý Kim bilir ne iþe yarýyorlardý. Anlamak için uzun süreler gerekiyordu. Ama önce Çupakapralarýn kendilerinde neden kaçtýðýný bulmalýydý. Bu bir tehlike miydi yoksa gerçekten korkmuþlar mýydý.

Fikri Naci'ye o an sordu. "Çupakapralar bizden niye kaçtýlar?"

"Bilmem. Açýkça söyleyeyim. Tedirgin oldum. Belki bu büyük bir saldýrýnýn sessizliðidir."

Fikri "Saldýrýlacak sadece ikimiz varýz. Bence onlar bir þeyler biliyor. Ve ondan dolayý kaçýyorlar."

Naci "Ne acayip þehir burasý. Her taraf piramit dolu. Dört duvar ev yapmak varken neden piramit yapmýþlar ki.?"

Fikri "Piramit diye es geçme. Çünkü bir yerde duydum. Piramitler kozmik enerji kaynaðýymýþ. Kozmik enerji maddelerin yaþlanmalarýný geciktiriyormuþ.

Naci" Bu nasýl oluyor?"

Fikri "Bana söyleyen kiþi bir deneyden bahsetti. Telden piramit in içinin tam ortasýna elma koymuþlar. Ve elma daha önceki gibi deðil daha uzun sürede çürümüþ."

"Ýyi de dýþarýdan müdahale olmadan elma nasýl kararmýyor?"

Fikri "Anladýðým kadarýyla bu görünmez ve gizli olan kozmik enerjinin iþi."

O an Naci ve Fikri yürüyerek ilerliyorlardý. Bir piramit in önünde durdular. Piramitin boyu iki katlý bir ev kadardý. Kapýsý ve pencereleri vardý. Ama pencerelerden içerisi görünmüyordu.

Naci "Ne dersin içeriye bir bakalým mý?"

Fikri "Bakamlým. Ama ya onlarla karþýlaþýrsak?"

"Önemli deðil. Nasýl olsa huylarýný öðrendik."

Giriþ kapýsýndan içeriye girdiler. Burunlarýna o ana ýslanmýþ ve küflenmiþ bir ekmek kokusu geliyordu. Evin duvarlarýnda yaratýklarýn uygarlýklarýna ait yazýlar vardý. Ve Piramit in koridorlarýnda sütun þeklindeki cihazlar dikkat çekiyordu.

Bir odaya girdiler. Oda týpký koridor gibi fosforumsu bir ýþýk yayýyordu. Ýçeride oturulacak ve yatýlacak yerler vardý. Ama o yerler dikdörtgen þeklinde taþtandýlar.

Bir tane yarým küre þeklindeki cihazdan ýþýklar çýkýyordu. Naci kürenin yanýna yaklaþtý. Ýncelemeye baþladý. Eliyle küreye dokundu. Birden rotaya hareketli görüntüler çýktý. Naci o an film izliyor hissine kapýldý. Görüntülerde piramitler vardý. Ve her bir piramit in etrafýna halka olmuþ Çupakapralar piramit e sürekli secde ediyorlardý. Naci küreyi ellemeye devam etti. Yuvarlak bir çýkýntýnýn üzerine dokundu. O an müthiþ güzel ve heyecan verici bir müzik sesi duymaya baþladýlar.

Naci "Bu da onlarýn radyosu galiba." Diye söylendi.

Naci ve Fikri kendilerini müziðe bilinmez bir þekilde kaptýrýverdiler. Yere oturdular. Ardýndan sýrt üstü yatýp uykuya daldýlar. Ses onlarýn zihinlerine girerek cennetsi hayaller yaþatmýþ ve iki insaný bu sayede bilinmez bir þekilde uyumalarýný saðlamýþtý.

Naci ve Fikri uyandýklarýnda artýk eskisi gibi iki insan deðillerdi. Vücut þekilleri deðiþmiþ ve Çupakapra olmuþlardý. Onlarý bu hale getiren diðer Çupakapralardý. Naci kendindeki ruha çok kolay alýþmýþtý. Fikri de öyleydi. Artýk onlar keçi kaný emen kiþilerdi.

Radyo sinyali kýsýk ama tizdi. Týpký bir çekirgenin gece ötüþü gibi insan beyninin içine nüfuz ediyordu. Bilgisayar uzmaný Selami ses kayýt cihazýný çalýþtýrdý.

Henüz geceydi. Ama Az sonra gün ýþýyacaktý. Selami'nin karýsý sese uyanmýþtý. Yerinden kalktý. Sesin geldiði odaya doðru ilerledi.

Selami'yi oturmuþ çalýþýr vaziyette görünce "Ayol derdine ne oldu. Bu saate kadar çalýþýyorsun. Hiç mi uyumadýn?" dedi.

Selami "Gönül þu sesi iþitiyor musun?"

Gönül elini gözlerine götürerek esnedi. "Ne sesi bu?"

"Bu duyduðun ses radyo dalgasý. Bu sesin bizim evin hemen ilerisinden geldiðini keþfettim."

Gönül "Ýyi ne olmuþ?"

Selami "Ne olmuþu var mý. Sesin kaynaðýnda görünür hiçbir þey yok. Ama cihazým öyle demiyor. Cihazým bana az ileride esrarengiz bir þeyin olduðunu söylüyor." Dedi.

"Býrak þu çalýþmaný da gel biraz uyu."

Selami "Tamam dedi. Yalnýz sabah kalktýðýnda cihazla sakýn oynama. Çünkü cihaz sesi kayýt altýna alýyor." Selami oturduðu yerden kalktý. Karýsý Gönül ile yatak odalarýna geçtiler.

Öðleye doðruydu. Gönül uykusundan az önce uyanmýþtý. Hala susmayan sesi merak edip Selami'nin çalýþma odasýna girdi. "Aman Allah'ým ne rahatsýz edici bir ses." Diye söylendi. Sesten dolayý beyni sanki hareket ediyor gibiydi. Ses birden kesildi. Gönül korktu.

"Cihazý ellemedim. Niye sustu ki." Cihaz yeniden tiz sesi çýkarmaya baþladý. Gönül sese alýþmýþtý. Ses bu sefer kulaðýna daha hoþ geliyordu. Ses karýþýk ama ritimliydi. Belli bir temposu vardý. Sesteki esrarengiz tempo onun ilgisini daha çok çekiyordu. Ses birden kesildi.

Gönül "Hay Allah ne güzel dinliyordum." Diye söylendi.

Kýsa bir beklemeden sonra cihazdan bir kiþi konuþuyormuþ gibi sesler geldi. Gönül sesin tuhaflýðýný duyarken tüyleri diken diken oldu. Sanki cihazdaki sesin sahibi onu görüyor gibi hissediyordu. Korktu. Hemen odayý terk etti. Acele ile Selami'nin odasýna geçti. Selami'yi uyandýrmaya çalýþtý.

"Selami kalk kalk çabuk."

Selami gözlerini açtý. "Ne var Gönül?" diye söylendi.

"Senin cihazdan insan sesi gibi sesler gelmeye baþladý. Korktum yanýna geldim."

Selami hýzla yerinden kalkýp odasýna geçti. Sesi þimdi o da duyuyordu.

"Tahmin ettiðim gibi." Diye konuþtu.

Gönül "Neyi tahmin ettin?" diye sordu.

Selami "Bu sesin kaynaðýný mutlaka görmeliyim."

Gönül "Ne sesi bu Selami. Söylemedin bana."

"Sana þunu söyleyeyim. Bu ses dünyaya ait deðil."

Gönül "Ne yapmayý düþünüyorsun?"

"Þimdi üzerimi giyip ses dedektörümü alacaðým. Sonra dýþarýya çýkýp araþtýrma yapacaðým."

Gönül "Ne olur ne olmaz. Bakarsýn bulacaðýn þey seni yutuverir. Aman dikkat et."

"Tamam dikkat ederim."

Selami üzerini giydi. Ses dedektörünü aldý. Evden çýktý.

Aðaçlarla dolu güzergah huzur vericiydi. Selami ormanýn ýssýzlýðý onu biraz ürpertiyordu. Ama elinde ses dedektörü ile esrarengiz sesin kaynaðýna yaklaþtýðýný bildikçe korku duyuyordu. Sese iyice yaklaþtý. Dedektör sesin odaðýna yaklaþtýkça daha çok ötmeye baþladý. Selami küçük bir kayalýðýn önünde durdu. Sesin kaynaðý burasýydý. Eðilip kayalýðýn kenarlarýný yokladý. Eline kaygan bir nesne deðdi. Onu hemen eline aldý. Gözünün önüne getirdi.

Bu tuhaf bir nesneydi. Kaynaðý olmadýðý halde her tarafý ýþýk kaplýydý. Selami esrarengiz nesneyi çantasýna koyup evine doðru yol aldý.

Bulduðu cihazýn ne iþe yaradýðýna dair bir fikri yoktu. Gönül yanýndaydý. Selami ona sordu.

"Gönül sence bu nesne ne iþe yarýyor?"

Gönül "Bilmem" dedi. Sonra tedirginlikle konuþtu. " Bu þey radyasyon yaymasýn."

Selami "Bu el kadar bir cihaz. Zannetmem."

Ama o el kadarlýk esrarengiz cihazýn ýþýðý artmaya baþladý. Az sonra cihazýn ýþýðý bütün odayý doldurdu. Cihazýn durduðu yerde büyükçe, daire þeklinde, þeffaf bir yapý meydana geldi.

Selami hiç beklemeden açýlan þeffaf boyut kapýsýna doðru ilerledi. Gönül onu izliyordu. Telaþla konuþmaya baþladý.

"Aman Selami. Sakýn o þeye yaklaþma."

Selami "Bir þey olmaz. Yaklaþmadan bu þeyin ne olduðunu öðrenemem."

O an elini boyut kapýsýna uzattý. Eli þeffaf dairenin içine girdi. Sonra baþýný geçidin arkasýna uzattý. Elinin uzandýðý mesafe boyut kapýsýnýn arkasýndan gözükmedi. Sonra boyut kapýsýndan içeriye girdi. Gözden kayboldu.

Selami kendini ormanýn içinde buldu. Mekan deðiþmiþti. Soluduðu hava kükürt kokuyordu. Gördüðü aðaçlar devasaydý. Ormanýn içinde ilerledi.

Selami ormanýn içinde ilerledikçe gördüðü þeyler onu þaþkýna çevirdi. Bir meyve aðacýnýn önünde durdu. Meyveler öyle devasa þeylerdi ki her biri bir metre boyundaydý. Meyveler yerdeydi. Aðaca sadece uçlarýndaki dallarla baðlýydý.

Selami meyvenin tadýna bakmak istedi. Birine yaklaþtý. Bir lokma ýsýrdý. Lezzetliydi. Tadý armuda benziyordu. Sonra meyveden bir lokma daha ýsýrýp örnek olsun diye çantasýna koydu. Ormanda tekrar ilerlemeye baþladý.

Çalýlýk bir alana geldi. Yine þaþkýnlýk içine girdi. Önünde bir metre boyunda domatesler duruyordu. Birinin yanýna geldi. Tadýna baktý. Týpký domates tadý. Tekarar ilerlemeye baþladý.

Ormandan çýktý bir tepeyi aþtý. Bir alanda sekiz on piramit gördü. Dikkat kesildi. Piramitlerin arasýnda gezinen tuhaf yaratýklarý bakýyordu. Bunlarda ne olabilirdi. Böyle bir þeyle ilk defa karþýlaþýyordu. Selami yaratýklara yaklaþmayý dendi. Ýlerledi.

Küçük kayalýklar vardý. Onlarýn arkasýna gizlenerek ilerledi. Piramitlere iyice yaklaþmýþtý. Son bir kayalýðýn arkasýna gizlenerek ilerlemesini durdurdu. Þimdi yaratýklarý daha iyi gözlüyordu.

Kýllý olan yaratýklarýn bacaklarý geyik bacaðýna benziyordu. Kafalarý yarý insan yarý hayvansýydý. Tuhaf sesler çýkarýyorlardý. Týpký bir geyik gibi. "Govk. Govk. Govk..."

Selami bir süre sonra yaratýklarý zararsýz olduðuna inandý. Çünkü onlar yarý insandý. Ayrýca zeka taþýyorlardý. Deðilse o piramitleri nasýl yaparlardý.

Kendini onlara gösterecekti. Gizlendiði kayalýðýn arkasýndan çýktý. Yaratýklarýn duyacaðý þekilde "Hey bana yardým eder misiniz?" diye seslendi.

O an yüzlerce Çupakapra baþlarýný sesin geldiði yöne çevirdi. Ardýndan bir kargaþa baþladý. Yüzlerce Çupakapra saða sola kaçýþarak piramitlerine girdi.

Selami þaþkýnlýk içindeydi. "Bunlara ne oluyordu böyle." Diye söylendi. Selami o an ortalýkta hiçbir yaratýðýn gezinmediðini görünce keþif duygusu ile alanýn ortalarýna doðru ilerledi.

Taþtan piramitlerin üzerinde yazýlar vardý. Ama bunlar hiyeroglif yazýlardý. Hepsi birer sembol þeklindeydi. Selami ilerlerken üzerinde yürüdüðü zemin dikkatini çekti. Yer toprak rengindeydi. Biraz daha dikkatli bakýnca zemini kaplayan ýþýðý fark edebildi. Zemine rengi ýþýk veriyordu. Ama ýþýðýn kaynaðý yoktu. Zeminin aydýnlýðý kendiliðinden gibiydi. Tuhaf zemin piramitlerin kapladýðý alan ile sýnýrlýydý.

Selami bir piramidin önüne geldi. Tam o sýrada sýrtýna biri dokundu. Selami korkuyla "Kim o?" diye arkasýna baktý. Ýki Çupakaprayý gördü.Dehþetle irkildi. Çupakapralardan biri önündeki piramiti iþaret ediyordu. Sonra diðer Çupakapra da ayný hareketi yaptý. Ardýndan iki Çupakapra piramitin içine girdi.

Selami "Galiba bana bir þeyler göstermek istiyorlar." Düþüncesine girdi. O da iki yaratýðýn ardýndan piramite girdi.

Piramidin içindeki koridor duvarlarýnýn kaplamasý týpký bir taþýtýn iç kaplamasý gibiydi. Duvarlardan sýzan ýþýk koridorlarý aydýnlatýyordu. Bazý koridor köþelerinde dijital ekranlar vardý. Ekranlarda tuhaf þekiller oynuyordu. Ekranlarýn her birinin altýnda geometrik þekillerden oluþan tuþlar vardý.

Selami önünde ilerleyen iki yaratýðýn bir odaya girdiðini gördü. Ardýndan Selami de odaya girdi.

Ýki Çupakapra yerde dikdörtgen zemin üzerine yatmýþ tuhaf sesler çýkarmaya baþladýlar. "Govk. Govk. Govk..." Sanki Ýki Çupakapra baþ uçlarýndaki geometrik þeklindeki tuþlara bas der gibiydiler.

Selami "Benden yardým mý istiyorsunuz?" diye konuþtu. Yaratýklar "Govk Govk. Govk..." Demeye baþladý. Selami zemindeki geometrik tuþlardan birine bastý. O an yerde yatan iki Çupakapranýn üzerini yoðun bir þekilde beyaz renkte ýþýk huzmesi kapladý.

Iþýktan Selami'nin gözleri kamaþtý. Ama az sonra þaþýrtýcý bir geliþme oldu.

Naci ile Fikri'nin insan vücudu ýþýk huzmesi daðýlýnca ortaya çýktý. Doðruldular.

Naci "Tanrýya þükürler olsun. Nihayet." Diye konuþtu.

Selami sordu "Siz kimsiniz?"

Naci ve Fikri isimlerini söyledi. Sonra Naci

"Acilen buradan gitmeliyiz." Dedi.

Selami "Nasýl olacak bu?"

Naci "Biz burada bir hayli þey öðrendik. Þimdi þu kabini açarak içindekileri giyeceðiz. Sonrasý daha eðlenceli." Dedi.

Üç insan odanýn içindeki kabini açtýlar. Astronot kýyafetlerini giydiler.

Naci "Selami sen yenisin. Fikri'ye yardýmcý ol. Þimdi içinde bulunduðumuz piramit havalanacak. Sonra uzaya çýkacaðýz. Ondan sonra gezegeni terk edeceðiz." Dedi

Piramit bir elektrik akýmýnýn çýkardýðý výnlamaya benzeyen ses ile havalandý. Gök yüzüne doðru ani bir hareket ile gözden kayboldu.

Yýldýzlar daha net görünüyordu. Piramitin altýndaki gezegen uzayýn esrarengizliði ile boþlukta duruyordu. Piramitten aþaðýdaki gezegenin kýtalarý ve denizleri görünüyordu. Beyaz bulutlar leke gibi gezegenin üzerindeydi. Ama uzay boþluðunda ilerleyen piramit çok hýzlý yol alýyordu. Aþaðýdaki gezegenin kýtalarý kýsa sürede piramitin önünden geçiyorlardý. Bunu fark etmek için aþaðýya dikkatle bakmak yeterliydi.

Tuna M. Yaþar




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bilim kurgu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dünya Taþýnýyor 3
Dünya Taþýnýyor 8
Dünya Taþýnýyor 7
Dünya Taþýnýyor 6
Dünya Taþýnýyor 2
Dünya Taþýnýyor 5
Dünya Taþýnýyor 9
Dünya Taþýnýyor 4

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Göbeklitepe 5
Göbeklitepe 4
Göbeklitepe 3
Göbeklitepe 2
Göbeklitepe 1
Çok Eskiden 9
Çok Eskiden 8
Çok Eskiden 4
Çok Eskiden 6
Çok Eskiden 5

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Masa [Þiir]
Reptilian 1 [Öykü]
Reptilian 2 [Öykü]
Reptilian 3 [Öykü]
Reptilian 4 [Öykü]
Reptilian 5 [Öykü]
Savaþ Trafiði 2 [Öykü]
Savaþ Trafiði 1 [Öykü]
Savaþ Trafiði 3 [Öykü]
Aðaçlara Fýsýldayan Adam [Öykü]


Tuna M. Yaþar kimdir?

Voltaire


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Tuna M. Yaþar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.