..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin bulunmadýðý yerde us da arama. -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Türkiye > Salih Zeki Çavdaroðlu




10 Mayýs 2020
Cumhuriyetimizin Kuruluþ Felsefesi  
Salih Zeki Çavdaroðlu
Yazýnýn baþlýðýndan da anlaþýlacaðý gibi, Cumhuriyetin hangi felsefe ile kurulup hayata geçtiði anlatýlýyor...


:AAEF:
29 Ekim 1923 tarihinde TBMM’nde yapýlan toplantýda “Teþkilât-ý Esâsiye Kanunu”nun bazý maddelerinin deðiþtirilmesine dair yapýlan kanun deðiþikliði ile:
     “Hakimiyet kayýtsýz-þartsýz milletindir. Ýdare usulü, halkýn mukadderatýný bizzat ve bilfiil idare etmesi esasýna müstenittir. Türkiye devleti’ nin hükümet þekli Cumhuriyettir.” hükmü getirilir. Ayný gün Mustafa Kemal ,Türkiye’ nin ilk Cumhurbaþkaný seçilir.
     “…Lâðvedilmiþ Sultanlýktan ayrý bir Halifeliðin ,Pan Ýslâmik hayali bir süre için hatýrda tutuldu ama;1924’ ta bu da ortadan kaldýrýldý…” 1
     O gün Türkiye için bir dönüm noktasýdýr. Çünkü altý asýrlýk hayatýnýn büyük bir bölümünde Dünya’ya hükmetmiþ bir Ýmparatorluk yýkýlmýþtýr. Ýmparatorluðun çöküþünün baþladýðý yýllarda, yaklaþýk olarak bir asýrdýr Türkiye, Batýlýlaþma hevesi ve macerasýna kapýlmýþtý. Bundan sonra Devlet’in politikasý ne olacaktý?Bunu görmek için Cumhuriyet’ in kuruluþ safhasýnda öngörülecek programlar çok önemliydi ve bir süre beklemek gerekecekti.
     “…Tanzimatla baþlayan dýþarýdan’ düþünce’ ve ‘kurum’ ithal etme süreci,1920 ve 1930’lu yýllarda fanatik bir inkârcýlýkla sürdürüldü .Merkezî otoritenin güçlendirilmesinin saðladýðý olanaklarýn da yardýmýyla Kemalist iktidar,tarihte eþine az rastlanýr bir inkârcýlýðý dayattý.Bu,kendi geçmiþimizi toptan inkâr etmek biçiminde tezahür etti.Bu yüzden Takrir-i Sükûn terör rejimi altýnda insanlara þapka giydirildi.Arapça-Farsça melezleþmesidir diye Osmanlýca bir çýrpýda yok sayýldý.Arap alfabesi Lâtin alfabesiyle deðiþtirildi.Bütün bunlar ‘inkýlâp’sayýldý.Terör rejimi koþullarýnda gerçekleþtirilen bu inkýlâplarýn bekçiliðini yapmak da,Cumhuriyet aydýnlarýna düþecekti.Zora dayanýlarak yapýlan ‘inkýlâplar’;ancak zora dayanarak korunabilirdi.Aydýnlarýn açmazý da buradaydý.Zorla yapýlan inkýlâplarýn zora dayanarak korunduðu bir ortamda aydýnlar,antidemokratik bir resmî ideolojinin üreticisi,yayýcýsý ve sürdürücüsü olacaktý…” 2
     Kaldý ki Türk insanýnýn batý macerasý çok önceleri baþlamýþtý.”…Galiba demiþtim ki,TANZÝMAT aydýnlarý,BATI’yla,DOÐU’yutelif etmeye(uzlaþtýrmaya)çabalamýþlardýr;MEÞRUTÝYET aydýnlarý,DOÐU’nun,BATI’yý taklid etmesine yönelirler.CUMHURÝYET aydýnlarýna (ve sanatçýlarýna)düþen,bileþimi (terkip/synthese)gerçekleþtirmek olacak… 3
     3 Mart 1924 günü Hilâfet’in kaldýrýlmasý ile lâik bir Devlet anlayýþýnýn esas alýnacaðýnýn önemli bir göstergesi ortaya çýkar.
     Hilâfetin kaldýrýlmasý lâik bir devletin oluþtulmasýnýn olmazsa olmazlarýndan biridir. Ancak gerek dini, gerekse siyasî açýdan buna itiraz edilmesinin önüne içbir þekilde geçilemeyecektir. Günümüzde olduðu gibi :
     “…Hiâfetsiz bir Türk devleti,Batý’ nýn müttefiki olarak kaldýkça,bu bölgedeki emperyalist çýkarlarýn güvence altýna alýnmasýný büyük ölçüde kolaylaþtýrdý.Hilâfet’in tasfiyesi, emperyalizmin çýkarlarýyla da çakýþmaktaydý.Bu nedenle,emperyalistlerin hilâfet ve saltanat’tan yana olduðu biçimindeki görüþ,sadece resmî ideolojinin uydurmasýdýr…” 4
     Kurtuluþ savaþýný tam bir dayanýþma içinde götüren lider kadro arasýnda,Cumhuriyet’in ilâný,Saltanat ve hilâfetin kaldýrýlmasý ile büyük bir görüþ ayrýlýðý baþlar.Bu ileriki yýllarda güçlülerin,güçsüzleri tasfiye etmesiyle ancak son bulacaktýr.
     Lâiklik kavramý altýnda ülke topraklarýnda yaþayan halkýn tamamýna yakýnýnýn dini olan Ýslâmiyet’i de devletin kontrolu altýna almak da önemli bir adýmdý.
     Bunun oluþturulmasý için:
“…Modern Türkiye Cumhuriyeti’ndeki lâiklik ve Batýcýlýk,Türkçülerin tasavvur ettikleri hudutlarý aþmýþtýr.Dinî müesseseler kaldýrýlmýþ,Ýslâmî Hukuk sistemi okullardaki yerini kaybetmiþtir.Ziya Gökâlp’ in görüþünün aksine Ýslâm dini artýk resmen Türk kiþiliðinin ve Türk kültürünün bir parçasý olmaktan çýkmýþtýr.Diðer taraftan kapýlar Batýcýlýða ardýna kadar açýlmýþ,yalnýz Batý müesseseleri alýnmakla kalmamýþ,bu toplumlarýn adetleri de alýnmýþ veya himaye edilmiþtir….” 5
Yukardaki satýrlarý okuduðunuzda,o satýrlarýn yazarýný radikal bir Ýslâmcý olarak tanýmlama hatasýna düþebilirsiniz.Oysa kendisi bilindiði kadarýyla pek Ýslâmî hassasiyetleri bulunmayan bir kiþiliktir ki;hilâfet konusunda yaptýðý tesbit bu yüzden son derece objektiftir.
Cumhuriyet’in baþlangýcýndan bu yana Devlet’in uygulamalarý Türkiyede lâiklik uygulamalarýnda model olarak Anglo-sakson v.b.ülkeler sisteminden ziyade ,Fransa modeli ile paralellikler gösterdiði gözlemlenmektdir.
“…Türk devriminin özünü oluþturan lâiklik ilkesi ve uygulamasý oldukça jakoben bir içerik taþýmaktaydý . Fransýz devriminde de yýkýlan düzenin temel ideolojisi dinsel içerik taþýdýðýndan,devrim kesin bir anti-din tutumu benimsemiþ ve dinsel yaþamý devletin denetimi altýna alan bir lâiklik anlayýþý ve uygulamasýný yeðlemiþtir…” 6
     T.C Devleti kuruluþundan itibaren bir çeyrek asýrlýk zaman diliminde bu düþüncesini tavizsiz bir þekilde uygulamýþ; “…oluþturduðu kurumlar ile dinsel yaþamý denetim altýna almýþ ve yönlendirmiþtir.Lâik Cumhuriyet,bir taraftan dini,yani Ýslâmiyet’ i sadece bireyin Tanrý’ ya ibadetine indirgerken,diðer taraftan da Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý ile toplumun dinsel yaþamýnda bir devlet yönlendirmesi oluþturmuþtur.Bu çerçevenin dýþýnda kalan dinsel yaþam yasa dýþý sayýlmýþtýr….” 7
     Cumhuriyet’ in kurucu yönetimi önündeki “Garp Medeniyeti”ismini verdiði “ütopik”bir projeyi tavizsiz olarak hayata geçirmek kararýndaydý. Batý denilen, uçsuz bucaksýz bir coðrafyaydý ve Bulgaristan’ dan Amerika’ ya,Yunanistan’ dan Ýsveç’ e, Norveç’ e kadar her yer batýydý. Hatta bu coðrafyanýn önemli bir miktarý olan Rusya’ yý da batýlý sayabilirdik.Bu tablo içinde de homojen bir Batý standardý olmasý söz konusu bile deðildi.
     “Cumhuriyet’ i kuranlar, yeni rejimin kökleþebilmesi için hiç þüphesiz kendilerini Osmanlý mirasýyla ciddi bir biçimde hesaplaþmak zorunda hissettiler. Bu da öncelikli olarak bir zihniyet devrimini gerektiriyordu… Bunun için önce Osmanlý’ nýn yüz çizgilerini belirleyen temel kurumlar (Hilâfet,tekke ve zaviyeler,medreseler,vakýflar v.b.) ya ortadan kaldýrýldý, yahut, fonksiyonlarýný icra edemez hale getirildi….” 8
Yapýlmak istenilen aslýnda 18.yüzyýl’ da Avrupa’ nýn geçtiði ve “aydýnlanma”olarak tanýmlanan sekülerleþmeyi, Türkiye’ de yapay bir þekilde hayata geçirmekti ki :
“…hemen söyleyeyim, Batýlýlaþma serüvenimizin baþarýsýzlýkla sonuçlanmasýnýn, bana göre elbet, baþlýca nedenidir. Osmanlý ve Cumhuriyet’ in kurucu entelijansiyasýnýn göremediði ya da farkýnda olamadýðý þudur: Avrupa’ nýn zihin tarihi, sadece Aydýnlanma’ dan, Aydýnlanma düþüncesinden ibaret deðildir….Cumhuriyet entelijansiyasý da bu anlamda Osmanlý’ dan farklý deðildir…. Tanzimat’ýn romantik kalýntýlarý, radikal bir sekülerleþme ile tasfiye edilmiþ ve modernleþme,artýk sadece bir Aydýnlanma projesi olarak devam etmiþtir…” 9
Aydýnlanmacý, seküler, lâik bir bakýþ açýsýyla oluþturulan Türkiye Cumhuriyeti’nde sistemin oluþturulmasýnda, kurucusu Mustafa Kemal tabii dir ki, tek ve son söz sahibidir. Ancak böyle bir alt yapýya dayanan Devlet’ in dine bakýþýnýn da olumlu olmayacaðý muhakkaktýr. Kemalist çevreler, iþlerine geldiðinde Atatürk’ ü dinin hurafelerini elinin tersiyle iten birisi olarak gösterirken, argümanlarýný dine dayandýrmalarý gerektiðinde de ayný Atatürk’ ü son derece dindar imiþcesine göstermekten geri kalmazlar. Oysa :
“…Ýþte Atatürk’ün kendi el yazýsýyla kaleme aldýðý notlarýn ‘Millet’ bölümünden satýrlar:
‘Türkler, Araplar’ ýn dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Araplarýn dinini kabul ettikten sonra bu din Araplarýn…Türklerle birleþip bir millet teþkil etmelerine hiç tesir etmedi. Bilâkis Türk milletinin millî rabýtalarýný gevþetti; millî hislerini, millî heyecanlarýný uyuþturdu. Bu pek tabii idi….
…Türk milleti bir çok asýrlar…bir kelimesinin mânasýný bilmediði halde Kur’aný ezberlemekten beyni sulanmýþ hâfýzlara döndü…
…Türk milletini Allah için, peygamber için topraklarýný, menfaatlerini, benliðini unutturacak, Allah’ la mütevekkil kýlacak derin bir gaflet ve yorgunluk beþiðinde uyuttular…” 10
Bu satýrlarýn sadece Ýslâm’ ý yanlýþ uygulayanlara deðil, bizatihi Ýslâm’ ýn kendisine de büyük itirazlar taþýdýðý bir gerçekken, bunun aksini iddia etmek ise her halde kabul görmez bir düþünce olacaktýr.
Bu sebeple, dinin toplumsal hayata etkilerinin olabildiðince azaltýlarak, sadece bireyin inanç dünyasýnda yer etmesi için elden gelen yapýldý.
“…Atatürk dini, toplum ve eðitim alanýndan çýkararak, aklý egemen kýldý, LÂÝQUE’ lik temel diye alýndý, dinsel eðitim kaldýrýlýp CARTESÝEN kültüre yol açtý…” 11
Bu aydýnlanmanýn da zaten kapsam olarak bir anlam taþýmadýðýný: “semiyolojik açýdan bakýldýðýnda, kavramlar üzerine deðil , simgeler üzerine inþa edilmiþtir ve o nedenle de temelsizdir…” 12 tezini doðrulamak için lâiklik, kýlýk kýyafet, ibadet üzerine getirilen deðiþiklikleri deðerlendirmemiz her halde yeterli olacaktýr. Yani lâikliðin giyim kuþam, kýlýk kýyafetin simgesel þapkasý ve ibadetin diline yönelik deðiþimlerde bu düþünce açýk seçik gözlenir.
Dolayýsýyla rastgele bir batýlý bir hayat tarzý seçerken, elde en önemli kýstas Osmanlý ile nihai þeklini almýþ geleneksel deðerleri yýkabilecek alternatif her tür düþünce, kavram ve enstrüman Batýlý addedildi.
     “… Millî kültürümüzü býrakýp, Avrupa kültürünü benimsememizden sözetmenin hiçbir anlamý olamaz… Nasýl Avrupa’ da Fransýzca, Ýngilizce veya baþka Avrupa dillerinden ayrý Avrupa’ ca diye bir dil yoksa, Avrupa kültürü diye de, Fransýz kültüründen, Ýngiliz kültüründen v.b. ayrý, baþlý baþýna bir kültür yoktur ki, onu benimseyelim…” 13
20 Kasým 1922’ de baþlayan Lozan Barýþ Konferansý, 24 Temmuz 1924 günü imzalanan anlaþmayla sona erer. Konferansýn geliþiminden memnun olmayan TBMM’nden yükselen muhalif sesler karþýsýnda Türk heyeti 1923’ün Þubat ayýnda görüþmelere ara verir. Böylesine bir problemin çözümü için de:
“…Bu Meclis kaldýkça Konferansýn sonuçlanmasý, sonuçlansa bile Türkiye’ deki mevcut parlamento tarafýndan tasdik edilmesi mümkün deðildir. Çare, Meclis’ i yenilemektir.Türk Heyetinin Baþkaný olan Ýsmet Paþa, kesinti dolayýsýyla döner dönmez Konferans’ ýn batýlý ve bilhassa Ýngiliz delegelerinin TBMM’ nin yenilenmesi gerektiðini öne sürdüklerini ifade etmiþtir. Gerekçe, Türkiye’ nin iþgalden kurtarýlan kýsýmlarýnýn da reylerini serbestçe kullanacaðý yeni bir Meclis oluþturmaktýr! Birinci Millet Meclisi mahdut yerlerin serbest reyiyle seçildiðinden, misâk-ý millî Türkiyesini temsil etmemektedir.
Asýl sebep ise, yeni bir Meclise Konferansýn sonuçlarýný kolaylýkla tasdik ettirmektir. Nitekim, 1.TBMM ne kadar hür, serazât, kendine mahsus ise, 2.TBMM ise bir kiþi tarafýndan neredeyse tayinen meydana getirilmiþ bir topluluktur. ’Þark Meselesi’ nin dönemsel olarak hallini saðlayan Yakýn Þark Ýþleri Konferansý’ nýn sonuçlarýný iþte bu Meclis kabul etmiþtir…” 14
Oysa, 1920’ den , Kurtuluþ Savaþý’ nýn kazanýlmasý ve Cumhuriyet’ in kurulmasýna kadar bütün baþarýlarda bu ilk Meclis’ in payý büyüktür ve bu meclis; herhalde Türkiye’ nin en demokratik meclisidir. Bu sebeple de, bir takým tavizlere evet demediði ve ileride daha büyük engeller çýkarmamasý düþüncesiyle daðýtýlma yoluna gidilir.
Artýk demokratik seçim döneminin gerçek anlamda ortaya çýkacaðý 14 Mayýs 1950 ‘ ye kadar, parlamentoya girecek kiþilerin, herhangi bir muhalif ses imkâný bulamamasý için, halkýn temsilcileri “müntehib-i evvel”ler, yani ilk seçiciler aracýlýðýyla seçilecektir…

Salih Zeki Çavdaroðlu
10 Mayýs 20020


D Ý P N O T L A R :

1 Marshall G.S.HODGSON, Ýslâm’ýn Serüveni, Ýz Yayýncýlýk, Ýstanbul, 1995, s.279

2 Fikret BAÞKAYA, Paradigmanýn Ýflasý, Özgür Üniversite Kitaplýðý, 8.baský,Ankara, 2002

3 Attila ÝLHAN, Aydýnlar Savaþý, T.Ýþ Bankasý Kültür Yayýnlarý, Ýstanbul, 2004, 1.Baský, s.38

4 Fikret BAÞKAYA, a.g.e., s.61

5 David KUSHNER, Türk Milliyetçiliðinin Doðuþu, Ýstanbul, 1979, s.158,169)

6 Gencay ÞAYLAN, Türkiye’ de Lâiklik ,Yeni Yüzyýl Kitaplýðý, Ýstanbul, Tarihsiz, s.13

7 Gencay ÞAYLAN, a.g.e., s.14

8 Beþir AYVAZOÐLU, Cumhuriyetin Estetik Macerasý, Yeni Türkiye-Cumhuriyet Özel sayýsý IV, Eylül-Aralýk, 1998, s.2947

9 Hilmi YAVUZ, Modernleþme:Parçamý,Bütün mü? Batýlýlaþma:Simge mi Kavram mý?, “ Modernleþme ve Batýcýlýk” Ýletiþim Yayýnlarý,Ýstanbul, 2002,C.3,s.212

10 Yavuz BAHADIROÐLU, Tarih ve Siyaset, Vakit, 12 Þubat 2007

11 Attila ÝLHAN, Hangi Batý, Bilgi Yayýnevi, Ankara, 1996, 4.Basým, s.81

12 Hilmi YAVUZ, a.g.e

13 Safâ MÜRSEL, Devlet Felsefesi, Yeni Asya Yayýnlarý, Ýstanbul, 1980, s.217

14 D.Mehmet DOÐAN, Cumhuriyet:A’dan Z’ye…,Yeni Türkiye 23-24, Eylül-Aralýk, 1998,s.744


https://wordpress.com/post/ferahnak.wordpress.com/479



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn türkiye kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
27 Mayýs 1960 Darbesini Öncesi ve Sonrasýnda Sýcaðý Sýcaðýna Yaþamýþtýk
"" Lozan Belgeseli "" Resmî Tarih Tezinden Ne Kadar Az Etkilenecek?

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mukaddes Kitabýmýz’daki Âyetler ile Tarihî Veriler Iþýðýnda: Türkiye’de Yahudicilik Hareketleri
Yazdýklarý Ýle Yaþadýklarý Aykýrý Bir Sanat ve Edebiyat Adamý
Türkiye’ Nin Önüne Konmuþ ‘batýlýlaþma’ Hedefinin Ne Kadar Yanlýþ Bir Hedef Olduðunu Artýk Anlamamýz Gerektiði Günlerdeyiz
Tarih Boyunca Türkçemiz’ E ‘sadeleþtirme’ Adýna Yapýlan Ýhanetler ve Bunun Sonuçlarý
1923’ Te Okullarda Türk Mûsýkîsi Öðretimi Yasaklanmýþtý!..
Chp Ne Kadar Solcu Ya da Sosyal Demokrat; Daha Doðrusu Bu Ýddialarý Ne Kadar Doðru?
Türkiye’ Nin 'Batýlýlaþtýrýlma 'Projesi Kapsamýnda Radyo’ Nun Misyonu Neydi?
Ziya Gökalp
Emperyalist Dünyanýn Himayesindeki Piyanist Yine Sara Nöbetlerinde
Cinuçen Tanrýkorur

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Vefatýnýn 67. Yýlýnda Ziya Osman Saba’ Yý Rahmetle Anýyoruz... [Þiir]
Ýki Bedene Tek Ruh [Þiir]
Adý Konulmamýþ Duygular [Þiir]
Aþk Bir Terennüm Ýse [Þiir]
Hayal Bazan Gerçeði Aþar [Þiir]
Sensizlik Beyitleri [Þiir]
Yaðmuru Beklerken [Þiir]
Her Þey Geçmiþte Kaldý [Þiir]
Vesvese [Þiir]
"" Mâzi Kalbimde Yaradýr "" [Þiir]


Salih Zeki Çavdaroðlu kimdir?

Otuz yýldan fazla bir süredir Geleneksel Türk Musýkisi eðitimi aldým. Üsküdar Musýki Cemiyeti' nde 20 yýl korist - solist olarak görev yaptým. Bu güz Türk Musýkisi üzerine makaleler yazýyorum. (bkz. www. musikidergisi. com)

Etkilendiði Yazarlar:
N.Fazýl , C.Meriç, B.Ayvazoðlu,


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.