..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoþtur. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bilim Kurgu > Levent




1 Mayýs 2006
Kovan Savaþlarý (1. Bölüm)  
Ýlk Temas

Levent


“Bakacak zaman yok Kemal! Bakacak zaman yok! Bu ne Allah’ýn belasý böyle!” dediði anda helikopteri binanýn arkasýndan kaldýrmýþ ve ileriye süratle hamle etmiþti. “Kemal otomatik top kumandasý bende roket ve füzeler sende! Buraya bir baraj kuruyoruz!” Ateþe baþlamýþtý Paþa.


:DBID:
Þeref Paþa Ýstanbul’u izledi.. Yani ondan geriye kalan harabeleri.. Yaðmur yýkýntýlarla bezenmiþ ve cansýz þehrin üzerine yaðarken helikopterini Ayasofya’nýn çevresinde bir tur döndürdü.. Dalgýnca havadan seyretti Ýstanbul’unu..
“Eskiler bina yapmasýný biliyormuþ Kemal” diye konuþtu, ikinci komutanýna. “2012 depreminde þehrin neredeyse tamamý yýkýldý ama Ayasofya, Camiler ve Hisarlar ayaktaydý.. Bugün hala ayaktalar. Buna ilahi bir anlam vermeli miyiz sence?” diye ifadesizce konuþtu, emeklilikten zorunlu olarak geri gelmiþ olan Paþa. Kullandýðý saldýrý helikopterini geri çevirdi ve rotasýný vurucu üs olarak kullandýklarý Yeniþehir inþaat sahasý olarak belirleyip otomatik pilota baðladý.
Kemal Yarbay rütbesine göre genç ve gazi bir komutandý. Ýlk hizmetini Þeref Paþa emrinde icra etmiþ ve ona her zaman aþýrý bir sadakatle baðlý kalmýþtý.. Yýllar boyu görüþmeden, uzak kalsalar da kader onlarý yeniden birleþtirdiðinden bu yana eskinin sýký baðlarýnýn gevþemediði ortadaydý.. Kemal Yarbay dünyanýn sonunu getireceði kesin sayýlan; kýyamet sayýlan devasa meteorun sanýldýðý gibi bir kýyamet yaþatmadýðýný görmüþ ve sað kalmýþtý.. Meteor dünyanýn umutsuz ama ortak çabalarý ile çarpýþma öncesi uzayda vurulmuþ ve anlaþýlan durdurulamasa da parçalara bölünmüþtü.. Kayadan yaðmur öncesinde bile ayaklanmalar ve çatýþmalar, þiddet olaylarý ve suç dalgasý ile kitlesel çýlgýnlýða kapýlmýþ bir dünya varken þimdiki durum daha da berbattý..
“Kýyamet tellallarý ölmediklerini görünce derin bir kedere batmýþlardýr. Cehennem diye baðýrýyordular. Daha çekecek çileleri olduðunu görünce dehþete düþtüklerine eminim. Fýrsatýný bulduklarýnda buna da bir kulp takacaklardýr Paþam” diye gülümsedi Yarbay.
Paþa onayladý, “Ona ne þüphe.”
Þeref Paþa orduda önde gelen ve aðýrlýðý sadece üst düzeyde deðil daha aþaðý kademelerde de hissedilen bir Paþa iken emekliliðinin yaklaþtýðý sýralarda iki çok üzücü olay yaþamýþtý. Önce çok sevdiði eþini bir hastalýk neticesinde kaybetmiþ hemen az sonra da bir trafik kazasý sonucu kýzý ve oðlu ile onlarýn ailelerini ve torunlarýný kaybetmiþti.. Yýllar boyu muharebe görevlerinde pek çok askerini kaybetmek acýsýna yüreði kolay dayanamamýþtý ama bir de ailesini de kaybedince Þeref Paþa’nýn hayata küsmesine hiçbir þey mani olamamýþtý.. Yýllanmýþ asker tüm ýsrarlara karþýlýk erken emeklilik alýp Ýstanbul’a yerleþmiþ ve buradaki sayýlý kadim dostlarýndan baþkasý ile görüþmez olmuþtu..
Sonra bu meteor haberi dünya gündeminde patlamýþtý!
Bütün dünya çýlgýnlýðýn eþiðindeyken önlemler de alýnmaya çalýþýlýyordu.. En iyi ihtimale karþýlýk hazýrlýklar yapýlýyordu çünkü daha kötü bir senaryoda insanýn soyunu kurtarma þansý yoktu.. Sýðýnaklar her ülkede seçilmiþ kiþileri ve sonra da kura yöntemi ile belirlenen kiþileri belli ölçüde koruyabilecekti.. Devletlerin dýþýnda özel kuruluþlar ve birleþen halk da sýðýnaklar inþa etmeye, su ve besin stoklamaya baþladýðýnda daha sekiz yýl vardý meteorun çarpmasýna.. Bununla beraber süre aldatýcýydý.. Üç yýl geçtikten sonra meteor güneþ sistemi içinde birden hýz arttýrmýþ ve kalan süre beþ yýldan üç yýla inmiþti.. Hala yeterli bir süre olmasýna karþýlýk bu halktaki korkuyu körüklemiþti.. Korkan büyük kitleler bir sorundu. Ama korkan bir bütün dünya halklarý baþka bir þeydi! Sýký yönetim ve askeri darbeleri isyanlar ve iç savaþlar, suç dalgalarý izledi.. Kaos bütün dünyayý sardý. Devletler parçalandý. Ülkeler arasýnda çatýþmalar baþ gösterdi.
Sonra yine bir þey oldu, son yaklaþýrken.. Daha üç ay varken meteor yeniden hýz kazandý ve süre on yedi güne indi.. Sýðýnaklar süratle son hazýrlýklarýna ve dolup mühürlenme iþlemlerine baþlarken sýðýnaklara halk hücumlarý artýk yalvarýþ, yakarýþ deðil öfke ve þiddet doluydu; silahlýydý, organizeydi.. Ordu, polis ve özel sýðýnak bölgelerinin güvenlik kuvvetleri ile ölmemek için çabalayan koca halk yýðýnlarý arasýnda kanlý çarpýþmalar yaþandý..
Sonunda gün geldi.
Meteor gelmeden bir iki hafta öncesinde baþlayan kýsmi meteor yaðmurundan sonra, büyük meteor yörüngedeki güçlü lazer toplarý ve nükleer silahlarla vurulduktan sonra, asýl fýrtýna dünyaya vurdu.
Dünyada yer yer büyük yýkýmlar ve felaketler yaþanýrken bazý bölgeler ise sadece kayan yýldýzlarý izlemekle yetinmiþ ve uzaklara düþen meteorlarýn sarsýntýlarýný zaman zaman duysalar da hepsi o olmuþtu..
Ýstanbul on iki yýl önceki depremde neredeyse tamamen yýkýldýktan sonra kýsa sürede yeniden inþa edilmeye baþlanmýþtý. Þehir bütün hatalarýndan ders alma ve eski ününü gölgede býrakacak bir çehreye bürünme çabasýnda çok çalýþmýþtý.. Tam iyi þeyler ortaya çýkýp toparlanmaya baþladýðý sýrada ise meteor bilgisi gündeme düþmüþtü! Sonrasýnda ise bütün kaynaklar sýðýnaklara ve savunmaya yönlenmiþti. Son üç aydýr þehirde kan durmamýþtý. Ayaklanmalar ve suç dalgasý mahallelerin örgütlenmesine ve mahalle savaþlarýna kadar gitmiþti. Ýnanýlmaz bir çöküþ tüm dünyada olduðu gibi burada da insanoðlunu karanlýk bir çaða atmýþtý sanki! Hal böyle iken kýyamet gününde ilk meteorlar gökten ateþ olup yaðmaya baþlamýþtý.. Bu tam on dokuz gün önceydi.. Yaðmur kýsa sürmüþ ve þehri kýsmen vurduktan sonra bir iki gün içinde kesilmiþti.. Fakat hala gökte gündüz vakti bile ýþýk þenlikleri ile izlenen meteor saðanaðý vardý ve onlar da kaybolana kadar yaðmurun uðrayýp uðramayacaðýndan emin olunamazdý..
Ýstanbul’un sýðýnak bölgelerini koruyan asýl garnizon bu meteor yaðmuru ile vurulmuþtu. Bir iki gün sonra oraya sýðýnaklara alýnmamýþ sivilleri ayaklanan baþýbozuk güruhlardan korumak için organize ettiði silahlý sivil savunma örgütü ile ulaþan Paþa Ýstanbul’da en aðýr yarayý dramatik bir biçimde sýðýnaklarýn aldýðýný görmüþtü.. Kemal Yarbay ve kurtulanlara ulaþmalarýndan bir hafta sonra ise onlarýn lideri ve komutaný sýfatýný taþýyordu.. Ondan daha rütbeli bir subay þu an için ulaþýlýr durumda deðildi ve Yarbay o hayatta olduðu sürece; emekli dahi olsa, ona komutaným diyecek kadar baðlýydý. Paþa’yý binbir dil döküp sonunda komutayý almaya ikna etmiþti. Epey duygu sömürüsü yapmýþtý doðrusu.
Saat daha öðlene geliyordu ama hava git gide kararýyordu. Yaðmur hýzlanýyordu. Karanlýk ve sert, saðanak yaðmura raðmen iki asker de fýrtýna beklemiyordu.
“Belki de kýyamet budur Kemal Yarbayým.. Baksana, her þeyi gördüm diye bilirdim.. Ama daha görmemiþim..” diyordu Paþa, o anda acil bir mesaj aldýlar..
“Gökdelen’den Çevik 1’e. Gökdelen’den Çevik 1’e. Tamam.”
“Çevik 1 dinlemede. Tamam.”
“Paþam! Kuzeydoðu, stadyum bölgesindeki devriyelerimiz saldýrý rapor ettiler! Kod Mavi 09 bildirdiler komutaným!”
Helikopterdeki iki asker de þaþkýn durumdaydý. Bu acil durum kodlarý arasýndaki Mavi 09 özel bir kod idi ve Küresel Güvenlik Teþkilatý adýndaki varlýðý inkar edilen uluslararasý bir güvenlik örgütünün tavsiyesi ile dünyadaki bütün ordularda son on beþ yýldýr kullanýma açýktý. Anlamý tanýmlanamayan; olasýlýkla dünya dýþý içerikli düþmanca hareket, idi. Þaka gibi gelmiþ ve bütün ordularda dalga geçilmiþ olmasýna karþýlýk üst düzey komutanlarýn bu konuya ciddiyet gösterip önem vermesi kýsa sürede rahatsýz edici bir hal de almýþtý.. Az zaman sonra bu meteor olayýnýn ortaya çýkmasý ise bazý zihinleri çok karýþtýrmýþtý..
“Devriyenin komutasý kimde Binbaþým” diye sordu Yarbay.
Bu esnada Þeref Paþa helikopterin kumandasýný otomatikten çýkarmýþ ve istikameti kuzeydoðuya çevirmiþti. Saldýrý helikopteri Rusya’dan özel anlaþmalarla alýnan ve son on yýldýr askeri çevrelerde ünlü olan Omega 1B idi. En büyük özelliði sürati ve çevikliðiydi. Helikopter saatte beþ yüz mili aþan maksimum muharebe sürati ile etkileyiciydi. Üstelik yerden atýlan roket ve füzelerin büyük bölümüne karþý çok etkili gizli bir savunma sistemi de vardý. Bu çok pahalý ve üstün savaþ oyuncaðýný Rusya’nýn nasýl sattýðý ve Türkiye’nin teknoloji transferi ve ülkede üretim þartlarý ile nasýl aldýðý uluslararasý sýrlar içinde en merak konusu olanlardandý.
“Komutada Cihan Yüzbaþý var komutaným. RPG ve LAW roketleri yanýnda bire ondan az olmamak kaydýyla hafif piyade tehdidi ve de gaz saldýrýsý ile karþýlaþtýklarýný, baðlantýmýzýn kopabileceðini bildirdi. Bölgedeki bir sýðýnak kompleksine çekildiklerini bildirdikten sonra bir daha baðlantýmýz olmadý. Baþka haber alamadýk. Sürekli irtibat kurmayý deniyoruz. Yakýndaki diðer devriye uyarýldý ve destek için yönlendirildi komutaným”
“Ýkinci devriye uzak gözetimde kalsýn Binbaþým. Cihan’ýn devriyesi onlardan aþaðý deðildi. Paþam, üç operasyon gurubunun havadan bölge güvenlik sýnýrýna indirilip desteklenmesini öneriyorum” diyerek onay istedi Yarbay.
Þeref Paþa onayla yetinmedi, “Ýlave olarak yerden ZPT desteði ve hava eþliðinde Omegalar ile Cobralarý istiyorum. RPG ve LAW uyarýsý yapýn. Gaz konusunda da dikkatli olun. Topçu desteði için kapasitemiz ne durumda Oktay?”
“Emrettiðiniz tahkimatlarýn yarýsýna yakýný tamamlandý ve muharebeye müsait durumda Paþam” diye cevapladý Oktay Binbaþý.
“Bütün devriyelere þu an itibariyle acil topçu desteði isteme yetkisi tanýnmýþtýr. Bildirilsin.”
“Emredersiniz Paþam.”
Þehirdeki çete savaþlarý ve kaos orman kanunlarýný tek kanun yaptýðýndan düzeni saðlamak için mücadele veren Þeref Paþa komutasýndaki 17. Sýðýnak Bölgesi Muhafýz Tümeni farklý yerlerde günlerdir küçük çaplý çatýþmalarda çarpýþýyordu ve her an çarpýþmaya hazýrdý. Þu anda da helikopter tamamen silahlý ve savaþa hazýr durumdaydý. Helikopter kýsa sürede artýk sözü geçen mevkiye ulaþmýþtý. Devriyenin araçlarýndan arta kalanlara bakýlýrsa saldýranlar devriye ile mukayese kabul edecek beceride deðillerdi.. Bir kitabý okur gibi muharebe meydanýný okuyabilirdi usta bir komutan..
Devriyede süratli hareket eden Humex zýrhlý arazi araçlarýndan iki ve hafif zýrhlý BMP nakliye kamyonlarýndan bir tane ile silahlý ikiþer kiþinin kullandýðý savaþ motosikletlerinden altý tane vardý. Burada bir Humex terk edilmiþti ve diðeri de iki isabetle alevler içindeydi. Terk edildikten sonra vurulmuþtu. Kamyon bir binanýn alt katýndaki dükkana kafadan girmiþti. Araçlar aniden terk edilmiþ olmasýna raðmen terk eðitimli bir biçimde olmuþ ve neredeyse tam bir çember ile siper oluþturulmuþtu. Motosikletler ortada yoktu. Hýzlý ve çevik araçlarýn personeli süratli vur kaç ve çevirmeler için eðitilirdi. Saðlam olmalarý iyiye iþaretti ve Paþa saðlam olduklarýndan emin gibiydi. Savaþ alanýnda çok fazla ceset vardý.. Silahlarý ise çeþitli hafif makineliler, tüfekler ve RPG roketleriydi.. Bu kavþak meydanýnda pek çok patlama izi ve hala yanan bir sürü ateþ çukuru vardý.
“Paþam baþýbozuk güruh iþine benziyor” diye ifade etti Yarbay.
“Silah kullanmayý bilmediklerini kastediyorsan haklýsýn ama organize olmadýklarýn söylemek doðru olmaz. Ýyi organize olmuþlar. Ve cesetlerin yýðýlma durumuna bakýlýrsa çekinmeden çarpýþmýþlar.. Önceden olsa intihar saldýrýsý derdim ama kitlesel bunalýmýn insanlarý nerelere getirdiðini gördükten sonra þaþýrmýyorum.”
“Paþam ölüler arasýnda bizim çocuklardan iz göremiyorum. Belki de en kötü ihtimalle yaralýmýz vardýr.”
“Ýnþallah öyledir Yarbayým.. Bu arada, RRP’de iz var mý?”
Bütün askerlerin bileklerinde muharebe istihbarat ve iletiþim amaçlý asker veri iþlem bilgisayarý AVÝ vardý. Uydulardan çalýþan küresel yer belirleme sistemi; GPS, uydular meteor yaðmurunda yok olduðu için çalýþmýyordu. Bununla beraber GPS herhangi bir durumda kapanacak olursa diye geliþtirilen eski moda bir yöntem olan yer istasyonlarýndan ve elektronik muharebe destek uçaklarýndan faydalanan RRP için altyapý süratle kurulabilir durumdaydý. Uydularýn yerini tutmasa da sistem kendi bölgende yada operasyon sahasýnda önemli bir hakimiyete imkan saðlýyordu.
“Ýstasyonlar bu bölgede henüz yeni kurulacaktý Paþam. Kuramadan saldýrýya uðramýþlar. Paþam termal tarayýcýda stadyumun güney yönünde kalabalýk iz gurubu okuyorum. Keþif gözü için yüksekliðe ihtiyacýmýz var”
“Tamam Kemal, yükseliyorum ve yavaþça o tarafa ilerliyorum. Silah sistemleri hazýr. Bana ne olduðunu göster. Bu gördüklerimize Mavi 09 diyemem ama Cihan Yüzbaþý bende saðlam bir adam intibasý býrakmýþtý. Bir bildiði olmalý.”
“Cihan ve takýmý çok iyidir komutaným. Büyük Orta Doðu Savaþý’nda cephe ötesinde yüz on gün takviyesiz savaþmýþtýlar. Mavi 09 diyorsa bunu en azýndan on kere düþünüp söylemiþtir. Tek bir þüphesi olsa rapor etmezdi.” Kemal Yarbay, Cihan Yüzbaþý ve takýmýna büyük saygý ve güven duyardý. Öyle bir savaþta düþman hattý gerisinde yüz on gün tek baþýna ve kendi kaynaklarýný yaratarak çarpýþan bir birlik kahramandan baþka bir þey deðildi.
Omega yarým bir yay ile dönüp ayný anda da yükselme manevrasý ile hedef bölgeye yönelirken hýzý düþüktü ve Paþa gece saldýrý modunu aktif hale getiriyordu.. Az sonra helikopter bir metre yanýndaki birisi için bile bir arabanýn motorundan daha fazla ses çýkarmýyordu, nerdeyse sessizdi. Yaðmur yumuþamýþtý ama hava hala karanlýktý ve uzaklarda þimþekler çakýyordu.
Pervanenin üzerinde bulunan bir metre çapýndaki bir kürecik uzun mesafede etkili ses alýcý ve çeþitli farklý özelliklerde görüþ saðlayýcý bir donanýmdý; Omega’yý sadece saldýrý deðil, saldýrý öncesi tam bir keþif ve istihbaratta da eþsiz kýlýyordu. Bulunduðu konumdan dört metre yukarýya yükseltilebilen küre göz helikopterin bina yada tepe gibi yükseltilerin ardýna gizlenip görünmeden yükseltinin arkasýný görmesine imkan veriyordu. Týpký þu anda olduðu gibi..
Bu esnada Yeniþehir Operasyon komutasý; Gökdelen, Omega üzerinden sinyalini güçlendirerek bölgeye sürekli sesleniyor ve devriyeden cevap almaya çalýþýyordu..

Daha sabahýn ilk saatleriydi ve hava günün nasýl olacaðýný açýkça söylüyordu. Devriye ve RRP istasyonlarýnýn kurulumu görevi ile dýþarý çýkacak olan Cihan için tatsýz bir gün demekti bu. Bir sürü savaþ yarasýna sahip olan yýllanmýþ asker böyle ýslak günlerde eski yaralarýndan bazýlarýný þiddetle hissediyordu.. Bir küfür uçtu dudaklarýndan.
“Efendim komutaným. Bir þey mi dediniz?” dedi hemen yanýndaki Rafael Yüzbaþý. Türk ordusundaki Yahudi kökenli bir subay olan Rafael yakýn dost olmalarýna raðmen binbaþýlýðý bir iki disiplin hatasý yüzünden epey gecikmiþ Cihan’a genelde komutaným derdi.
“Tatsýz bir gün olacak” dedi Cihan.
Anlamýþtý Rafael. Gülümsedi. “Þahin Baþçavuþ dün bana geldi” diyerek konuyu deðiþtirdi.
Cihan ilgilenmiþti bununla. Ona doðru döndü.
“Bir sorun mu varmýþ?”
“Olabilir. Niþancýlarýn ikisi birden huylanmýþ.” diyerek gülümsedi. Takýmýn iki niþancýsý iþlerinde çok iyi olmalarýnýn yanýnda kesinlikle hasta paranoyaklardý. “Ýki üç gündür devriye hattýnda anormallik olduðunu söylüyorlarmýþ. Etraf çok sessizmiþ. Levent kuþlar yok diyormuþ, Ural da kedilere takmýþ. Kediden geçilmiyordu þimdi bir tane bile yok diyormuþ” dedi ve farkýnda olmadan suratý karardý. Aklýna Berusum gelmiþti. Orta Doðu Savaþýnda Cihan’ýn takýmý üç ay boyunca düþman hattý gerisinde çarpýþýrken bu iki niþancýnýn çýkardýðý savaþ bir noktada takýmýn kurtarýcýsý olmuþtu. Zaten ikisini paranoyak yapan da o savaþ olmuþtu. O savaþtan, öyle ya da böyle, yara almadan çýkan kimse de yoktu..
Cihan da anladý ve hatýralarýn tuzaðýna dalmadan kendine geldi. “Berusum, deðil mi?” diye sordu Rafael’e. Dostunun yüzünde derin acý izleri vardý. Ýnsanlýklarýndan utandýklarý bir yerdi Berusum. Savaþýn çirkin yüzünün en çirkin halini görmüþtüler.
“Evet” dedi silkelenen Rafael.
Ýkisi de bir an durup düþündüler.
“Bu kadarý ile Komutan’a gidip somut bir nedenimiz var diyemeyiz ama niþancýlar vurucu timdeki en iyi gözlerdir. Yola çýkmamýza bir saatten az kaldý. Bütün timi sen kontrol et. Tam donaným ve yedek kitleri de alýn. Bundan hoþlanmayacaklar, böyle bir görev için çok aðýr olacak ama herþeyi alacaklar. Herkes. Bütün devriyelere de uyanýk olma uyarýsý yollat. Fazla dillendirme. Sadece uyarýldýklarýndan emin ol.”
“Hergün çatýþmanýn içindeyiz. Standart donanýmýmýz bile çok iyi. Bu hazýrlýk fazla olabilir mi?” diye cidden merakla sordu Rafael.
“Ýtiraf etmek gerekirse öyle olmasýný diliyorum ama buna inanmýyorum. Batýl inanç sahibi olmak savaþta iyidir Rafael. Uyanýk olmak için sana neden verir. Niþancýlarýma güveniyorum. Bir ay kadar önce ayaklanma guruplarýný birleþtiren birisi olduðu istihbaratýný almýþtýk. Hatýrladýn mý? Ýlgisi olabilir.”

Takým gerçekten bundan subayý, astsubayý ve erleriyle beraber nefret etmiþti. Daha önce de bu olmuþtu. Sorumlularý biliyordular. Sýradan bir görev ne zaman böyle bir kýyafete bürünse bunun altýndan niþancýlar çýkardý. Ve iþin kötü yaný daha önce sadece bir kere yanýlmýþtýlar ve onda da herkes açýkça çok iyi hazýrlýklý olduklarýný gösterdikleri için karþý tarafýn vazgeçtiðini düþünüyordu ve niþancýlarýn orada da haklý olduðuna inanýyordu..
“Bursalý, olum, bu G6 silahý on iki kilo, tam takým muharebe zýrhý ve miðfer dokuz kilo, cephane kitleri on kilo, gaz maskesi, gecegörüþ gözlükleri, erzak..” bu son ikisini bastýrarak söylemiþti; bunlar hava kararmadan dönecek bir tim için fazlaydý.. “..AVÝ, 14’lü Block tabanca, elektrik tabancasý, patlayýcýlar ve el bombalarý. Bunlarý benim yerime sen taþýyacaksýn.” dedi Savaþ. Diðerleri açýkça sýrýtýyordular. Savaþ, Levent’e çok kýzmýþtý.
“Gün bitmeden Erzurumlu poponu bunlara borçlu kalabilirsin. Dua et de haksýz çýkayým” dedi Levent. O da gülümsüyordu.
“Dua et de haklý çýkasýn” dedi Savaþ. Sonra ne saçmaladýðýný fark edip bir koca küfür savurdu.. Herkes kahkahalara boðuldu ama bunlar açýkça sinirli kahkahalardý. Ýçinde bulunduklarý durum hoþ deðildi. Önce meteor lafý ile çýkan olaylar, ayaklanmalar, suç olaylarýna ordu destekli müdahale ve sonrasýnda da meteorun düþmesi gereken gün vurulmasý ve sýðýnaklarýn yaralanmasýný takip eden günlerde þehirdeki çatýþmalar.. Savaþta baþka ülkenin insanlarýný öldürmek bile bir yerden sonra bir askerin ruhunda yaralar açýyordu ama kendi ülkenin insanýna silah doðrultup ateþ açmak baþka bir þeydi. Ayaklanma, isyan ya da adý her ne olursa.. Bu askerin insanlýðýný yaralayýp ruhuna iþkence çektiren bir þeydi. Aslýnda savaþýn kendisi baþlý baþýna insanlýðýn en büyük illetiydi.
Rafael aynen emredildiði gibi bizzat donanýmý kontrol etti. Þahin Baþçavuþ bile ekþi bir surat ile yardým etmiþti askerlerin denetlenmesine. Takýmýn rütbelileri de devriye ve istasyon kurulumunda bu kadar silah ve cephaneye iþkence gözü ile bakmýþtý. Hatta Okan Teðmen açýkça aðlamaklý olmuþtu çünkü yedek cephanenin sorumluluðu ona aitti. Bu bir çatýþma anýnda koca bir mermi sandýðýný yüklenmek demekti.
Sonunda tatsýz bir görev için son kontroller de yapýldý ve istasyon sandýklarý BMP kamyonuna askerlerin yanýna yüklendi.
“Birinci manga rütbelileri öndeki Hummex’de benimle olacak. Ýkici Hummex ikinci manga rütbelilerinin. Panterler iki ön, iki arka ve iki ileri keþif þeklinde guruplanacak. BMP, Hummex’lerin arasýnda olacak. Yani standart ilerleyeceðiz arkadaþlar. Bununla beraber herkesin gözünü dört açmasýný istiyorum. Endiþelenmek için yeterince sebebimiz zaten var. Ýstanbul’ da hakim deðiliz ve düþmanca hareket eden silahlý guruplarla çatýþmalarýmýz devam ediyor. Son günlerdeki yavaþlamaya dikkatimiz çekildiði için bu gün daha bir temkinli olacaðýz.” diye konuþurken üzerindeki kýyafeti gösterdi Cihan Yüzbaþý, “Bu sizin giydiklerinizden daha hafif ya da rahat deðil. Ve ben de sizden daha mutlu deðilim. Hadi gidip görevimizi yapalým olur mu?!”
Askeri ve rütbelisi ile hep bir aðýzdan çýkan tek ses, güçlü ve yýrtýcý bir onay nidasý ile Cihan Yüzbaþý komutasýndaki 51. Vurucu Komando Takýmý araç binip yola koyuldu.
“Ne var o çantada Ural?” diye sordu Hüseyin Çavuþ. Þahin Baþçavuþ nakliye kamyonunun ön tarafýnda Süleyman Çavuþ ile beraberdi. Hüseyin’in askerlerin baþýnda olmasý Þahin’i rahatlatýyordu. Hem Süleyman daha bir geyik bir yol arkadaþýydý ve önlerinde epey yol, bir dolu iþ vardý.
Ural fazladan bir yük olarak taþýdýðý çantayý açýp sýrýtarak gösterdi.
“Oohhhaaa!” nidasý Özgür onbaþý dan geldi.
“O düþündüðüm þey mi?” diye sordu Levent.
“S-40 tipi KANN-S mermisi.” dedi Ural gevrek gevrek.
S-40, iki safhalý KANN-S keskin niþancý silahýnýn kullandýðý mermi çeþitlerinden patlayýcý özellikli olanýydý ve zýrhlý araçlarý da etkisizleþtirecek kapasitedeydi.
“Onun bizde olmamasý gerekiyor. Sadece SAT’larýn envanterindeydi. Nerden buldun?” diye aðzýnýn suyu akarak sordu Levent.
“Yeþilköy Baskýný’nda ele geçirdiklerimizden. Numune amaçlý birkaç kutuyu zulaya atmýþ olabilir miyim acaba?” diye gülüyordu Ural.
“Bir kutuyu bana vermezsen seni Þahin’e ispiyonlarým.” diye þakayla tehdit etti Levent. Diðerleri buna gülerken Ural;
“Kardeþim, lafý mý olur? Al bakem.” Diyerek bir kutuyu hemen uzattý. Ýki Niþancý da aðýzlarý kulaklarýnda gülümsüyordu.
“Dikkatli kullan birader.”
“Çocuk diiliz abisi. Elimizdeki nedir biliyoruz.”
Yolun baþlarý böyleydi. Þamata ve muhabbetle, tasasýzca ilerlediler. Askerler ölümü en iyi bilenlerdi. Yaþamý da.. Ölümden zaman çalarak yaþadýklarýn biliyordular. Ölümden kaçýþ yoktu. Bu nedenle hayatý gülerek ve neþe ile yaþamayý ve de yeri gelince de savaþmayý çok iyi dengeleyebiliyordular. Askerler sivillerin, sýradan insanlarýn garip bulacaðý bir eðlence ve yaþam tarzýna sahipti ve onlar da sýradan insaný garip buluyordu. Bu komikti ve de acýydý.
Tanýdýk ve kontrol altýndaki bölgede ilerliyordular. Yeniþehir Ýnþaat Sahasý dýþýna çýktýklarý andan itibaren yolun rengi deðiþmiþti. BMP’nin kurþun geçirmez branda kasa örtüsünde askerlerin dýþarýya atýþ yapabileceði atýþ yuvalarý vardý ve þimdi herkes ayakta, silahlarý hazýr biçimde dört gözle etrafý tarýyordular. Sessiz ve boþ sokaklarda kimseyi görmeden ve hiçbir þey duymadan ilerliyordu devriye. Yaðmur kalýnlaþýyor ve hýzlanýyordu. Hava bulutlu ve karanlýktý. Koca metropolde deprem ve meteora raðmen hala üç milyon kiþi olmalýydý. Þehir o kadar hasar almamýþtý. Meteor yaðmuru hasarý bölgesel ve aslýnda bu büyüklükte bir þehir ve nüfus için çok zayýftý. Radardan izlendiði kadarý ile düþen meteorlarýn büyüklüðü bir iki metre çapa ancak ulaþmýþtý. Ama meteorlardan daha kötüsü halkýn kendine ettiði idi. Ýnsanlarýn deliliði sýnýr tanýmamýþtý. Ayaklanmanýn karmaþasý ve suç dalgasý çok kan ve gözyaþý akýtmýþtý. Ýnsanlarýn çoðu korku ve dehþet içinde bulabildiði her delikte yaþamaya çalýþýyor ve saklanýyordu. Otorite ve kanun olmadýðýnda orman kanunlarýnýn neler yapabileceði ve insanýn ne kadar çirkinleþebileceðini görmek askerlerin kendi vatandaþlarýna silah çekme konusundaki çekincelerini kýsa sürede çok zayýflatmýþtý. Her þeyden önce onlarýn da aileleri vardý ve birilerinin kendi ailelerine bunlarý yaptýðýný düþünmek onlarý çok etkilemiþti.
Ýki saat boyunca ilerlediler ve planlanan hakim noktalara RRP istasyonlarý olan çanta boyutlarýndaki cihazlarý ve antenlerini yerleþtirip kamufle ederek görevlerini yaptýlar. Sonra iþler deðiþmeye baþladý.
Motosikletli birimler olan Panterler AVÝ iletiþim kanalýndan görüntülü bir mesajla ilginç bir durum bildiriyordu.
“Cihan Yüzbaþým, Kedi 3 bildiriyor. Bu görüntüyü alabiliyor musunuz?”
Görüntüde yeþil yosunla kaplý sokaklar ve meteor hasarý olduðu belli olan hasarlara sahip binalar vardý. Yosunlarýn arasýndan yer yer ilginç tropikal aðaç ve bitki kümeleri de fýþkýrýyor gibiydi. Yani buna benziyordu en azýndan.
“Görüyorum Kedi 3. Deniz seviyesinde misiniz?”
“Rakým tam olarak yüz elli bir Komutaným. Þehitler Tepesi’nin güney kýsmýnda burasý. Kuzeydoðu, Stadyum bölgesinin en kuzey ucu. Etraflýca araþtýrma için izin istiyorum.”
“Ýzin verilmedi Kedi 3. Bizden çok öndesin. Mevkini koru. Sana doðru geliyoruz.”
“Anlaþýldý, tamam.”
“Kedi 4 ve Kedi 6. Önden gidip Kedi 3 e katýlýn.”
“Anlaþýldý.”
“Yoldayýz. Tamam.”
“Biz de gidelim. Sür Cengiz.”
“Emredersin Komutaným.”
“Komutaným meteorlarýn boðazda yol açtýðý tsunami o rakýma çýkabilir mi?” diye soran Melisa Üsteðmen’di. Narin ve haným hanýmcýk bir doktora göre savaþ þartlarýnda inanýlmaz bir sertlik ve askerlik sergileyen bu subayýn halleri Cihan’ý hep þaþýrtýyordu. Bazen ukala bir çokbilmiþ bazen ise tam bir iyi öðrenci tavýrlarý ile öne çýkýyordu.
“Denizbilimci deðilim ama o rakým bir yana benim gördüklerimi siz de gördünüz. Rüya deðildi, deðil mi?”
“Ben sizinle ayný fikirdeyim komutaným. Bir ay su altýnda kalsa bile o halde olmamalýydý orasý” diyen Murat Üsteðmen idi.
Genç Dilaver Teðmen Heyecanlanmýþtý. “Ne demek oluyor o zaman bu gördüklerimiz?”
“Gidip göreceðiz Teðmenim.” dedi Cihan Yüzbaþý.
Ve yola çýkmýþtýlar..
Daha on dakika yol almýþtýlar ki öncüden mesaj geldi. Miðferlerinde bulunan kameralar ve AVÝ’leri sayesinde bütün tim üyeleri sesli ve görüntülü haberleþebiliyordu.
“Temas bildiriyorum. Saklanýyorlar.”
Ve ayný anda da arkadaki Panterden bir mesaj geldi. Bu aslýnda tam bir feryattý.
“Pusu! Pusu! Pusu! Arkayý kapatýyorlar! LAW ve RPG görüyorum! Kalabalýklar!”
Cihan Yüzbaþý ilk kez pusuya düþmüyordu. 51. Vurucu Komando Takýmý da ilk kez pusuya düþmüyordu. Ayný emiri bir çok aðýz ayný anda haykýrýrken emri bütün takým süratle ve eðitimini aldýðý þekilde uyguluyordu.
“Araç terk et!!”
“Araç terk et!!”
“Araç terk et!!”
Araçlar terk edilirken 51. takým; Yalnýz Kurtlar, siper alarak yayýlýyordu ve roketlere toplu hedef olmamak için süratle hareket ediyordu. Silah sesleri patlamýþtý. Yoðun ateþ altýndaydýlar. Roketler havada uçuþmaya baþlamýþtý. Bu ilk atýþlar pusuya düþenlere epey umut vermiþti. Savaþ deneyimli takýmýn her üyesi kýsa sürede düþmanýn iyi niþancý olmadýðýný biliyordu ama sevinmek için çok erkendi.
Cihan takýmýnýn durumunu görebiliyordu. AVÝ’si bütün takým üyelerinin yakýnlarda olduklarý sürece saðlýk durumu ve yer bilgisini ona söyleyebiliyordu. Ama Kediler uzaktaydý ve uydular ile GPS olmadan arazi þekilleri ile mesafe engelleyiciydi.
“Kedi 1! Kediler ne durumda?!” diyerek en yakýn ve ulaþýlabilir Panter’e seslendi.
“Saðlam ve süratle bu tarafa akýyorlar.”
“Sizden tam keþif istiyorum. Saflarýnýn arkasýnda kalýn. Ýyi deðiller ama kalabalýk gibiler. Ateþ güçleri ve sayýlarý bilgisine ihtiyacýmýz var”
“Anlaþýldý. Mesafeli keþifteyiz.”
Cihan adamlarýna döndü. Mermiler havada uçuþuyordu. Pusucular bir Humex’i güç bela vurmuþtu ama arkasýndaki Okan oradan çoktan uzaklaþmýþtý. Bir binanýn alt katýndaki dükkana kafadan dalmýþ ve saðlam bir siper bulmuþ olan kamyondaki guruba katýlmýþtý.
“Rapor verin! Herkes saðlam mý?!” diye AVÝ’den seslendi Cihan.
Ýlk cevap veren Þahin Baþçavuþ idi. “BMP saðlam ve tam teçhizat. Ýyi bir örtümüz var. Þimdilik idare ederiz. Okan Teðmenim de yanýmýzda.”
Rafael Yüzbaþý da aynen cevapladý.
“Humex 2 tayfasý saðlam ve tam yüklü. Yer deðiþtirip tutunuyoruz. Saðlam bir mevzi arýyoruz.”
Yaðmur saðanak halde yaðýyordu. Ýstanbul sokaklarý her yaðmurda olduðu gibi yine dereler gibi akýyordu. Þimþeklerin ýþýklarý bulutlu ve karanlýk havayý yýrtýp duruyordu.
Cihan yüzbaþý aðzýný açacaktý ki bir roket siper aldýklarý köþe baþýný ýskalayýp az ileride patladý. Etrafa beton ve çam parçalarý alevlerle beraber patladý. Cihan Yüzbaþý kendini yüz üstü yere atarken alevler ve cam parçalarý beton ve tuðla molozlarýya beraber üzerinden akýp geçti.
O daha ayaða kalkamadan BMP gurubu topçu tüfeði ve roketatarlarý ile karþý saldýrýya baþlamýþtý. Þahin Baþçavuþ ve askerlerin çýkýþý çok etkiliydi. Niþancýlar roketçileri bir bir indiriyordu ve boþta kalan zamanda da ýskalamadan diðerlerine destek oluyordu. Ýki tane topçu tüfeði, iki tane G6 aðýr makineli ve iki tane ROM roketatarlarý vardý. Kalan takýn üyelerinin hepsi piyade katili adý ile ünlenmiþ çok hýzlý ve güçlü bir silah olan FAMAC piyade tüfeði taþýyordu. Silah dipçikten atmýþ mermilik bir þarjörle besleniyordu ve doldurmadan daha uzun süre kesintisiz ateþ etme imkaný vererek ateþ üstünlüðü saðlýyordu. Savaþ gurubu bu haliyle çok etkiliydi. Silah ve donaným üstünlüðü eðitim ve savaþ deneyimi ile birleþince bu kaçýnýlmazdý. Þimdiden düþmanlarý aðýr kayýplar vermiþti ve pusu daðýtýlacak gibiydi. Ama öyle deðildi. Düþman kayýp veriyordu ama pusu daðýlmýyordu. Sel gibi akýyordular. Düþenin yerini yenisi alýyordu. Böðürüp gýrtlaktan anlaþýlmaz haykýrýþlarla saldýrýyordular. Yalnýz Kurtlar el bombalarý ve aðýr makineli desteðinde bir saldýrýya kalktýklarý esnada düþmanýn da aynen sertlikle karþýlýk vermesi ve ölerek karþý koymasý üzerine geri çekildiler. Sayý üstünlüðü çok fazlaydý.
Cihan küfretti. Düþman ölüm pahasýna saldýrýyordu. Böyle çýlgýnca, fanatikçe bir direniþi en son savaþta görmüþtü. Ayaklanmanýn delirttiði insanlar bile bir yerde kýrýlýp geriliyordu. Ama burada öyle deðildi.
“Kedi 2 bildiriyor. Sayýlarý çok fazla. Çevrenizde silahlý beþ yüz kiþi var. Kedi 4 bu yöne ilerleyen iki yüz kiþilik bir gurup bildiriyor. Geri dönüþ yolunu barikatla kapatan gurup da yüz kiþi kadar. Tam evlerinin ortasýndayýz. Tek açýklýk kuzeydoðu yönünde. Yaya kaçýþ mümkün. En zayýf hat burada. Sadece otuz kýrk kiþi sayýyorum.”
“ O halde uzaklaþma pahasýna o yönü kullanacaðýz. Ama bu konuda içim rahat deðil, bir salak bile bu kadar büyük bir güç varken bu kadar zayýf bir kenar býrakmaz. Bir þey biliyor ya da planlýyorsa o baþka.”
“Üzerinize kapanacaklar Komutaným. Binalar sizi bir süre koruyabilir ama roket atýþý yoðun ve binalar ise bunu kaldýramaz. Dar alandasýnýz.”
“Baþka þansýmýz olmadýðýný biliyorum..” diyordu Cihan ama konuþmasý AVÝ’ den herkese seslenen bir uyarý ile kesildi. Melisa Üsteðmen’in sesiydi bu.
“Gaz maskeleri! Gaz maskeleri! Kimyasal silah kullanýyorlar! Gaz maskeleri!”
Tek bir soru ve tereddüt olmadan takýmýn doktorunun uyarýsý ile herkes gaz maskelerini takmýþtý.
Çatýþma sürerken bir yandan da gerçekten düþman turuncu el bombasý benzeri silahlarla saldýrýsýný yeni bir þekle sokmuþtu. Kurtlar da buna sert cevap veriyordu. Silahlar isabetle ateþleniyor ve el bombalarý ile topçu tüfeði atýþlarý kalabalýklarý havalarla uçuruyordu. Çevreye sarý ve turuncu renkli toz bulutlarý saçan bombalar gaz maskeleri sayesinde etkisiz olsa da yer yer görüþü iki taraf için de engelliyordu. Cihan sürüne koþa ateþ altýnda ilerlemiþ ve etrafýnda mermiler výnlarken doktorun yanýna ulaþmýþtý.
“Yüzbaþým! Murat Üsteðmen etkilendi. Bilinci kapalý.”
Daha bir þey soramadan bir mesaj daha geliyordu.
“Komutaným düþman yaralýlarýndan birinin yanýndayým! Buna inanmayacaksýnýz ama bu adamýn bildiðimiz türden insan olduðunu sanmýyorum.”
Bu noktada Þahin Baþçavuþ konuþmadan sadece miðferinin kamerasý ile görüntüleri aktardý. Yaralý düþman polis üniformasý giyiyordu. Cüssesi çok kaslýydý ve aþýrý derecede kýllýydý. Gözleri de akýna kadar kap karaydý. Parmak uçlarý týrnaksýz ve etsiz, sýrf pençe misali kemiktendi. Ölmek üzere olduðu belli olan düþmanýn nefretle sýkýlý diþlerinde ise sivri azý diþleri ve keskinlik göze çarpýyordu. Et obur vahþi bir hayvaný andýran bu düþmanýn attýðý þeyler ise Þahin’in deyimi ile “..bir tür bitki tohumu yada öyle bir þey gibi..” idi.. Patlayarak çevreye sarý dumanlar, toz bulutlarý yayan bu þey gerçekten de býçakla kesilince bir bitki tohumu gibi görünüyordu.
“Bu ne s.. böyle?!!” diye koca bir küfür savurdu Savaþ.
“Neler oluyor burada!?” diye kendi kendine baðýrdý bir diðeri.
“Yarma harekatýna hazýr olun. Ýstikamet kuzeydoðu. Bayýr yukarý köþeleri siper alarak süratle ilerleyeceðiz. Bu sokaklardan akmaya devam edecekler ama önemi yok. Bayýrý bir kez aþarsak stadyumun yanýndaki metro giriþine kadar arkamýza düþmek zorundalar. Saðlam bir bina orasý. Parça parça destekli çekilirsek oraya kadar ulaþmak sorun olmaz. Niþancýlar önden gidip yerleþecek. En son aðýr makineliler ve topçular benimle gelecek. Panterler! Biz yoldayýz. Gözlerimiz olun. Destek ulaþana kadar kör kalmak istemiyorum! ” dedi Cihan.
“Anlaþýldý Komutaným. Uzaktan devam ediyoruz.”
Ve birkaç dakika süren pozisyon yenilemelerin ardýndan harekete geçildi. ROM roketleri çemberin zayýf kýsmý olduðu bildirilen kenarý parçaladý ve cesetlerin üzerinden atlayarak koþtu Kurtlar. Aðýr makineliler ve topçu tüfekleri arkalarýndan sel gibi akan düþmaný yavaþlatýp daðýtýyordu. Saklanmak ve adým adým izlemek zorunda kalan düþman arkalarýndayken Kurtlarýn büyük bölümü yeni direnç noktalarýný hazýrlamak için önden gidiyordu. Bu arada Cihan Yüzbaþý da Gökdelen ile ikinci kez baðlantý kurup yeni bilgileri ulaþtýrýyordu. Burada bir Mavi 09 vardý!
Çekilmeleri karþý taraf için hayli kanlý olmuþtu. Zýrh yada çelik yelekleri olsa bile; ki yoktu, Kurtlar’ýn silahlarý en kýyýcý özel harekat silahlarýydý ve onlarý çok iyi kullanýyordular. Buna karþýlýk güruhun silahlarý genelde M16, G3 ve MP5 gibi Kurtlar’ýn zýrhlarýnýn dayanýklý olduðu türden silahlardý. Hem zaten yaralanmalara sebep olacak türden dik açýlý bir isabete yol açacak kadar yaklaþtýrmýyordular düþmaný.
Az bir zaman sonra niþancýlar metro sýðýnaklarýna giden terk edilmiþ giriþe ulaþmýþ ve binanýn üçüncü katýna saðlam bir mevziye silahlarýný kurmuþtular. Önlerinde yaklaþýk sekiz yüz metrelik bir bulvar ve oradan arkalarýnda düþmanla çekilecek dostlarý vardý. KANN-S ikinci safhasý hazýrdý. Altý yüz metre ve üç bin metrelik iki safhalý atýþ kabiliyetli silah yere oturtulup ilave parçalarý takýldýðýnda üç bin metreye etkiliydi. Bir mermiyi o mesafeye bir buçuk saniyede, hassas bir isabet oraný ile ve üç dört kiþiyi delecek bir güçle gönderiyordu. Yere mýhlanmýþ ve iyice baðlantýlarý sýkýþtýrýlmýþ koca niþancý silahý üç bin metreden parmak izi alabilecek teleskobik dürbünü ile atýþa hazýrdý. Gurup da yerleþmiþ ve barikatlar kurup mevzi hazýrlýyordu.
“Arka ve yan kapýlar çelikten ve kapalý. Tuzakladýk komutaným” diyerek Þahin Baþçavuþa bildirdi Süleyman Çavuþ.
“Bina içi temiz ve yaklaþma istikametleri tuzaklandý komutaným. Sadece ön cepheden gelebilirler” diye rapor verdi Hüseyin Çavuþ.
“Bizde ön kapýyý saðlamlaþtýrdýk Þahin. Niþancýlar sadece roketçileri gözetleme emri aldý. Gerisine karýþmayacaklar. ROM’cular ikinci katta. Yanlarýnda Okan ve Dilaver var. Zemin katý on FAMAC kolluyor. Hazýrýz” diye ifade etti Rafael.
“Hazýrýz komutaným” diyerek kararlý bir ifade ile baþýný salladý Þahin Baþçavuþ.
“Komutaným hazýrýz” diye AVÝ’den bildirdi Rafael.
“Yoldayýz!” diye cevapladý Cihan, “Özgür, Kazým, Savaþ, Zülküf! Ricat ediyoruz! Tekrar ediyorum derhal ricat! Geri çekiliyoruz! Mevzi yerleþti!”
Emir aynen alýnmýþtý. Hemen uygulanmaya baþlandý. Çekilme süratle baþladý. Sýzma ve operasyon sonrasý süratle uzaklaþma konusunda Kurtlar kadar iyi olan timler sayýlýydý.
“Ricat!”
“Ricat!”
“Ricat!”
“Ricat!”
Geride düþman akýþýný korkunç ateþ gücü ile baský altýnda tutan beþli ateþi býrakýp süratle aralardan ve köþelerden, yanmýþ araba ve otobüs enkazlarý arasýndan koþturmaya baþladýðýnda ilk bocalama sürecinin ardýndan düþman da peþlerinden hücum etti ve arkalarýndan bayýrý devirip bulvara adým attý. Adým atmalarý ile de en öndeki RPG roketatarý taþýyýcýsý göðsünü parçalayýp geçen bir KANN-S mermisi ile ikiye bölündü. Mermi yoluna devam etti ve arkasýndaki cephanecisini de vurup sýrtýndaki yedek roketleri patlattý. Ceset parçalarý havada uçuþtu. Þanslý bir atýþ ve çekilenlere zaman kazandýran bir geliþmeydi bu. Düþman yavaþlamýþ ve ayaklanmanýn aylardýr yol açtýðý yýkým ve þiddetin göstergesi olan bulvardaki otobüs, araba enkazlarýný siper alarak ilerlemeye baþlamýþtý. Yine de ölüyordular. Cihan durup geriye baktý. Düþen düþmanýn roketlerini diðerleri yükleniyordu. Hafif silahlar býrakýlsa da roketler hemen el deðiþtiriyordu. Mavi 09 vermiþti ve kararýnýn arkasýndaydý. En azýndan uzaylý deðilse bile bunlar sýradan bir durum deðildi ve bunun bildirilmesi gerekliydi. Umutsuzluk için bir neden yoktu. Savaþ bu hali ile daha bitmemiþti ama savaþta kazalar olabilirdi! Bildirmesi iyi olmuþtu. Koþmaya devam etti.

Çatýþma sertti. Düþman gelmiþ ve kapanmýþtý. Beþ dakikadýr aðýr bir ateþ gücü ile savaþan Kurtlarýn çevresi ceset çemberi olmuþtu. Bir iki roket binayý vursa da bunun çok daha fazlasý ateþlenemeden niþancý mermileri ile yere düþmüþtü. Sonra uyarý mesajý geldi.
“Kedi 1! Kedi 1 bildiriyor! Doðudaki arterden size akan kalabalýk hareket görüyorum. Bunlar da ne böyle!! Neler oluyor Komutaným!”
AVÝ’ler çatýþma sürerken göz ucu ile kontrol edildi. Motosikletli Panter birimi vurkaç ve istihbarat için donanmýþ bir birimdi. Sahip olduklarý özel teleskobik görüþ cihazlarý çok kabiliyetliydi. Ayrýca iki kiþilik motosikletlerin model uçak büyüklüðünde bir keþif helikopteri fýrlatma-yönetme kabiliyeti vardý. Havadan aktarýlan bu görüntülerde herkesi donduran þeyler görmüþtüler.
“Bu ne böyle!!”
“Allahým!”
Küfürler þaþkýnlýk kadar korku izi de taþýyordu. Çok kalabalýktýlar.. Ve kesinlikle bugüne kadar böyle bir þey görmemiþtiler.
“Kangal kadar büyükler ama köpek deðiller!” dedi Levent.
“Örümceðe de benziyorlar” diye þok olmuþça konuþtu Ural. Kaný donmuþtu. Terliyordu. Korkuyordu. Bin tane vardý bunlardan. Ve hepsi de üzerlerine doðru koþuyordu!
“Ateþe devam Kurtlar! Ateþe devam! Önce elimizdekilere bakalým! Buraya ulaþmalarý beþ dakikadan önce olmamalý! Ateþe devam!”
Ve ateþ yeniden sertleþip öfke ile yüklenerek düþman insan güruha vurdu.
“Cephane raporu!! Cephane Raporu!”
Þahin Baþçavuþ herkesi süratle kontrol etti.
“Yedeklere geçtik. Harcadýðýmýz kadar daha var komutaným” dedi.
Bu yetmeyecekti. Destek ulaþana kadar direnebilmeleri tek þanslarýydý. Kendi baþlarýna buradan çýkamazdýlar. Cephane olmadan bunu yapamazdýlar.
Bunlarý düþünürken bina içinden gelen Block tabancasý sesleri ile hepsi arkalarýna döndüler! Yaralýlarý; Murat Üsteðmen silahýný çekmiþ ve yattýðý yerden yanýndaki Melisa Üsteðmen’e mermi yaðdýrýyordu. Cihan Yüzbaþý ve Þahin Baþçavuþ ayný anda bellerindeki elektrikli tabancaya uzanýp týbbi müdahale esnasýnda zýrhý çýkarýlmýþ Murat’ý vurdular. Murat yere baygýn düþerken Þirin Yüzbaþý hemen doktorun yanýna koþtu. Melisa’nýn miðferini ve zýrhýný çýkarýp yarasýna baktý. Bir parça rahatlamýþ bir halde konuþtu, “Haklýymýþlar. Yeni zýrh yakýndan Block atýþýný durdurabiliyor. Sadece bayýlmýþ. Ýyi olacak.”
Herkes yine dikkatini dýþarýya verirken Þahin Baþçavuþ Cihan Yüzbaþý’ya seslendi, “Komutaným, Þuna bakýn.”
Murat’ýn gözlerini gösteriyordu.
Rafael çok nadir küfür ederdi ve þaþkýnlýk ve öfke ile beraber aðzýnda koca bir küfür çýktý.
“Aynen komutaným” dedi Savaþ.
Murat’ýn gözleri de kararýyordu. Derin nefes alýyor ve titriyordu. Terliyordu. Teri sarý renkteydi. Vücudu zangýr zangýr sarsýlýyordu.
“Baðlayýn, kelepçeleyin. Ýki üç kat baðlayýn.” dedi Cihan, “Þirin, Melisa’yý ayýlt. Az sonra herkese ihtiyacýmýz olacak.”

Yalnýz Kurtlar son çarpýþma için bütün silah ve cephanelerini kolay ulaþýlýr bir þekilde önlerine yerleþtirirken Omega’nýn güçlendirdiði sinyallerle Gökdelen, Kurtlar ve Panterler ile baðlantýyý saðlamýþtý. Az sonra Paþa ve Cihan konuþuyordu.
“Yetiþebilmenize sevindik komutaným. Cephanemiz yedeklerde ve çok kalabalýk düþman saldýrýsý altýndayýz.”
“Mavi 09 bildirmiþsiniz Cihan?”
“Komutaným siz karar verin. Doðu istikametinden yaklaþan bine varan sayýda olasý düþman mevcut. Bir dakikaya burada olurlar. Tanýmlamakta güçlük çekiyoruz.”
Burada araya süratle ve heyecanla Kemal Yarbay giriyordu. Göz küresinin teleskobik optikleri ekrana her þeyi seriyordu.
“Komutaným!! Þuna bakýn!” sesi dehþet doluydu!
Paþa bela gördüðü zaman tanýyacak bir askerdi. Sesinde askerleri için endiþe ve acele týnýsý vardý. Sesi eyvah ediyordu!
“Bakacak zaman yok Kemal! Bakacak zaman yok! Bu ne Allah’ýn belasý böyle!” dediði anda helikopteri binanýn arkasýndan kaldýrmýþ ve ileriye süratle hamle etmiþti. “Kemal otomatik top kumandasý bende roket ve füzeler sende! Buraya bir baraj kuruyoruz!” Ateþe baþlamýþtý Paþa. Pilot miðferi nereye baksa otomatik top o yöne dönüyor ve Paþa tetiði asýldýðýnda oraya saniyede yüz mermi fýrtýna gibi vuruyordu.. Roketler ve füzeler kalabalýk ve sýkýþýk bir halde koþturan düþman yaratýk sürüsünü kýsa sürede parçalayýp çok küçük bir guruba indirmiþti. Paþa’nýn durmaya niyeti yoktu. Ama uyarý geldi.
“Komutaným roketçiler helikoptere doðru yöneliyor. Görüþümün dýþýna kayýyorlar,” diye bildirdi Ural.
“Bende de durum ayný komutaným.” dedi Levent.
“Yeniden konumlanýyorum. Anlaþýldý çocuklar,” diye bildirdi Paþa.
Omega konumlanýrken Cihan karþý saldýrý emri verdi ve Kurtlar binadan çýkýp düþman hatlarý arasýna daldý. Kýsa sürede artýk yakýn çevre tamamen güvenlik altýndaydý çünkü üç Blackhawk helikopteri de beþ dakika sonra atmýþ kiþilik tam donanýmlý bir vurucu destek indirmiþti. Çevrelerinde on Cobra ve iki Omega saldýrý helikopteri ile dikey iniþ kabiliyetli nakliye uçaðý olan Hurricane’lerden birinin indirdiði iki Zýrhlý Personel Taþýyýcý yerlerini almýþtý.
On dakika sonra çevre emniyeti yerden ve havadan tamamen saðlanmýþtý. Þeref Paþa’nýn helikopteri yere inmiþti ve Paþa çevreyi inceleyip süratle bilgi alýyordu. Hava karanlýktý, iç karartýcýydý..
Savaþýn cereyan ettiði bu geniþ bulvar hem önceki enkazlar hem de þimdi bu koca güruhun kanlarýyla ürkütücü bir manzaraydý. Parçalanýp yarýlmýþ köpek ve insan cesetleri yaðmurla birleþince bu yüksek Ýstanbul tepesinden dört bir yanýna kýzýl ve yeþil kan nehirleri akýyordu..
Keþif esnasýnda insansý ve köpeksilerin arasýnda canlýlara rastlanmýþtý.
“Ne yapalým Paþam?” diye sordu Kemal Yarbay.
Paþa bir an durup düþündü. Ne yapýlacaðýndan çok onlarý nasýl isimlendirmesi gerektiðini düþündü.
“Ýnsansýlarýn hepsini yanýmýza alýyoruz. Emniyetli bir biçimde Gökdelen’deki revire götürelim. Bu canavarlarýn içinden bazýlarýný da istihbarat amaçlý incelemeliyiz. Silahlý muhafýzlarla nakledeceðiz. Gökdelen’e bilgi verin hazýrlýk yapsýnlar. Kalanlarý öldürün.”
“Emredersiniz Komutaným.”
Herkes hala gaz maskelerini takýyordu çünkü bu köpeklerin vücudundan da yer yer spor bulutlarýnýn patladýðýný görmüþtüler ve þimdi cesetleri bile ara sýra spor püskürtüyordu. Yaðmur altýnda maskeli bir halde alana yayýlmýþ askerlerin hepsi savaþ alaný ve çatýþma görmüþ gazilerdi. Ama burasý baþkaydý; burasý açýkça sinirlerini bozmuþtu.
Az ileride Kurtlar bu köpek yaratýðý inceliyordu. Etrafta iki yüze yakýn bunlarýn cesetlerinden vardý.
“Ýyi ki silahsýzlar” dedi Savaþ.
“Müdür, süratlerini gördün mü!?” diye sordu Kazým.
“Bir tanesi ikinci kata hiç yavaþlamadan örümcek gibi týrmandý. Þarjörün yarýsýný boþalttým ama hala kýpýrdýyordu” dedi Yaþar.
“Ben birini tek atýþta bitirdim, üzerime koþuyordu. Tam kafadan vurmasý koþarlarken kolay” dedi Okan Teðmen.
“Yaþar vurmasaydý biri beni biçiyordu, helvamý yerdiniz artýk,” derken yaratýðýn ayný zamanda koþarken bacak olarak kullandýðý dört ön kolunu iþaret etti Faruk Onbaþý. Kasatura gibi kocaman pençelerden her elinde üçer tane vardý. Altý ayakta koþup iki arka ayaðýnda yükseliyor ve sonra dört ayak kolu ile pençelerini savuruyordu. Yüzünde bir örümcek gibi pek çok göz ve örümceðimsi bir aðýz yapýsý vardý. Korkunç aðýz uzuvlarý hem diþ hem kýskaç gibiydi ve bir insanýn boðazýný umarsýzca parçalayabilirdi.
“Ýyi ki silahsýzlar. Süratleri umurumda deðil. Cephanem olduðu sürece bunlarla uzaktan dövüþürüm. Ama yaklaþýrlarsa teke tek kalmak istemem.” dedi Savaþ.
Sessizce bu konuþmalarý izleyen Paþa ve Cihan da ayný fikirdeydi.
“Derhal bu bölgeye izleme istasyonlarý kurulsun ve uzak takipte kalýnsýn. Kemal Gökdelen ve Tepeyurt subaylarý brifing için Gökdelen’de hazýr bulunsun. Yer devriyeleri asgariye inecek, konumumuzu güçlendirmeliyiz. Nöbetçileri arttýrýn. Ýzleme istasyonlarý kurulumu en kýsa sürede bitecek. Hava gücü kýrmýzý alarma geçsin. Tam savaþ durumu Yarbayým. Þu kuzeydeki bölge için de havadan yüksek keþif için Tepeyurt’tan bilgi alýn, pistin onarýmý ne durumda öðrenin. Bir an evvel onarýlmasýný istiyorum. Uçaklara ihtiyaç duyabiliriz.”
Ýþte böyle konuþtular ve herkes hemen iþinin baþýna koþtu.
Gün öðleni devirip akþama kavuþtuðunda Sýðýnaklar bölgesi olan Tepeyurt’tan gelen subaylar ve Yeniþehir bölgesindeki vurucu üs olan Gökdelen’in subaylarý Paþa’nýn istediði toplantýda hazýrdý.
Þeref Paþa toplantý salonuna girmek üzere iken AVÝ’sinden bir mesaj geldi.
“Söyle Oktay.”
“Komutaným uzun mesafe baðlantýlarýnýn bir kýsmý uygun durumda! Ankara hatta Komutaným!”
Paþa süratle yürüdü ve salona girdi. Herkes selam için kalkarken oturmalarýný iþaret etti.
“Oktay toplantý salonuna baðla. Büyük ekran.”
“Geliyor Paþam.”
Bir iki saniye içinde Baþkent Genel Kurmay Sýðýnaðý ile baðlantýdaydýlar.
Þeref Paþa hattaki kiþiyi tanýyordu. Kara Kuvvetleri Komutaný Hikmet Paþa’ydý bu. Bir eski dost daha..
“Paþam!” oldu Hikmet Paþa’nýn ilk sözü. Þaþkýnlýk vardý sesinde.
“Komutaným, üst düzey komutamýz bana kadar meteor yaðmurunda kaybedildi. Komutamýz þu anda Þeref Paþam’da,” diye süratle açýkladý Kemal Yarbay.
Hikmet Paþa kayýplarý düþündü bir anda. Sonra teselli ile içindeki karanlýk biraz aralandý.
“Kara haberler ama sonunda Þeref Paþam orada duruma hakimken en ufak bir zafiyet söz konusu deðil. Sizi aramýzda görmek çok güzel Paþam,” Aslýnda alýþýlmadýk ve tamamen gayri nizami bir durumdu ama olaðanüstü þartlar altýnda Paþa’nýn emeklilikten gayri resmi dönüþü Hikmet Paþa tarafýndan sözlü ama resmi bir biçimde onay almýþtý!
Paþa baþýyla sessizce selamladý.
“Bununla beraber bizde de benzer kayýplar söz konusu ve zaman içinde telafisi güç olabilir. Genel Kurmay 1. Sýðýnaðý tamamen yok oldu. Yüksek Komutanýn büyük bölümünü ve pek çok askerimizi kaybettik. Üçüncü gündü. Genelkurmay Baþkanýmýz ve Jandarma Genel Komutanýmýz da þehit oldular. Baþbakan þans eseri 2. Sýðýnakta olmasa onu da kaybedecektik. Bununla beraber iyi geliþmeler de var. Ýletiþim kýsmen normale döndü ve nükleer partikül yüklü meteor hareketleri duruldukça tamamen düzelmesini bekliyoruz. Meteor’un vurmadýðýný biliyorsunuz. Son saatlerde savunma önlemleri ile en azýndan parçalanmasý mümkün oldu. Küçüklerin fýrtýnasý az deðil elbette ama Uzay Komutasý’ndaki uzmanlarýmýz bunun da kýsa sürede durulmasýný bekliyorlar. Bunun en kötüsünü atlattýk.”
“Bir tehdit söz konusu olabilir Paþam. Sadece bize özel bölgesel bir oluþum olabilir ama..” diyordu Þeref Paþa ama Hikmet Paþa atýlýp sözünü kesti. Sesi Heyecanlýydý.
“Kod Mavi 09 mu Paþam!?”
“Bilginiz var mý Paþam”
“Bütün Generaller beþ yýl önce bilgilendirildiler Komutaným. Meteor’da Parazit bir yaþam formu olduðu ve uzaylý bir ýrk tarafýndan meteorlarýn yayýlmacý tohumlar gibi kullanýldýðý söylenmiþti. Küresel Güvenlik evrende yalnýz olmadýðýmýzý ve bilinen üç ýrk içinde Kovan adý verilen bu tehdidin bizim için en büyüðü olduðu bildirmiþti. Hepimiz dehþete düþmüþtük. Þaka deðildi ve bu bilgi kanýmýzý dondurmuþtu. Çarpýþma sonrasý her ne olursa olsun bu düþmanýn dünyaya ayak basacaðý ve geliþip insana yok etmek için saldýracaðý bildirilmiþti. Sanýrým bize destek olan uzaylý bir güç de söz konusu ama bilginin dýþýnda pek bir yardýmlarýnýn olamayacaðý bildirilmiþti.”
Hikmet Paþa bir süre sustu ve kimsenin aðzýnýn býçak açmadý bu bir iki dakika boyunca.. Bu öyle kolay sindirilecek bir bilgi deðildi. Meteor düþüyor dendiðinde ortalýk karýþmýþtý. Þimdi uzaylýlar meteorla geldiler ve bizi yok edecekler deniyordu. Bu bir kabus olmalý diye düþünüyordu herkes. Herkes uyanmak istiyordu. Bildikleri dünyayý geri istiyordular!
Paþa o kadar da etkilenmemiþ gibiydi.
“Bugün ilk kez karþýlaþtýk. Çarpýþtýk ve þimdilik kazandýk. Ýlk istihbarat sonuçlarýmýz çok ayrýntýlý deðil. Ama Karadeniz sahilinden daðlarý saran yosunumsu, çimenimsi bir bitki örtüsü çember halinde geniþliyor. Farklý bir orman örtüsü geliþimi gözlemlendi. Bir noktada sýçrama ile Ýstanbul’a kuzeydoðudan giriþ yaptýðýný tespit ettik. Bir biyo-kimyasal ajan aracýlýðý ile süratle insan aklýný kendi silah arkadaþlarýna çevirebildiðine dair tecrübe edindik. Gaz maskesi kullanýmý þimdilik bizi koruyor gibi. Ayrýca canlý ele geçmiþ insan ve yaratýk örneklerine sahibiz. Bilgilerimizi paylaþmalýyýz.”
“Elimizde kýsýtlý bilgi var ve sadece ana hatlar. Ama size hemen bir dosya gönderilmesini saðlayacaðým. Paþam bu bir düþmandýr. Doðasýnýn süratli ve yayýlmacý olduðunu ilk baþtan söyleyebilirim. Ýstanbul içindeki yayýlýmý durdurmalýsýnýz. Bunlar gezegenlerin kendi canlý nüfusunu kullanarak istilasýný hýzlandýrýyor. Bir metropolü ele geçirmeleri büyük bir felaket olabilir.”
“Korkarým o konuda geç kalmýþ olabiliriz. Bilgilerimizi karþýlaþtýralým ve salim kafa ile bir deðerlendirme yapalým.”
“Size bir bilim ekibi gönderebilmeyi isterim ama burada hala bazý bölgeler meteor yaðmuru nedeni ile uçuþa elveriþsiz. Kýymetli insan gücü kaybý büyük zafiyete yol açabilir.” diye konuþtu Hikmet Paþa.
“Ýnsan demiþken Hikmet Paþam.. Bir an evvel düzen saðlanmasý da þart. Ýnsanlar hala bizim halkýmýz ve onlarla savaþýp onlarý öldürmektense onlar için savaþýp ölmeye daha meraklýyým. Ayaklanma baþlarý süratle kesilmeli.”
“Ne öneriyorsunuz Paþam?”
“Ýmkanlar dahilinde tespit edildikleri anda gece timleri ile baþlarýn alýnmasýný.”
“Kazalar olabilir.” diye sordu Hikmet Paþa.
“Vücudu kurtarmak için kolu verebiliriz Paþam. Kuru ve yaþ olayý. Bu þart.”
“Yapacaðýz ama zaman alacak. Bir yandan da düzeni tesis ve yeniden çarklarýn dönmeye baþlamasýný saðlamak zorundayýz.”
“Ýrtibatý koparmayalým Hikmet Paþam.”
“Ýrtibatý koparmayalým Þeref Paþam.”
Konuþmalar böyle oldu ve Subaylar bir süre daha o gün olanlar hakkýnda bilgilendirilip yeni emir ve görevlerle hemen vazifelerine koþtular. Artýk akþam ve sabah yoktu. Sadece uyunacak ve yemek yenecek kýsýtlý saatler arasýnda durmaksýzýn bir mesai vardý. Paþa Ankara’dan Kovan ile ilgili dosyayý toplantýdan hemen sonra almýþtý ve hemen inceleyip gizliliðine raðmen askerlere ve bütün sivil üs personeline bile daðýttýrmýþtý. Savaþtaydýlar ve düþmaný herkes tanýyýp bilmeliydi.
Paþa sabah ilk iþ ilk inceleme sonuçlarý için revire gitmiþ ve bilgi almýþtý. Buradaki donaným son derece iyiydi ve kapasite düþük bile olsa tam kabiliyetli minik bir hastane olarak anýlmayý hak ediyordu. Ayrýca görevli doktor ve personel de çok iyiydi. Yeniþehir bölgesinde özel teþebbüs imkanlarýyla yapýlan, devlet sýðýnaklarýna giremeyenlerin kaldýklarý bu sýðýnakta kalanlar önemli ve deðerli kiþilerdi. Sýðýnaklarýn kapasitesi ve kura çekimi nedeniyle dýþarýda kalýp kendi baþýnýn çaresine bakmýþ sanatçýlar, bilimadamlarý, ve zenginler ile ünlülerden bir topluluk artýk Gökdelen’in sýnýrlarýnda ve himayesinde idi.

“Sizi dinliyorum,” dedi Paþa, demir hücrede ve elektrikli parmaklýklarla muhafaza edilen yaratýðý bir kez daha incelerken. Aralarýnda hava geçirmez çift kat laboratuar izolasyon camý vardý. Dört silahlý ve zýrhlý muhafýz da camýn hemen yanýndaydý. Yaralý yaratýk Rapor’da da yazdýðý gibi bir günden kýsa sürede ayaða kalkmýþtý ve saðlamdý.
Profesör Doktor Cemil Akça deðerli bir bilim adamý idi ve yaratýkla o ve diðer iki profesör ilgileniyordu.
“Dosyayý inceledikten ve subaylarýmýzdan bilgi aldýktan sonra süratle elimizden gelenin en iyisini yaptýk Paþam. Genel hatlar bize ulaþtýrdýðýnýz dosya ile ayný. Süratle iyileþiyor, hýzlý, güçlü, pek zeki deðil gibi ama aptal da deðil. Daha ziyade bir þekilde böcekler gibi uzaktan bir kraliçe tarafýndan yönlendirildiði doðru dersek bu da normal. Yüzemiyor. Týrmanma kabiliyeti mükemmel. Tek silahý pençeleri diyemeyiz; sýrtýnýn iki yanýnda spor kesecikleri var ve patlayan bir kese rapordaki gibi civardakileri solunum yolu ile etkiliyor. Bunun tazelenme süresi minimum iki saat. Elektrik ve ateþe bizden daha dayanýklý deðil. Ama soðuk testinde çok güçlü çýktý. Derisi sert ama tam bir zýrh da sayýlmaz. Gövdesinden aldýðý hasarlara çok dirençli ama kafasýna tek bir iyi darbe yeterli. Gövdede tam göðüs ortasýnda zýrhlý bir kutu misali bir kemik kafes içinde dayanýklý iki kalbi var. Buradan hasar alýrsa ölüyor ama zorluðunu siz de takdir edersiniz. Ýlk incelememiz bu yönde Paþam. Çalýþmalarýmýz devam ediyor.”
“Askerimizin ve yaralý insansýlarýn durumu nedir?”
“Þu anda bilinçleri kapalý. Uyutmak zorunda kalýyoruz. Yaralarý ciddi olanlardan bazýlarý öldü. Ama diðerleri süratle iyileþiyor. Paþam sürat kelimesi de hafif kalýr. Altý aydan önce yataktan doðrulamayacak yaralýlar neredeyse tamamen iyileþtiler. Bununla beraber kurtulmak için öyle çýlgýnca çabalýyorlar ki kendilerine zarar vermesinler ve kontrol altýnda tutabilelim diye uyutuyoruz.”
“Eðer raporlardaki bilgiler bu durumda geçerli ise en kýsa süre spor etkisine maruz kalan Murat. Onu iyi izleyin Doktor. Ýlk önce o bilincine kavuþmalý. Bize ne söyleyebilirse kardýr. Ýnsanlarýn uzak bir irade ile kukla gibi yönlendirilmesi ile ilgili daha çok bilgiye ihtiyacýmýz var.”
Þeref Paþa bir süre sessizce düþündü. Köpekcek adý verilen yaratýða döndü. Düþmanýn en kalabalýk saldýrý gücü olarak tanýmlanan ve karþý karþýya olduklar mevcut tehdit buydu.
“Yüzemediðinden emin miyiz?”
“Raporda da öyle yazmasý bir yana test ettik Paþam. Yüzemiyor. Gazlara dayanýklý ciðerleri olduðu doðru ama suda boðuluyor. Bir iki dakika içinde çýrpýnmasý duruyor ve ölüyor.”
“Bu iyi. Kemal, Þantiye depolarýnda bir sürü iþ makinesi yatýyor. Biraz orta çað kaleciliði oynayalým. Sýðýnaklarda ve askeri personelde operatörler vardý. Gökdelen birinci ana güvenlik çemberinin dýþýna içi su dolacak bir hendek istiyorum. Mayýn tarlasýný da ekle buna. Yatmak ve aðlamak devri bitti. Herkes bir iþle uðraþacak. Okulu da açýn ve öðretmenlere sýnýf verin. Zorunludur bu dediklerim. Sivillerin boþ durmasýný ve düþünecek vakit bulmasýný istemiyorum. Bir milyon sivilimiz sýðýnaklarda boþ oturuyor. Savaþ askerlerin iþi, siviller yaþayabilsin diye çarpýþýyorsak yaþamalýlar. Bu günden itibaren baþladýk. Sivil imkanlarý Gökdelen’in iç çevre düzenlemesinden inþaata kadar aklýna ne geliyorsa oraya aktar. Subaylardan bir kaçýný buna ata. Yaratýcýlýk yapabilirler. Güzel bir kýþla istiyorum, çalýþan ve kara kara düþünmeye vakti olmayan umutlu bir kýþla istiyorum. Yaþamýn yavaþtan da olsa yeniden kurulmasý þart. Askeri kapasiteyi de arttýrýn. Savunmalar saðlamlaþtýrýlsýn. Stratejik noktalara beton ve çelikten ateþ sýðýnaklarý yapýn. Ýçine aðýr makineli, alev makinesi, elektrikli parmaklýklar vesaire ve gatling ya da bu türden bir þeyler ile bolca cephane doldurun. Piyade silahý ve cephanesinde sýkýntýmýz yok. Bu dediklerimin aynýsý Tepeyurt için de geçerli. Þimdi Gökdelen’e geçelim de savaþ baltalarýmýzý çýkartalým. En son ne durumdayýz bakalým.”

Az sonra Gökdelen’in kalbinde, adýnýn kaynaðýndaydýlar. Sadece ufak bir espri farký ile. Yeniþehir’in en yüksek binasý olan atmýþ katlý bina iþ merkezi olmasý için planlanmýþtý. Ama meteor olayý patlak verince kaba inþaatý camlarý bile takýldýktan sonra durdurulmuþtu. Derin temelindeki çok katlý bodrumu saðlam bir sýðýnaktý ve bu koca bodrum vurucu üssün operasyon komuta merkeziydi.
“Geliþme var mý Oktay?”
Oktay Binbaþý, “Boðaz’da iki gemimiz ile az önce baðlantý kurduk komutaným” derken odadaki herkesin aðzý bir anda bir þakaya güler gibi kulaklara kadar varmýþtý.
Paþa da farkýnda olmadan gülümseyerek sordu.
“Bu güzel bir haber ama sevinçten fazlasýna gülüyor gibisiniz.”
“Af edersiniz Paþam. Safir 2 sýnýfý en yeni savaþ gemimiz Ergenekon ve Derya C sýnýfý en yeni denizaltýmýz Malazgirt baðlantý kurduklarýmýz.”
“Ve…” diyerek sordu Paþa.
“Komutanlarý Temel Albayým ve Dursun Yarbayým”
Þeref Paþa bir an öylece durdu kaldý.
“Atýyorsun!?” dedi Paþa.
Paþa güzel bir kahkaha attý. Kemal Yarbay ve sonra da Oktay Binbaþý ve diðerleri ona katýldýlar.. Uzun uzun hep beraber gülüþtüler buna.
“Oy anacýðým oy. Bu uzun bir savaþ olacak gibi..” diye güldü Paþa.


Kemal Yarbay öðleden sonraki günlük toplantý da en son haberleri Paþa’ya ve diðer bölüm sorumlularý ile birlik komutanlarýna iletiyordu. Bu toplantýlar artýk her gün yapýlacaktý çünkü Ankara ve diðer pek çok nokta artýk ulaþýlabilir durumdaydý. Her saat yeni bir yerler, yeni kurtulanlar ses veriyordu. Ve yeni yardým çaðrýlarý alýyordular.
“Ankara raporundaki bilgi ve tanýmlamalar ýþýðýnda keþif uçuþlarýmýzý geniþ alana yaydýk ve gerçekten farklý tiplerde koloniler ile geniþ bir alana yayýlma saðladýðýný tespit ettik. Keþif uçaklarýmýz Karadeniz açýklarýnda iki yüzen koloni tespit etti. Rapordaki tanýmlamalar ýþýðýnda ikisinin de maden söküm kolonisi olduðunu söyleyebiliriz.”
Burada araya Tepeyurt’ta görevli bir havacý olan Cenk Binbaþý girdi.
“Þimdi bu bitki ve böcek kökenli yaratýklarýn canlý bitki binalar ile su yüzeyinden deniz tabanýna kök salýp topraðýn derinlerindeki demiri, petrolü, metali, cevheri emip bize düþman olarak yumurtladýðýný mý söylüyoruz!?”
Cevap veren Profesör Doktor Cemil Akça idi.
“Radyasyonu emen, metalleri topraktan alýp depolayan, rüzgara tohum saçýp yayýlan, spor püskürtüp kendini savunan, hayvan ve böcekleri tuzakla yakalayýp yemek yapan bitkiler dünyaya yabancý deðil. Bunlarý gezegenimizin kendi sakinleri de yapýyor. Ama bu denli evrimleþip tek bir amaca kilitlenen kolektif bir organizma deðiller; bir iradenin kontrolünde deðiller ve kapasiteleri çok önemsiz. Lakin görüldüðü üzere durum budur. Bilgiler ayrýntýlý deðil ve araþtýrmalarýmýz çok yetersiz ama bunlar kesin ki gezegenin kaynaklarýný bir savaþ endüstrisi gibi söküp iþleyebilme ve canlý silaha dönüþtürme kapasitesi mevcut.”
Raporda okunanlarýn bu denli yetili bir aðýzdan yorumlanmasý her þeyi daha bir baþka hale sokmuþtu.
Kemal Yarbay tatsýz sessizliði hemen daðýtýp devam etti.
“Ana koloniyi tespit edemedik. Bulduklarýmýz maden kolonileri ve bunlarýn asker tabir edeceðimiz köpekceklerden; adýný bir askerimiz koydu ve öyle kaldý, ..” kýsa bir gülüþme oldu. “dediðim gibi köpekceklerden üretme kabiliyeti yok. Civarda tespit edilen ve bugünkü hava saldýrýsýnýn bir diðer hedefi olan þehir içindeki bölgeler ise sadece ikmal korularý ve spor kolonileri olarak isimlendirdiðimiz ileri sýçrama tahtalarý. Ýstihbarat uçuþlarýmýz sürüyor. Maden üslerini izleyip ana koloni ile bir baðlantý yakalamayý deneyeceðiz. Bu arada Edirne ve Çanakkale ile iletiþim saðlandý. Kovan sorunu hakkýnda bilgilendirildiler. Otorite tesisi ve suç dalgasý onlarýn en büyük sorunlarý. Ve son yeni haberlerimiz çok iyi yönde. Ankara, Ýç Anadolu’daki petrol kuyularýný güvenliðe aldýðýný bildirdi. Bildiðiniz gibi Kocaeli Petro-Kimya tesisimiz de saðlam ve bölgede düzen neredeyse tamamen saðlanmýþ durumda. Boru hattýnýn Boðaz dibindeki kýsmýnda onarým bitmeden iki ikmal tankeri dolusu yakýtý deniz yolu ile teslim aldýk. Benzin ve jet yakýtý akýþýmýz yakýnda normale dönecek. Ankara iç kaynak üretim ve iþleme kapasitesinin bir ay içinde rayýna gireceðini söylüyor. Bu da yeterli bir süre. Meteor sonrasý dönem için sýðýnaklar hazýrlanýrken en iyisi için ve kýsa sürede gücümüze kavuþabilecek þekilde hazýrlanmýþtýk ve bu da aþaðý yukarý böyle bir durumdu... Yani Kovan olmasa..”

Gece yarýsý olduðunda Karadeniz Kalkaný Operasyonu baþlamýþtý. Artýk top uçaklardaydý. Tepeyurt’taki yeraltý hangarlarýndan pistlere sýralanan otuz F-16 kalkýþa geçiyordu. Bunlar birinci saldýrý gurubu idi. Hedefleri doðrudan deniz üzerindeki kolonilerdi. Ýkinci gurup Omega helikopterlerinin yerinde ve anýnda keþfi ile saldýrýya baþlayýp onlarýn verdiði hedeflere nokta atýþý yapacak olan on adet F-35 savaþ uçaðýndan oluþuyordu. Orta Doðu Savaþý sýrasýnda Türkiye’ye satýþý çok gürültülerle Amerikan senatosundan geçen uçaklarý Ýsrail ile ayný cephede savaþmak hava kuvvetlerine kazandýrmýþtý. Yeni Türk politikasý Meteor öncesi dönemde Orta Doðu ve dünyayý þekillendirecek yeni bir dönemin iþareti idi. Ama Meteor araya girmiþti.
Uçaklar yarým saat sonra Karadeniz açýklarýndaydý ve hedef radarlarýndaydý. Uçaklar AVÝ’nin araç versiyonu olan ASAVÝ ile iletiþim halindeydi.
Saldýrý gurubundaki bir F-16 keþif donanýmý ile yüklüydü.
“Kartal 1. Þahingöz bildiriyor.”
“Devam et Þahingöz.”
“Hala yaptýðýmýza inanamýyorum komutaným. Sanki bir rüya gibi.”
“Ne yazýk ki deðil Kaan. Buna ne kadar çabuk uyum saðlarsak yapýlmasý gerekeni o kadar iyi yapabiliriz.”
“Haklýsýn Ayhan. Tarayýcýlarým Hedef 1 ve 2 üzerinde yeni yer oluþumlarý ve hava hareketi okuyor. Ankara Raporu’na dayanarak konuþursak Kolonilerin üçüncü geliþim safhasýna girdiðini söyleyebiliriz. Sanýrým.”
“Sanma Kaan. Kaþif sensin. Muhakemene güvenildiði için o uçaðý uçuruyorsun.”
“Bildiriyorum. Þahingöz, Karadeniz Kalkaný ve Gökdelen için bildiriyor. Koloniler Safha 3 emaresi gösteriyor. Tekrar ediyorum koloniler Safha 3 emaresi gösteriyor. Hedef 1 ve Hedef 2 de yeni yer oluþumlarý gözlemleniyor. Tanýmlanamýyor. Hedef 2 Üzerinde kalabalýk hava hareketi. Pek yavaþ hava hareketi düzenli ve kuzey – güney doðrultusunda kuzeye akýyor.”
Gökdelen’de fikirler yürütülüyordu.
“Ne diyorsun Kemal?”
“Paþam, savunma kurduðunu ve de ana üsse nakliyelerini yakaladýðýmýzý düþünüyorum. Yada en azýndan askeri bir üsse.”
Paþa baþýný salladý.
“Karadeniz’in karþý yakasýndan hiç haber alamadýk mý Oktay.”
“Hiç ses yok Paþam. Sýfýr saati öncesinde de oralarý çok karýþýktý Paþam.” diyerek Meteor düþmeden önceki ayaklanmalarý ve karmaþayý iþaret etti.
“Öyle ama ..” diyerek büyük savaþ ekranýný iþaret etti. Þahingöz’ün alýcýlarýnýn aktardýðý bilgiler operasyon merkezindeki ekranda anýnda yerini alýyordu, “..adamlarýn hava sahasýna doðru gidiyorlar ve onlarý izlersek yada keþif için çok yaklaþýrsak yanlýþ anlaþýlabiliriz. Ýletiþimimiz yok ve artýk yeni bir dünya var beyler. Sýnýrlarýn deðiþime son derece müsait olduðunu, fýrsatçýlýða gün doðduðunu fark ettiniz mi bilmem. Bunu ben böyle düþünüyorsam onlar da düþünecektir.”
Paþa iyi bir noktayý iþaret etmiþti.
“Operasyon uluslararasý deniz ve hava sahalarý dahilinde yapýlacak. Rus sýnýrlarýný geçmek bir yana yaklaþýlmasýný bile istemiyorum. Durumun vahametini operasyon güçlerine bildirin ve Komutamýzdaki, iletiþimdeki bütün üslere de bilgilendirme mesajý geçin.”
“Paþam, ya karþý kýyýnýn o kýsmýnda bunu görecek bir otorite yoksa ve oradakilerin yardýmýmýza ihtiyacý varsa.” diyen ses Tepeyurt Operasyon komutasýndaki Cenk Binbaþý’nýn sesiydi.
Paþa sadece bir an düþündü.
“Bana Ankara’dan Hikmet Paþa’yý bulun. Hemen.”
Konuþmalarý kýsaydý. Hikmet Paþa bu durumla çok ilgilenmiþti.
“Paþam Ruslarla iliþkilerimiz stratejik olarak çok iyiydi ve þu andaki duruma raðmen hiçbir subaylarýnýn durumu yanlýþ deðerlendireceðine ihtimal vermiyorum. Ülkelerimiz Baþbakanlarý arasýnda politikanýn ötesinde dostluk ve muhabbet vardý. Bütün imkanlarý zorlayýp onlara ulaþmayý ilk önceliklerimiz arasýna katýyorum. Bu arada siz sonuna kadar operasyonu yürütmekte benim de desteðime sahipsiniz.”
“Kelimeleri çok dikkatli seçiyorsun Hikmet.” Diyerek özel bir odada geçen ikisi arasýndaki konuþmada gülümsedi Paþa. “Hikmet sadece þartlar gerektirdiði için döndüm. Hem faal kýdem durumum da senden düþük. Bana emir vermekten çekinme.”
Hikmet Paþa açýkça dehþetle sýçradý.
“Olur mu öyle þey Paþam! Ben siz kalk oradan Hikmet diyesiniz diye beklerken siz neler diyorsunuz. Paþam sizden iyisi þu anda ordumuzda yok. Müsaade edin Komutayý size devredeyim.”
Bunlar olur þeyler deðildi. Þeref Paþa bir anda silah arkadaþýný içine düþtüðü pek çok sorunu düþündü. Hikmet’in yükü aðýrdý ve kendi durumu da ona ayrýca yük oluyordu. Bir süre sessizlik oldu.
“Hikmet beni olaðanüstü þartlarla yüz yüze olduðumuz için resmen 17. Sýðýnak Bölgesi ve görev sorumluluk sahasýna komutan ata. Rütbem sabit kalmak þartýyla ama görev mevkimin yetkileri ile.”
Hikmet Paþa bir an düþündü. Sonra yüzü rahatladý. Dostça gülümsedi.
“Paþam hem küçüldünüz hem de daha bir büyüdünüz. Büyüksünüz.”
“O senin büyüklüðün Hikmet Paþam.”

Uçaklar emirlerini almýþtý ve saldýrý Ýstanbul’daki kara hedeflerine ve Karadeniz’deki su üstü hedeflerine ayný anda baþladý.
Ayhan Binbaþý Filonun ve hatta hava kuvvetlerinin en iyi pilotlarýndan oluþan Yýldýrým Binbaþý’nýn gurubuna yeni emirlerini veriyordu.
“Yýldýrým senin gurubun silahlarýný saklasýn. Sizin göreviniz havadaki hedeflerin Þahingöz ile takibi. Üslerini bulabilirseniz hedefiniz orasý.”
“Anlaþýldý. Uçan böcekleri izleyip yuvayý baþlarýna geçireceðiz.”
Ayhan duruma hemen uyum saðlamýþ olan arkadaþýna güldü.
“Böcek vurmaya hevesli gibisin.”
“Ýnsanýn kullandýðý uçaklarý vurmaya hevesli olmamý mý tercih edersin?”
Bütün hava gurup ve yer istasyonlarý konuþmalarý duyabiliyordu. Ayhan bir an aklýnda bu sözleri ve doðruluðunu tarttý.
“Haklýsýn Yýldýrým. Bu savaþtýðýmýz en iyi savaþ olabilir. Temiz bir savaþ.”
Filonun en dalgacý pilotu Mehmet araya girdi.
“Böcek ezmedin galiba Binbaþým. Ölümleri iðrençtir. Sen buna temiz savaþ mý diyorsun?”
Gülüþmeler yerde ve havada kýsa ve de gergindi.
Az sonra dokuz uçak hýzý saatte iki yüz kilometreyi geçmeyen kocaman nakliye böceklerinin peþindeydi. Uçuyordular ama kanatlarý yoktu. Raporlarda böbrek taþý misali, vücutlarýnda oluþan taþlarý vücut elektrikleri ile manyetikleþtirebildikleri ve uçuþ kabiliyetini bu yolla kazandýklarý yazýlýydý. Zamanla bir evrim geçiriyor, gaz ve yanma tabanlý bir itici kuvvet yardýmý ile süratleri birkaç misli artabiliyordu. Ama þu anda çok yavaþ ve basit hedeflerdi.
Diðer yirmi bir uçak ilk hedefi vuruyordu.
“Birinci gurup beni takip etsin arkadaþlar. Þunlarý bitirelim.”
Suyun üzerinde yüzen bin metre çapýnda bir yeþil adaydý vurduklarý. Kalýn ve dayanýklý bir yosun tabakasý olan oluþum canlý bir toprak olarak tanýmlanabilir özelliklere sahipti. Üzerinde kozaya benzeyen yeni oluþumlar vardý ve ilk keþifteki gibi yer yer beþ ile elli metre çapta daire þeklinde havuzlar da vardý. Merkezdeki ana þekil yüz metre çapýndaydý. Üst üste binmiþ iki kubbeydi ve üstteki kubbe þekil alttakinin yarýsý kadardý. Merkezinden yaklaþýk yüz metre boyunda bir kule dikit yükseliyordu. Bu yüz metre çapýndaki büyük kubbenin çevresinde de on tane elli metrelik kule iliþikti. Ana yapýnýn çevresindeki onu saran beþ tane maðara giriþine benzer oluk istihbaratta görüldüklerinden daha büyüktü. Yeni oluþumlar ise açýkça zayýf biçimde yeþil renkle ýþýldayan iki tip kozadan oluþuyordu. Rapordaki tanýmlamalara göre bunlar asit çiçekleri ve roket dikitleri olarak tanýmlanabilirdi. Yer ve hava savunmasý için bitkisel savunma inþaatlarýydý bunlar.
“Yerde dolaþan bir þeyler görüyorum” dedi Mehmet.
“Komayýn!” diyerek ilk füzeyi gönderdi Ayhan Binbaþý.
“Omuz üstünde baþ!” dedi Tuna Yüzbaþý ve ikinci füzeyi attý.
“Yosun üstünde böcek!” diyerek üçüncü füzeyi attý Mehmet Yüzbaþý.
Onlarý diðer uçaklar izledi ve birkaç dakika içinde bütün yer hedefleri vurulmuþtu. On dakika içinde ayný þey iki kez daha tekrarlandý. Ýstanbul hedefleri ve Karadeniz’deki ikinci hedef ayný þekilde sorunsuzca vuruldu. Cephanelerini boþaltmýþ olan uçaklar üsse dönüþ yoluna çýktýklarýnda Þahingöz ve üçüncü savaþ gurubu Rus hava sahasýna girmiþti.
“Yýldýrým görüyor musun?”
“Görüyorum Kaan. O þeyler asit çiçeklere..”
“Bir dakika Yýldýrým! Ýletiþimde bir þeyler var! Ruslar!”
Ýngilizce seslenen iletiþim Rus askeri kaynaklýydý. Ses aciliyet doluydu.
“Türk uçaklarý! Türk uçaklarý! Mavi 09! Mavi 09! Havaya saldýrý kabiliyetleri var! Uzaklaþýn! Uzaklaþýn! Rus kara saldýrýsý geri çekiliyor! Helikopter saldýrý gurubumuz yok edildi! Aðýr kara saldýrý kabiliyetleri mevcut.!..”
Ýletiþim bir sürü ses ve parazite boðulduðunda Kaan Yüzbaþý seslenme fýrsatý buldu.
“Rus yer birliði! Rus yer birliði ! Pozisyonunuzu okuyorum.! Durumunuz nedir?!”
Bir dakika boyunca sadece koþuþma ve mekanik sesler ile çýðlýklar baðrýþmalar duyuldu.
“Yapamayacaðýz! Tepeye sýðýnmaya çalýþýyoruz.! Bizi öldürecekler! Ýki sýðýnaðý ele geçirdiler! Kendi ordumuz bize karþý savaþtý.! Karadeniz sahilini kaybettik.! Bizi öldürecekler!” derken iletiþim bu defa koptu.
“Þahingöz, þimdi bu böceklerin hava savunma kapasitesini bir deneyelim.”
“Aklýnda ne var?”
“Ben ve iki uçak dalýyoruz.”
“Anlaþýldý.”
“Serkan ve Ayþe, peþime takýlýn”
“Geldim.”
“Takýlýyorum patron.”
F-16’lardan üç tanesi dalýþa geçmiþti ve süratleri sayesinde birkaç dakika içinde Rus birliði ile görsel temas saðlanacaktý. Ýrtifa bin beþ yüz metre altýna düþtüðünde yaklaþýrken Þahingöz’ün gördüðü Kovan siteleri ellerinde olaný atmaya baþlamýþtý. Asit çiçeklerinin saldýrýsý sarý ýþýltýlarý ile gatling uçaksavar topundan sadece biraz daha farklýydý ve daha yavaþtý. Buna karþýlýk atýþ yoðundu.
“Tepelerin arka yüzünde kalalým. Ayrýlýn ve dalýn!” diye bildirdi Yýldýrým. Uçaklar ayrýlýp süratle tepeler doðru bir yay ile yeniden konumlandýlar.
Bir dakika içinde artýk savaþ önlerindeydi.
“Allah kahretsin! Gökdelen, o þeylerin cüssesini görüyor musun!?” diyen Yýldýrým’dý.
Yerdeki sahne kýyamet gibiydi Rus birliði açýkça sýkýþmýþtý ve bir beþ dakika sonra tamamen bitecekti. Düþman çok kalabalýktý ve yanlarýnda Rapor’da adý geçen dev savaþ böceklerinden vardý. On dört metre uzunlukta ve yedi metre yükseklikteki böcekler inanýlmazdý. Koca oval gövdesi kalýn kabuktandý ve dört kalýn örümcek ayaðýnca taþýnýyordu. Koca gövdenin arkasýndan yukarýya ve öne doðru uzanan kalýn kuyruðun ucundaki namlu misali oluktan koca asit yumaklarýný top atýþý gibi fýrlýyordu.
“Topçu böcek diye tanýmlanan yaratýk bu!” diye bildirdi Þahingöz. Burada beþ tane var! Havaya ve yere atýþ kabiliyeti var!”
Yýldýrým hemen emirlerini verdi.
“Ayþe, yangýn bombalarý! Tepe çevresinde baraj kur! Serkan önce topçularý bitirelim! Haydi!!”
Üçlü gurup süratle hedeflerine dalýþa geçti. Yangýn bombalarý ilk atýþta tam yerine oturmuþtu. En kalabalýk iki kanatta köpekcekler ile Rus birliði arasýna ateþten bir duvar oturmuþtu. Ýkinci tur atýþ da yerine oturduðunda Ruslar bir ateþ çemberi ile korunacaktý. Ama eðer topçu böcekleri bitirilemezse Rus birliði yok olacaktý.
Ýki uçak için yerdeki bu beþ koca tank kolay hedeflerdi. Isýya güdümlü füzeler hedeflerini seçtiði anda ateþlendiler! Füzeler uçtular ve süratle hedeflerini vurdular. Koca böceklerin derisi ÞAHÝ füzelerinin tahrip gücüne denk deðildi. Koca bir ýþýk þenliði ile fosforlu sarý yeþil ve alev alev bir patlamaydý ölümleri. Bu böcekler çok ateþli ölüyordu. Yanlarýnda yakýn duran köpekceklerden de pek çok kayýp olmuþtu. Ýkinci dalga saldýrý için konumlanma esnasýnda kalan düþman takipçiler sadece köpekceklerdi ve onlar da tepenin ateþsiz iki açýk kenarý önüne kümelenip saldýrýya hazýrlanýyordu. Rus birliðinde iki ZPT ve bir ZTT vardý. ZTT’nin taret kulesindeki otomatik topu saniyede on atýþ yapýyordu ve patlayýcýlý mermiler vurduðu yerde kalabalýk bir gurubu parçalayýp atsa da düþman sayýsý çok fazlaydý. Yerdeki birkaç yüz kiþilik asker gurubu hava desteðine raðmen ümitsizce çabaladýklarýný düþünüyordu. Hatlarý yarýlýyordu. Köpekcek güruhu saldýrýya kalktýðý anda Ayþe Üsteðmen’in attýðý bombalar hedefi tam isabetle vurdu ve ateþ çemberi kapandý. Ýki uçaðýn saðlý sollu geçiþlerinde fýrlattýklarý roketler ve vulkan topu atýþlarýyla da çember dýþýndaki güruh iyice daðýlýp seyrelmiþti. Sonra yere bir üçüncü sorti saldýrý ve bir dördüncü sorti yapýldýðýnda artýk F-16’lar yakýtlarýnýn güvenli geri dönüþ sýnýrýna dayanmýþtýlar. Hem geriye de yerdekilerin tepenin üzerinden yaðdýrmaya devam ettiði mermilere hedef olan birkaç yüz köpekcekten baþka bir þey kalmamýþtý.
Bu esnada Þahingöz de boþ durmamýþ ve Ruslarýn yakýndaki hava üssü ile iletiþim saðlanmýþtý. Nakliye helikopterleri ve savaþ uçaklarý Rus birliðinin önceden yaptýðý çaðrýlar sonucu zaten yoldaydý ve Mig 29’lar görüþe bile girmiþti.
“Bize iþ býrakmamýþsýnýz Osman” diyerek son on yýldaki sýký askeri iliþkilerde geliþen genel takma adla seslenmiþti Rus pilot. Kaan ile konuþuyordular.
“Hiç de deðil Petro. Kýyý tepelerinin batý tarafýnda asit çiçekleri var.”
“Bu berbat bir düþman Osman. Desteðine müteþekkiriz.” Diye karanlýk bir sesle konuþtu Rus pilot. Pek çok asker bu saldýrýda hayatýný kaybetmiþti.
“Düþman bizim de düþmanýmýz Petro. Yakýt geri dönüþe ancak yeter Petro. Biz kaçalým.”
Rus pilot bir süre cevap vermedi. Sonra; “Osman, size üssümüzde ikramda bulunmaktan memnun olacaðýz. Þehitlerimizin anýsýna beraber votka da içeriz.”
Anlaþýlan üsse danýþýp onay almýþtý Petro.
“Kayýplarýnýzýn acýsýný kalbimizde duyuyoruz. Yakýt bizi götürür. Evde bize ihtiyaç olabilir Petro. Anlarsýn. Savaþ durumu.”
“Oldu Osman. Tekrar teþekkürler.”
“Ýyi avlar Petro.”

Ve iþte böyle cereyan etmiþti ilk geniþ çaplý Kovan saldýrýsý. Bu daha baþlangýçtý ve dünya bu uzaylý düþmanýn bu gezegendeki kökünü kazýmak için epey kanlý bir savaþ verecekti. Dünya halklarýný farklýlýklarýna raðmen birleþtirecek olan þey bu savaþ olacaktý. Ne yazýk ki insanlýðýn yýldýzlara uzanacak yolculuðunda ilk durak olan bu mücadele getirdiði kadarýný da götürecekti.


*******************************************

Kovan Savaþlarý-Ufuklar evreni ile ilgili notlarý alýrken ve hikayeleri yazarken çiziktirdiðim karalamalara bu linkten ( http://picasaweb.google.com/buzsakal/GriMaden?authkey=Gv1sRgCKTDiYrc_KarlgE&feat=directlink ) ve Bilim kurgu ile ilgili bazý yazý-notlarýma linkteki Blog adresimden ulaþabilirsiniz. Kovan Savaþlarýný okuduysanýz bir göz atmayý ihmal etmeyin.

http://grimaden.blogspot.com/



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bilim kurgu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ufuklar: Kýrmýzý Bölge - 18
Kovan Savaþlarý (2. Bölüm)
Yaz 2011
Ufuklar: Diversity Antalya
Ufuklar: Bronz'un Mesajý

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tatlý Sert
Zeytin Karasý
1996 Yýlý
2012: Ölülerin Ýntikamý
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (9. Bölüm - Son - )
2012: Ölülerin Ýntikamý (3)
Yeþilgözlü Þeytan'ýn Gecesi
Güneþ ve Ölüm (Giriþ)
Yaþam Hasatlayan Smir
Güneþ ve Ölüm (3. Bölüm)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Barbar Conan'ýn Ölüm Þarkýsý [Þiir]
Her Ýnsan Öldürür Sevdiðini [Þiir]
Kovan Savaþlarý Öyküleri [Roman]
Uzun Yol (1. - 100. Sayfalar) [Roman]
Sevgi, Mutluluk, Özgürlük ve Hayat Üzerine Felsefe [Deneme]
Tanklamak Ne Demek? [Deneme]
Ya Ýstiklal Ya Ölüm [Deneme]
Ölüm / Kalým [Deneme]
Uyanýklýk [Deneme]
Uzayda Hayat Var mý? [Deneme]


Levent kimdir?

Fantazyada büyü, teknoloji ve aksiyon Ýldar'da buluþuyor. 07/10/2017 tarihinde þimdi diyebilirim ki neredeyse 2 senedir tek kelime yazmadým. . . 2 senedir yazar tarafým ölü. oysa oldugum þeyler içinde olmayý en sevdiðim þey yazar olmaktý :) Topraðý bol olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Süpermen, Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, Battalgazi, David Eddings, Michael Moorcock.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Levent, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.