..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Denemeler"de gördüðüm þeyi Montaigne'de deðil, kendimde buluyorum. -Pascal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Din > Salih Zeki Çavdaroðlu




23 Mayýs 2020
Türk Milleti Ülke' de Tam On Sekiz Sene Kesintisiz Olarak 'Tanrý Uludur' Diye Adeta Kulaklara ve Ruhlara Ýþkence Edilerek Okutulan Acaip Baðýrtýya Bir Daha Asla Ýzin Vermeyecek  
Salih Zeki Çavdaroðlu
1930' lý yýllarda Türkçe Okutulan ezanýn serüveni...


:HJB:
Gün geçmiyor ki; hepimiz, özellikle son iki yýldýr, Türkiye’ nin çeþitli yerlerinde, camilerimiz, ve de o mabedlerimizin minarelerinde okunan ezan aleyhinde tahkir edici provokatif sabotaj ve hareketlere þahid oluyor ve her bir vak’ â hakkýnda da medya ve sosyal medyada günlerce yaþanan polemik ve tartýþmalarý müslümanlar olarak üzüntü ve öfke ile takib ediyoruz.
Mâlumunuz, bu konuda bütün Türkiye’ yi öfkelendiren olay, Ýzmir’ in Konak, Karþýyaka, Çiðli ve Buca ilçelerindeki merkezi sistemle ezan okunan bazý camilerin frekansýna, provakatif bir melodi ile ikindin vaktinde okunacak ezan saatinde gerçekleþtirildi.
Anlaþýldýðý kadarýyla, Ýslâm düþmanlarý ve düzen karþýtý bir grup tarafýndan korsan bir þekilde girilerek, cami hoparlörlerinden, 1940’ lý yýllarda, Alman iþgal ordularýna karþý Ýtalyan partizanlarýnýn ( devrimci-komünist örgüt) marþý olarak bilinen ‘Çav Bella’ marþý seslendirilmiþti.
Olayýn hemen akabinde, emniyet ve yargý, bu iþte parmaðý olan kiþilerin peþine düþtü ve onlarý tek tek toplamaya baþladý. Bu meyanda; Türkiye’ nin en eski partisinin, Ýzmir Ýl Baþkanlýðýnýn eski baþkan yardýmcýsý bir haným; bu çirkin saldýrýyý, sosyal medya hesabýndan neredeyse övgü ile paylaþmýþtý. Birkaç saat sonra yargý tarafýndan ifadesi alýndý ve þimdi tutuklu.
Bütün çabalarý; her gün deðiþik provakatif olaylar ile Devleti ve hükümeti oyalamak, hatta zor durumda býrakýp, belli gruplarý sokaða dökmek amacýnda olan bu insanlarýn nihai hedefi, demokratik yollardan gelemedikleri Türkiye’ nin yönetimini , akýllarýnca bu tür sansasyonel hadiseler sonucunda, ele geçirmek ütopyasýndan baþka bir þey deðildi ...
Aslýnda, ezana yönelik bu tür aþaðýlayýcý, tahrif edici hareketler, sýrf günümüz Türkiye’ sine has bir durum da deðildir. Tanzimat’ tan beri, özellikle de Cumhuriyet’ in kuruluþ yýllarýnda, bizzat devlet organlarýnca alýnan kararlar ve uygulamalar ile pervâsýzca iþlenmiþtir.
Cumhuriyet kurulmuþ, yeni devlet, kuruluþunun hemen ertesi günlerinde “batýlýlaþma” adýna, özellikle dini kurum ve kuruluþlarý pasifize etme adýna, “ inkýlâp” baþlýðý altýnda, “ Hilâfetin kaldýrýlmasý” ve “ Tekke ve zaviyelerin kapatýlmasý” gibi bir takým tasfiye hareketlerine giriþmiþtir.
Daha sonraki yýllarda, özellikle bir çok caminin ibadethane statüsünden çýkarýlarak, ya satýldýðý, veya depo, yahut ahýr gibi asli hüviyetine yakýþmayacak çeþitli kullanýmlara devredildiðini biliyoruz.
Yeni devletin kuruluþundan bu yana sekiz sene geçmiþtir. Takvimler 18 Temmuz 1931’ i gösterdiðinde; Hükümet, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý eliyle, ezan ve kâmetin, birkaç ay içinde Türkçe okunacaðýna dair 636 sayýlý genelgesini yayýmlar.
Ýlk Türkçe ezaný, 30 Ocak 1932’ de Hafýz Rýfat Bey, Fatih Camii’nde ikindi vaktinde okur. Belli bir hazýrlýk döneminden sonra da, 7 Þubat 1933 tarihinden itibaren bütün Türkiye’ de artýk ezan 1950 senesine kadar,rahatsýz edici bir dil ve melodi ile “Tanrý uludur” nidâlarýyla okunacaktýr.
Türkçe ezan uygulamasýnýn kabulünden bir ay sonra , dönemin Diyanet Ýþleri Reisi Rýfat Börekçi' nin, 6 Mart 1933' te yayýmladýðý bir teblið ile, salâ’ nýn da Türkçe okunmasýna karar verilecektir.
Türkiye Diyanet vakfý ÝSLÂM ANSÝKLOPEDÝ’ sinde, ezanýn Türkçeleþtirilmesi’ nin düþünceden, hayata geçirilmesi þöyle anlatýlmaktadýr :“…Atatürk’ün emri üzerine sonralarý Maarif vekili olan Reþit Galip ile Hasan Cemil Çambel’in yönetiminde, Türk Tarihi Tedkik Cemiyeti’nin Dolmabahçe Sarayý’ndaki odasýnda 1932 yýlý Ramazan ayý öncesinde (Aralýk 1931) dokuz meþhur hâfýz bu iþle görevlendirildi. Beþiktaþlý Rýza, Süleymaniye Camii müezzini Hâfýz Kemal, Hâfýz Sadettin (Kaynak), Hâfýz Burhan, Hâfýz Fahri, Hâfýz Nuri, Hâfýz Yaþar (Okur), Hâfýz Zeki ve Sultanselimli Hâfýz Ali Rýza’dan (Saðman) oluþan bu heyet tekbir, ezan ve kāmeti konservatuvardan bazý sazlarýn da iþtirakiyle meþkederek hazýrladý. Bu arada tercümede tereddüt edilen noktalarda bizzat Atatürk’ün görüþüne baþvurularak kesin karar onun tercihleri doðrultusunda verildi. Nitekim Ali Rýza Saðman dýþýnda bütün hâfýzlar tekbiri “Allah büyüktür” þeklinde tercüme etmiþken Atatürk, Saðman’ýn “Tanrý uludur” ifadesini daha güzel bulduðu için bu þekil kabul edildi. Ezandaki “Hayye ale’l-felâh” ibaresinin “Haydi kurtuluþa” diye Türkçeleþtirilmesi düþünüldü. Ancak “kurtuluþ” kelimesinin Ýstanbul’da Rumlar’ýn oturduðu Tatavla semtinin halk arasýndaki adý olmasý sebebiyle tereddüt gösterilince Atatürk’ün de uygun görmesiyle “Haydi felâha” þekli kabul edildi (Granda, s. 259-260). “
Ancak daha farklý düþünüldüðünde ; "Türkçe ezan" metni : ‘‘Tanrý uludur, Tanrý uludur Þüphesiz bilirim, bildiririm Tanrý’ dan baþka yoktur tapacak.Þüphesiz bilirim, bildiririmTanrý’nýn elçisidir Muhammed.Haydin namaza, haydin namaza, Haydin felâha, haydin felâhaTanrý uludur, Tanrý uludur Tanrý’dan baþka yoktur tapacak.’’ þeklinde kabul olunursa da, burada bir husus, dikkatleri çekmektedir. Ezan’ ýn Arapça metninin tamamý, Türkçe’ ye çevrilirken, "felâh" kelimesi , neden Türkçe okunacak metinde aynen býrakýlmýþtý. Çünkü Arapça’ da: ‘kurtuluþ, selâmet’ anlamýna gelen ‘felah’ ýn ,Türkçe’ ye çevrilmesi halinde, dejenere amacýyla Türkçeleþtirilen ezanýn, taklidî Müslümanlarda dahi bir coþkuya sebep olmasýnýn engellenmesinden baþka ne olabilirdi ki ?..
Diðer bütün inkýlâplarda olduðu gibi ezan metninin Türkçeye çevrilmesi düþüncesinin fikir babasý, yine Ziya Gökalp olacaktýr. O’ nun “ Dinî Türkçülük” portföyü kapsamýndaki, Ýslâm’ ýn en önde gelen ritüellerinden biri olan ezan’ ýn “Türkçe” metinle okunmasý düþüncesi, 1918 yýlýnda da yayýnladýðý YENÝ HAYAT kitabýndaki “VATAN” baþlýklý þiirinde þöyle açýklanýyordu:
“Bir ülke ki camiinde Türkçe ezan okunur,
Köylü anlar manâsýný namazdaki duanýn
Bir ülke ki mektebinde Türkçe Kur’an okunur,
Küçük-büyük herkes bilir buyruðunu Hüdâ’nýn
Ey Türkoðlu iþte senin orasýdýr vatanýn!..”
Þimdi bu isteðin yerine getirilmesinin zamaný gelmiþti. Ayrýca bu hareket ayný yýl uygulamaya konan “Dil Devrimi”nde öngörülen bir plânýn önemli sayfalarýndan biriydi.Birinci Dil Kurultayý’ nýn sonrasýndaki günlerde, Vakýflar Genel Müdürlüðü, kendisine baðlý olan bütün camilere ve mescitlere gönderdiði Genelge ile, önümüzdeki günlerde Türkçe ezan okunmasý konusunda hazýrlýklý olmalarýný ister. Konservatuvar’ dan Ýhsan Bey isimli bir müzisyen, Türkçe Ezan’ a beste yapmak üzere görevlendirilir. Ancak; plânlanan tarih olan, 29 Aralýk 1932’ ye kadar, yeterli sayýda müezzin eðitilemediði için, ezan bir süre daha Arapça olarak okunacaktýr.
Takvimler 18 Temmuz 1931’ i gösterdiðinde, Hükümet ezanýn Türkçe okunmasýna dair genelgesini yayýmlar. Ýlk Türkçe ezaný 30 Ocak 1932’ de, Hafýz Rýfat Bey, Fatih Camii’ nde ikindi vakti okur. Belli bir hazýrlýk döneminden sonra da, 7 Þubat 1933 tarihinden itibaren bütün Türkiye’ de artýk ezan 1950 senesine kadar “Tanrý uludur” nidâlarýyla okunacaktýr.
Ezan, Kuran ve ibadetin Türkçeleþtirilmesi giriþimlerine karþý ilk ciddî tepki, Bursa’ da görülür. 1 Þubat 1933 günü Ulucami’de öðle namazýndan sonra kalabalýk bir grup Evkaf Müdürlüðü’ ne kadar yürüyerek Türkçe okunan ezan aleyhinde protesto gösterileri yapar.
14 Þubat günü açýlan soruþturma tamamlanýr.
Sanýk olarak tesbit edilen ve aralarýnda Bursa Müftüsü Nureddin Efendi, Ulucami Ýmamý H.Tevfik Efendi’nin de bulunduðu 24 kiþi yargýlanmak üzere Aðýr Ceza Mahkemesi’ne sevkedilirler.
Yargýlama sonucunda sanýklardan yirmisi altý ay ile iki yýl arasýnda hüküm giyer; sanýklardan dördü beraat eder.
Bu olaydan sonra en ilginç protesto,4 Þubat 1949 günü TBMM Genel Kurulu’nda görüþmeler sürerken,iki kiþi dinleyici locasýndan ezaný Arapça olarak okumaya baþlarlar.Tabii ki Meclis’ten alýnýp, götürülürler.
Daha sonra gün geçmeyecek ki, gizli saklý, ya da açýkca, aslî diliyle ezan okuyan insanlarýn takibata uðrayýp, en aðýr þekilde cezalandýrýlmalarý kesintisiz olarak devam edecektir.
Tâ ki; 14 Mayýs 1950 günü yapýlan genel seçimlerine “ YETER SÖZ MÝLLETÝNDÝR” sloganýyla giren Demokrat Parti’ nin 27 yýllýk CHP iktidarýna son verene kadar…
Seçimler sonrasýnda, Baþbakanlýða getirilen Adnan Menderes, radikal bir Kemalist olan Cumhurbþkaný Celal Bayar’ ýn muhalefet ve ikazýna raðmen, Hükümetinin ilk icraatýný, iktidara geliþlerinden sadece bir ay sonra hazýrlattýðý “ Ceza Kanunu’nun 526. maddesinde gerekli deðiþikliklere iliþkin” kanun tasarýsýný, 16 Haziran 1950 günü TBMM’de oylamaya sunarak ve CP’ nin de kabul oyu vermesiyle, gerekli deðiþiklik yapýlacak, 18 sene sonra Ramazan arefesinde ezanýn yeniden Arapça okunmasý serbest býrakýlacaktý.
O gün Sultanahmet Camii imamý olan bestekâr Sadettin Kaynak' ýn 16 þerefenin er birine, 16 güzel sesli müezzin bulup çýkarttýðýný ve kendisinin aþaðýdan vermesinden sonra, müezzinlerin peþpeþe, tekraren ezaný tam yarým saatte okuduklarýný, o esnada camideki cemaatin dýþarýya çýkýp ezaný aðlaya aðlaya dinlediði hâlâ ayný eyecanla anlatýlmaktadýr.
Kanunun kabulünden sonra Menderes, 5 Haziran 1950 günü, Zafer Gazetesi baþyazarý Mümtaz Faik Fenik' in bir sorusuna cevaben þunlarý söylüyordu:
"Her taassup cemiyet hayatý için zararlý neticeler doðurur. Cemiyet hayatýnda esas deðiþikliklerin yapýlabilmesi evvelâ taassup zihniyetinin yýkýlmasýna baðlýdýr. Bu hakikatin iyice kavranmýþ olmasý neticesidir ki, Büyük Atatürk bir takým hazýrlayýcý ön inkýlâplara baþlarken taassup zihniyetiyle mücadele etmek lüzumunu hissetmiþti.
Ezanýn Türkçe okunmasý mecburiyeti de böyle bir zaruretin neticesi olarak kabul edilmelidir. Zamanýnda çok lüzumlu olan bu mecburiyet ve tedbir diðer tedbirlerle birlikte bugünün hür Türkiye'sine zemin hazýrlamýþtýr.
Ezanýn Türkçe okunmasýna mukabil cami içinde bütün ibadet ve dualarýn din dilinde olmasý garip bir tezad teþkil eder gibi görünür. Bunun izahý arzettiðim gibi, geçmiþteki hâdiselerin hatýrlanmasýna ve taassup zihniyetine karþý mücadele zaruretinin kabul olunmasýna baðlýdýr. Aradan bunca yýllar geçtikten ve vaktile zarurî görülen ýsrar bu sefer vicdan hürriyetine karþý bir taassup teþkil eder.
Þimdi meselenin lâiklik ve vicdan hürriyeti bakýmýndan halline sýra gelmiþtir. Dini, siyasete karýþtýrmak ve dini ibâdetler âmme nizamýna ve umumî âdaba aykýrý olmamak þartile herkesin dinî vecibe ve ibadetlerini serbestçe yerine getirebilmesi vicdan hürriyeti ve lâiklik esasý bu anlayýþa göre tesbit edilmiþtir.
Diðer inkýlâplarýmýz gibi lâiklik esasýnýn da muhafazasý bugün için ancak prensiplere baðlý kalmakla mümkündür. Halbuki umumî âdaba ve âmme nizamýna hiçbir aykýrýlýk göstermiyen ezan meselesinde memnu'iyetin devamý lâiklik prensibini menfi cihetten zedelemek mânasýný tazammun eder…”
Tekrar edelim ki, irtica, taassuba, geriliðe karþý mücadeleyi ancak prensiplere sýký sýkýya baðlý kalmakla mümkün görüyoruz.
Bu izahýmýn milletimize malolmuþ inkýlâplarýmýzýn tamamýyla korunacaðý mânasýný taþýdýðýný da ayrýca tafsile lüzum görmemekteyim.
Hükümet olarak ezan meselesi hakkýnda görüþümüz bundan ibarettir. Ancak kanunî hükümlerle de alâkalý olan bu meselenin gerek prensip, gerekse grubumuzca lüzum görüldüðü takdirde kanunda deðiþiklik yapmak bakýmýndan Meclis Grubumuza arzý ve Grubumuzca alýnacak karara göre olunmasý pek tabîîdir.”
Ne yazýk ki, bundan tam 10 sene sonra, CHP’ nin önayak olmasý ile , Amerikan güdümlü bir cunta, Menderes’ i iktidar koltuðundan alaþaðý edecek, Türk Hukuk tarihinin en büyük utancý olan bir düzmece YASSIADA MAHKEMESÝ, her ne kadar iddianâmelerinde açýkça belirtmeseler de EZAN, NAMAZ ve Kur’ AN’ ý yeniden Türk toplumunun hayatýna sokan adamý DARAÐACI’ na yollayýp, kýt akýllarýnca intikam aldýklarýný sanacaklarsa da, faillerin hepsi de, ondan en fazla 20-30 sene sonra dünya saltanatlarýna vedâ edeceklerdi…

Salih Zeki Çavdaroðlu
23 Mayýs 2020

https://ferahnak.wordpress.com/2020/05/23/turk-milleti-ulke-de-tam-18-sene-kesintisiz-tanri-uludur-diye-adeta-kulaklara-ve-ruhlara-iskence-edilerek-okutulan-acayip-bagirtiya-bir-daha-asla-izin-ver/



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn din kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ezan Bundan Tam 70 Sene Önce Tekrar ‘rab’ Ça Okunmaya Baþlanmýþtý.

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mukaddes Kitabýmýz’daki Âyetler ile Tarihî Veriler Iþýðýnda: Türkiye’de Yahudicilik Hareketleri
Cumhuriyet' Ýn Radikal 'Ýnkilâplarý '' Sürecinde Tarihi Musikimiz de Payýný Almýþtý
Necip Fâzýl" da "Peygamber" Aþký….
2. Adam Ýsmet Ýnönü' Nün Müzik ile Ýliþkisi
Endülüs Ýslam Devleti Medeniyeti Ýçinde Elbette Musýki de Vardý
Bir ‘uç Beyi’ : Münir Nureddin Bey
Osmanlý Düþmanlýðý Cumhuriyet Hükümetine Osmanlý Arþiv Belgelerini Dahi Hurda Kaðýt Deðerinden Sattýrmýþtý
Yazýlýþýnýn 600. Yýlýnda Süleyman Çelebi" Nin "" Mevlîd" Ý
1930’ Lu Yýllarda Musýkimize Yönelik Tasfiye ve Ayar Sonrasý Aralanan Kapý Ýle Tanýþýp Dost Olduðumuz Arap Musýkisi ve Arap Filmleri Maceramýz
‘ 2. Adam ‘ Ýsmet Ýnönü’ Nün Cumhurbaþkanlýðý Döneminde Kültür, Sanat ve Musýki

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Vefatýnýn 67. Yýlýnda Ziya Osman Saba’ Yý Rahmetle Anýyoruz... [Þiir]
Ýki Bedene Tek Ruh [Þiir]
Adý Konulmamýþ Duygular [Þiir]
Aþk Bir Terennüm Ýse [Þiir]
Hayal Bazan Gerçeði Aþar [Þiir]
Sensizlik Beyitleri [Þiir]
Yaðmuru Beklerken [Þiir]
Her Þey Geçmiþte Kaldý [Þiir]
Vesvese [Þiir]
"" Mâzi Kalbimde Yaradýr "" [Þiir]


Salih Zeki Çavdaroðlu kimdir?

Otuz yýldan fazla bir süredir Geleneksel Türk Musýkisi eðitimi aldým. Üsküdar Musýki Cemiyeti' nde 20 yýl korist - solist olarak görev yaptým. Bu güz Türk Musýkisi üzerine makaleler yazýyorum. (bkz. www. musikidergisi. com)

Etkilendiði Yazarlar:
N.Fazýl , C.Meriç, B.Ayvazoðlu,


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.