Her þey ancak sevgiyle satýn alýnabilmelidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Flanemeth konacak uygun bir tepeyi gözüne kestirdi ve yaralý adamý mümkün mertebe sarsmayacak þekilde yere indi. Ýnmesiyle birlikte, yaralý adam sýrtýndan yere yuvarlandý. Muhtemelen son gücünü uçuþ esnasýnda düþmemek için kullanmýþtý. Flanemeth baygýn adama yaklaþtý, yaralarý oldukça aðýr görünüyordu ama en azýndan kan akmýyordu. Flanemeth, her ejderha gibi, doðayla ilgili gerekli þeyleri biliyordu. Ýsmini bilmediði ama kokusundan tanýdýðý birkaç bitkiyi topladý, bir derenin suyunda ýslattý ve adamýn yaralarýnýn üstüne koydu. Gecenin serinliðinde üþümemesi içinse biraz çalý çýrpý ve nefesinin yardýmýyla ateþ yaktý. Ve kendisi de bol kabuslu, tedirgin bir uykuya daldý. On iki gün boyunca Flanemeth orada, yaralý adamla kaldý. Her gün yaralarýnýn üstündeki doðal ilacý tazeliyor, kanadýný ýslatýp dudaklarýna su damlatýyordu. Genç adam çok nadir kendine geliyor, biraz daha fazla su istiyor, ve tekrar bilincini kaybediyordu. On ikinci gün, akþama doðru, genç adam titreyerek uyandýðýnda Flanemeth avdaydý. Genç adam zorlukla doðruldu, oturmak bile çok yorucu bir iþti. Üzerindeki bulamaca ve altýndaki iyileþmek üzere olan yaralara baktý. Burasý neresiydi, bu ilkel ilaçlarla onu iyileþtiren kimdi hatýrlamýyordu. O sýrada Flanemeth, pençelerinde birkaç av hayvanýyla geldi. Adam, ejderhayý görür görmez olan biteni hatýrladý. Bu ejderha, muhtemelen tutsak edilen diðer ejderhayý kurtarmaya gelmiþ, çýkardýðý karmaþada kendisini de kurtarmýþ, ancak o da ejderhayý ölümden kurtarmýþtý. Bu da teþekkürü olsa gerekti. Genç adam çok þaþýrmýþtý, bilirsiniz, halk arasýnda ejderhalar hakkýnda bir sürü þey söylerler, ama hiçbiri iyi deðildir, hele bir insaný iyileþtirmek bu söylentilerin arasýnda kesinlikle yoktur! Flanemeth’le genç adam bir süre durup birbirlerine baktýlar. Flanemeth, onun kendine gelmesine sevinmiþti. Adamsa, ne yapacaðýný bilemiyordu, ejderhalarýn kendilerine has bir dilleri olduðunu duymuþtu, insanlarýn dilini anlayýp anlamadýklarýný bilmiyordu. Denemek için konuþtu : “ Hayatýmý kurtardýn, teþekkür ederim.” Flanemeth afalladý, gerçekten çok þaþýrmýþtý, çünkü adamýn ne dediðini anlamýþtý. Oysa o insanlarýn dilinden hiçbir þey anlamazdý. Þüphe içinde kendi dilinde cevap verdi : “ Sen de benim hayatýmý kurtardýn, ben de sana teþekkür ederim.” Bu sefer þaþýrma sýrasý genç adamdaydý, ejderhanýn kendi dilinde konuþtuðundan emindi, ama anlamýþtý onu iþte. Bu nasýl olabilirdi? Kimse ona ejderha dilini öðretmemiþti ki! Ýkisi de ne diyeceklerini bilemez durumdayken, Flanemeth küçükken babasýnýn okuduðu bir masalý hatýrladý : “ Ve yüce Medth soyu ki, Ana Dünya’nýn tüm dilleri ejderhalarla konuþurken onlar için birdir. Tüm Medth’lerle ejderhalar kan kardeþidir. “ Bu hatýrladýðý hikayeyi genç adama da anlattý. Genç adamýn Medth soyundan olduðundan haberi yoktu, ama kara büyücüler de öyle olduðunu söylemiþlerdi. Bu durumun da baþka bir açýklamasý olamazdý. Genç adamýn adý Seelkhan’dý. 26 yaþýndaydý, dedesiyle beraber çitfliklerinde yaþýyordu, çiftlik iþleriyle ilgileniyordu. Dedesi çok yaþlanmýþtý, pek mantýklý konuþmadýðý çok oluyordu. Mesela geçenlerde bir gün ona “ Baban seni aramýyor çok garip, biz ona gidelim mi?” demiþti. Oysa babasý 10 yýl önceki Alacahançer Savaþlarýnda ölmüþtü. Seelkhan gücünü iyice toplayana kadar birkaç gün daha orada kaldýlar. Ne yapacaklarý konusunda kararsýzdýlar. Flanemeth intikam almak istiyor, ama nasýl yapacaðýný bilemiyor, Seelkhan çiftliðine dönmek istiyor ama kara büyücülerin onu orada arayacaklarýný biliyordu. Sonunda o da Flanemeth’in intikam planýna dahil olmaya karar verdi. Ancak bu þekilde onlardan tamamen kurtulabilirdi. Flanemeth öncelikle babasýnýn daha önce bahsettiði Vieyeth Dede’ye gitmek istiyordu. O ejderhalarýn en yaþlýsý ve en bilgesiydi. Bu adamlarýn kim olduklarýný, onlarý nasýl yenebileceklerini söyleyebilirdi. Beraber yola çýktýlar, Dede Alevaðzý Tepesinde bir maðarada yaþýyordu. Geceleri yol alýp, gündüzleri gizlenerek yollarýna koyuldular. --------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Onlar Ejderha Dede’ye gidedursunlar, biz biraz Rhuandalar’a göz atalým. Þiþah öfkeden kudurmak üzereydi. Þeytan Efendisi’nin gazabýna uðramýþ, cehennemi boylamak üzereyken Þeytan Efendisi ona son bir þans daha vermeyi kabul etmiþti. Elbette yeni bir büyü için 100 sene beklemeyecekti. Blancalara savaþ açacak, bütün kabilelerini yerle bir edecek, bütün Blanca reislerini öldürecekti. Tabi bu arada o münasebetsiz ejderhayý ve Medth soylusunu öldürmesi gerekiyordu. Ana Dünya’nýn bütün kara büyücülerine haber saldý. Toplayabildikleri veya büyüleyebildikleri kadar çok asker toplamalarýný emretti. Bu iþ fazla uzamýþtý artýk. Blancalar’ýn hepsini öldürecekti, böylece 11 tanrýyý etkin kýlacak kimse kalmayacaktý. Þeytan Efendisi Ana Dünya’ya inecek, cehennemi de beraber getirecek ve Þiþah gene baþ yardýmcýsý olacaktý. Kara büyücüler asker toplarken, Þiþah büyü odasýna Flanemeth’le Seelkhan’ýn yerini belirleyecek bir büyü yapmaya gitti. Az sonra nerede olduklarýný bulmuþtu bile. Hareket halindeydiler ama aþaðý yukarý ne civarda olduklarýný anlamýþtý. Bu iþi kendisi halletse daha iyi olurdu, kara hayvanýna atladý –bu hayvan Þiþah istediði zaman bir at, kartal, akbaba veya herhangi bir hayvan þekline bürünebiliyordu- ve peþlerine düþtü. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Tüm bu olan biten sýrasýnda, elbette Blancalar da boþ durmuyordu : “ Az kalsýn baþarýyorlardý, az kalsýn baþarýyorlardý, bu nasýl olabilir, az kalsýn baþarýyorlardý...” Blanc’Erth kendi kendine hiç durmaksýzýn söyleniyordu. Yardýmcýsý Blanc’Syrth’in geldiðini bile uzun süre fark etmedi. “Ýyi misiniz efendim?”. Blanc’Erth þaþýrdý, “Geldiðini fark etmemiþim, durum çok kötü Syrth, az kalsýn Þiþah baþarýyordu, ayinde ne ters gitti bilmiyorum ama þükür tanrýlar yardým etti, bu kadar geç fark etmemiz affedilemez...” “Efendi Erth, ayin baþarýsýz olduðuna göre, onlara bir 100 sene daha lazým, bu da bize yeterli deðil mi?” “ Þiþah’ýn 100 sene bekleyeceðini sanmýyorum Syrth, tahminimce Þiþah zaten ayinin ters gitmesi yüzünden çok öfkelidir ve kýsa zamanda bir þeyler yapmayý düþünecektir. Anlayamadýðým þey þu, ayin bir þekilde baþladýðýna göre, demek Medth soyundan birini buldu, ama bu nasýl olabilir, son kralýmýz oðluyla beraber 26 sene önce öldürüldü. O soy tamamen bitmiþti. Ayin yerinde o zavallý ejderhanýn cesedinden baþka bir iz buldunuz mu?” “ Hayýr Efendi Erth, sadece bir insanýn baðlý olduðunu tahmin ettiðimiz bir direk, ve yanmýþ ipler vardý. Ayrýca etrafta küller, is ve devrilmiþ taþlar vardý.” “ Ne dersin Synth, baþka bir ejderha belki ?” “ Sanýrým öyle efendim, ölmüþ ejderhayý kurtarmaya geldiði muhakkak” “Bu arada Medth kralýný da kurtarmýþ olmalý, etrafa bir haber salýn bakalým, bir ejderha ve bir adam görülmüþ mü?. Medth lafýný kullanmayýn sakýn.” “ Emredersiniz Efendi Erth”. “ Sanýrým yaklaþtýk Seelthan, þu tepeler Alevaðzý Tepeleri olmalý.” “ Ana Dünya’da bu kadar yüksek tepeler olduðunu bilmiyordum.” Flanemeth içgüdüsel olarak en yüksek tepeye yöneldi. Hava burada çok soðuktu, Seelthan’ýn çok üþüdüðüne emindi. Birkaç tane maðaraya baktýlar, ama hepsi boþtu. Seelthan giriþi fazla göze çarpmayan, hatta dikkatli bakýlmayýnca görülmeyen bir giriþ farketti. Ve maðaraya girdiler. Uzunca bir koridordan yürüdüler, geniþliði Flanemeth’in anca geçebileceði kadardý. Ama eðer bir yere çýkmýyorsa, geri dönemeyeceðinden, geri geri yürümek zorunda kalacaktý. Koridor sonunda geniþ bir alana çýktý. Etrafta onlarca büyük sandýk, kalkanlar, mýzraklar, oklar, kýlýçlar vardý. “Vieyelth Dede, burada mýsýn? Vieyelth Dede?” “ Fla, burada kimse yok sanýrým. Belki Dede ölmüþtür.” “ Kim o densizzzzzzz!!!!!!!! Maðaranýn tavanýna doðru bir kovuktan geliyordu bu homurtu. Ve yaþlý ejderha kovuðun giriþinde belirdi. “ Vieyelth Dede siz yokken buradaydý, sizden sonra da hep burada olacak. Çünkü Dede...” Ejderha Dede sözünü tamamlayamadý. Gözlerini Flanemeth’le Seelthan’a dikmiþti. Kanatlarýný açtý ve zemine indi. Bu sefer dikkatini tamamen Seelthan’a yöneltmiþti. Ýyice yaklaþtý, Seelthan korkmuþtu. Flanemeth’in arkasýna doðru gerilemeye baþladý. Vieyelth onu takip ediyordu, þöyle bir içini çekti, gözlerini kapadý –galiba düþünüyordu- sonra tekrar açtý, tekrar iç çekti ve konuþtu “Hoþ geldiniz Kralým”.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Gülfem Elif Hanhan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |