Fýrtýnalar insanýn denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois |
|
||||||||||
|
Geciken satýrlarým için baðýþla. Bir süre uzaklara gittim, anýlarýmla yüzleþmek ve barýþmak için. Yüzleþebilirsem gücümü kazanabiliyorum çünkü. Gittim ve deðiþen onca þeyi düþündüm. Sardunya zamanlarý ve karpuz kabuðu reçeli dahil. O reçeli yapan komþumuz hala yaþýyor mu bilmiyorum. Bazý þeyleri bilmemek daha az acýtýyor canýmý, böylece o taze ve güzel anýlarda kalabiliyorum. Sen de bilirsin ki, “neden?” diye baþlayan sorularýn cevaplarýný bulmak kolay deðil, bu yüzden bilmemek, sorgulamamak en güzeli. Hayat sürekli bir þeyler öðretiyor bizlere, alabilene tabi ki..Kimi zaman öðrettikleri üzücü olsa da, yaþamýn kanatlarýna tutunup uçabilmek için üzüntülerimizle de barýþýk olmaya çalýþýyoruz. Sen de yaþadýn, biliyorsun... Dediðin gibi çok þey deðiþti Ýlke.70’li yýllarýn sonlarýna yetiþtik bizler ama 80’li yýllarda da 70’li ruhuyla yaþadýk, bu þekilde teneffüs etmeye çalýþtýk yaþamý. Bu yüzden deðiþimlerin hoyrat rüzgarlarýný hissedebiliyoruz biraz olsun. Kaldý ki, insanlar bile deðiþirken zamanýn deðiþmesine þaþýrmamak lazým belki de.. Çocukluðumuzu düþünüyorum da, oyun parklarýnda geçerdi günlerimiz, sokaklarda, daðda bayýrda..Kumdan kaleler yapar, o kalelerin içinde yaþar ve kendimizi prenses zannederdik. Þimdi ki çocuklar Internet cafelerde ya da evlerindeki bilgisayarlarda, strateji dedikleri oyunlarýn içinde kaybolup kendilerini katil zannediyorlar. Oyunlar bile ekrana taþýndý ve kanlandý. Gelecek nesilleri düþünmek istemiyorum. Hatýrlýyorum da çýplak ayakla Japon ipi oynar, çamurlu topraklara çivi batýrýr, okul çýkýþlarý basketbol sahalarýnda bulurdum kendimi. En güzel sohbetler çýnar aðacý altýnda yapýlýrdý, çekirdek ve kola ile, msn de ya da chat odalarýnda deðil.. Havuz kenarýndaki çay bahçeleri en çok raðbet edilen mekanlardý. Hatýrlar mýsýn, bir keresinde hoþlandýðým çocuðu göreceðim diye az kalsýn havuza düþüyordum. Gülümsüyorum ama þimdiler de hüzne düþüyoruz. Tabi ki senin de söylediðin gibi, o kadar da masum deðildik aslýnda. Ailemizden gizli kutu biralarýmýzý açar, içmememiz gerektiði halde sigara içer ve aslýnda söylediðimiz þarkýlar yüzünden çakýr keyif olurduk. Sardunya zamanlarýydý ve her þeye raðmen mutluyduk... Okuduðum bir çok satýrýnda dakikalarca konakladým. Çünkü bana yeniden yaþattýn o masumiyet kokan deli çaðlarý. Haklýsýn, içimizden biri hoþlandýðý birinin elini tutmaya görsün, sabaha kadar oturup bunu konuþurduk, heyecanlý ve hararetli bir þekilde. Þimdi ise el ele tutuþmak yetmiyor iliþkileri kurtarmaya. Aþk, mevsimlik bir çiçek gibi, açýyor ve soluyor kendi içinde. Çok çabuk tüketiliyor sevgiler. Muzýr bir yaným olduðunu bilirsin, satýrlarýný okurken ister istemez deðiþimin muzýrlýðýný da yaptým. Düþünsene, eskiden aldatmanýn bile bir raconu vardý sanki. Basardýn sevgilini baþka biriyle yatakta ya da olmadýk bir mekanda baþ baþa yakalar, ihanetle yüz yüze gelirdin. Þimdi chat odalarýnda, sanal ortamlarda aldatýyor sevgililer birbirlerini, ihanet önce ve bütünüyle beyinde baþlýyor. Ýhanetin de þekli deðiþti. Güvenmek ve inanmak giderek zorlaþýyor sevdalara. Artýk ayrýlýrken bir veda busesi bile konmuyor dudaklara. Beni asýl fazlasýyla üzen ise, deðiþmemesi gerekenler deðiþti de, deðiþmesi gerekenler deðiþmedi Ýlke. Hala bakire olmadýðý için kýzlarýnýn kafalarýna kurþun sýkan babalar var, kahrolasý töre cinayetleri var, dinleri ve inançlarý farklý diye bombalanan insanlar var, savaþma seviþ sözünü yanlýþ deðerlendirip, seviþmeyen ve savaþan, masum çocuklarýn büyümesine izin vermeyen, iktidar budalasý insanlar var, kendilerini canlý bomba diye tanýtan ve hiçbir þekilde suçu olmayan insanlarý da beraberinde ölüme sürükleyen ruh hastalarý var, düþünebildikleri için hapislerde yatan ve oralarda ölüp giden insanlar var, sýrf parasý olmadýðý için hastahane önlerinde son nefeslerini veren insanlar var. Dünya ölüm haberleriyle dolu. Çocuklar ölüyor Ýlke, çocuklarýmýz..Niye onca þey deðiþirken, bunlarda deðiþmedi. Ýnan bana razýydým o zaman kaybetmeye sardunya zamanlarýný, masumiyetleri, ölmeseydi insanlar..Bir çocuk gibi soruyorum iþte, neden bu savaþlar diye. Ýnsanlar 6 gün boyunca, çöken bir apartmanýn enkazýnda kurtarýlmayý beklerken, biz kalkmýþ bizleri terk eden adamlar için aðlýyoruz bazen. Bunu düþündükçe utanýyorum özlemimden, isyanýmdan, hazmedemeyiþlerimden. Biliyorum, aþk da lazým, biliyorum bir gün sana alýþamadýðým ayrýlýklarý da yazacaðým, nasýl yýkýldýðýmý nasýl süründüðümü vedalara sarýlýrken ama inan ki, gidene üzülmek de artýk üzüyor beni, hayat fazlasýyla kýsayken hem de..Giden gider, ölümden beter olamaz hiçbir terk ediliþ. Annem hep anlatýr, 70’li yýllarda aldýðý maaþla buzdolabýný nasýl donattýðýný, nerelerde yemek yediklerini, haftada bir kendine yeni bir elbise alabildiðini ve bunlara raðmen maaþýný arttýrabildiðini. Þimdi býrak her þeyi, çocuklarýna bir ekmek yedirebildikleri zaman yüzleri gülüyor annelerin. Bu mu ilerlemek, bu mu milenyum, bu mu geliþen ve ilerleyen ülke kriteri..? Lanet olsun öyleyse bu geliþime. Ýnsanlar sanat kavramýný karýþtýrdý Ýlke, öldürmeyi ve aç býrakmayý sanat zannediyorlar. Seçim zamaný vaatler kusan vekiller, koltuða oturunca söylediklerini unutuyorlar, týpký sevdiðimiz adamlar gibi. 70’li yýllarda en azýndan umut vardý. Savunduklarý düþünceler için ipe giden yürekler, bir gün her þeyin düzeleceðine inanarak kapadýlar gözlerini. Bu günler için mi..?..Bu mu ilerlemek..? Görüyorsun deðil mi, karpuz kabuðu reçelini anýmsatman nerelere götürdü beni. Sen bir pencereden baktýn ben de bir diðer pencereden ama gördüðümüz yaþam, deðiþen ve deðiþmeyen olgular ayný gözlerimizde. Þiir kokan yüreðimden bir de itirafým olacak sana giderayak: Kavgalarýn, sorumluluklarýn olmadýðý; acýlarýn, ayrýlýklarýn ve ölümlerin ne hissettirdiðini bilmediðimiz çocukluðumuzu çok özlüyorum bazen. Sanki birden kapý çalacak ve Sevim teyze o güler yüzüyle bakýp, “kahve gözlüm bak ne getirdim sana” diyerek elindeki kavanozu bana uzatacak ve ben mutfaða koþup aðzýma bir kaþýk dolusu alarak, çýtýr çýtýr çiðnemeye baþlayacaðým karpuz kabuðu parçalarýný. Sevgimle kal dostum. Ben þimdi þekere bulanan parmaklarýmý ve dudaklarýmý yýkamaya gidiyorum. Fena dalmýþým kavanozun içine. Ýyi kötü bu yaþam devam ediyor, kanatlarýna tutunup ilerlemek lazým. Yine yazacaðým elbet... Ege’nin, dahasý Ýzmir’in selamý var. Düþlerini koru. Kahve gözlü küçük kýz...Pelin
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © pelin onay, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |