"Ezbere Yaşayanlar": Modern Bireyin Konforlu Yanılgılarına Zihinsel Bir Baskın
Emrah Safa Gürkan'ın kaleminden, "biricik" olduğumuz yanılgısına neşter vuran, disiplinler arası bir entelektüel serüven.
Herkesin kendini "özel" ve "eşsiz" hissettiği, bireyselliğin bir erdem gibi pazarlandığı bu çağda, davranışlarımızın aslında ne kadar öngörülebilir olduğunu fark etmek rahatsız edici bir deneyimdir. Popüler tarihçiliğin Türkiye'deki en yetkin isimlerinden Emrah Safa Gürkan, son kitabı "Ezbere Yaşayanlar: Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri" ile tam da bu rahatsız edici deneyimin üzerine gidiyor ve modern bireyin kendini eşsiz sanma yanılgısına keyifli olduğu kadar sarsıcı da bir tokat atıyor. Gürkan, fildişi kulesine çekilmiş akademisyenlerin "anlaşılmaz" dilini reddederek, karmaşık bilimsel tartışmaları mizah ve güncel referanslarla harmanlayıp geniş kitlelere sunma konusundaki ustalığını bu kitapta da sergiliyor.
Akademik çalışmalarıyla uluslararası alanda tanınan ancak asıl şöhretini hazırladığı popüler tarih programları ve sosyal medya paylaşımlarıyla yakalayan Gürkan, bu eserinde tarihçiliğin sınırlarını aşarak okurunu antropoloji, sosyoloji, evrimsel psikoloji ve ekonomi gibi farklı disiplinlerin bulgularıyla buluşturuyor. Kitabın temel tezi oldukça net ve kışkırtıcı: "Detaylarda ne kadar ayrışsak da, temelde birbirimize çok benziyoruz." Sadece bugünün insanlarına değil, yüzlerce, hatta binlerce yıl önceki atalarımıza da benziyoruz. Teknolojinin getirdiği onca yeniliğe rağmen en temel alışkanlıklarımızdan, korkularımızdan ve toplumsal reflekslerimizden vazgeçemiyoruz. Kısacası, adeta ezbere yaşıyoruz.
Peki, bizi bu ezberlere mahkûm eden nedir? Gürkan, bu temel sorunun izini sürerken okurunu Taş Devri'nden Silikon Vadisi'ne, Aztek diyarlarından Fransız Alpleri'ne uzanan baş döndürücü bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap, "Bizim gibi olmayanlara neden tahammül edemiyoruz?", "Niçin dedikodu yapmaktan vazgeçemiyoruz?", "Bunca bilimsel gelişmeye rağmen neden hâlâ fala ve büyüye inanıyoruz?" gibi hepimizin aklını kurcalayan sorular etrafında şekilleniyor. Gürkan, bu sorulara basit cevaplar vermek yerine, "okuyucuya balık yerine olta vermeyi" hedeflediğini belirterek, kişisel gelişim kitaplarının sığlığından bilinçli bir şekilde uzak duruyor. Amacı, olaylara çok yönlü bakmayı sağlayacak bir "yetenek kiti" sunmak.
Gürkan'ın en büyük başarısı, Pierre Bourdieu'nün "kültürel sermayesi" veya Robin Dunbar'ın "sihirli sayısı" gibi karmaşık akademik teorileri, gündelik hayattan ve popüler kültürden verdiği "anekdot denizinde boğulmayan" örneklerle somutlaştırabilmesi. Bir sayfada Çinli kadınların acı dolu ayak bağlama geleneğine tanık olurken, bir sonraki sayfada Evliya Çelebi ile birlikte yemek yemeyi reddeden Yahudilerden şüpheleniyoruz. Kitap, bu tempolu ve eklektik yapısıyla bir an bile okurun ilgisini kaybetmesine izin vermiyor. Gürkan'ın alametifarikası olan alaycı ve akıcı üslup, en ağır teorik tartışmaları bile bir sohbete dönüştürüyor: "Bir sayfada bir hadım etme operasyonuna tanık olacağız, bir başkasında Çinli kadınların ayağını bağlayacağız."
Kitabın baş döndürücü temposu, bazı konuların derinlemesine incelenmesindense, birbiriyle bağlantılı bir fikirler mozaiği sunulmasını sağlıyor. Bu bir eleştiriden ziyade, Gürkan'ın tercih ettiği üslubun ve okurunu farklı disiplinler arasında bir seyyah gibi gezdirme amacının doğal bir sonucu. Kitap, her soruya kesin bir yanıt vadetmiyor; aksine, okudukça daha fazla soru sormamızı, bildiklerimizi sorgulamamızı ve "sık söylenenin her zaman doğru olmadığını" fark etmemizi sağlıyor.
"Ezbere Yaşayanlar", nihayetinde modern insanın en temel çelişkisine ayna tutuyor: Özgünlük arayışıyla yanıp tutuşurken, aslında iki yüz bin yıllık insanlık mirasının ve biyolojinin görünmez ipleriyle nasıl da kuklalar gibi oynatıldığımız gerçeğine. Gürkan, bu gerçeği yüzümüze vururken karamsarlığa kapılmıyor; aksine, bu ezberleri anlamanın, onlardan kurtulmanın ilk adımı olduğunu hatırlatıyor.
Zihinsel konfor alanından çıkmaya cesaret eden, "Neden?" diye sormaktan keyif alan ve kendini tanıma yolculuğuna çıkmak isteyen herkes için "Ezbere Yaşayanlar" vazgeçilmez bir başucu kitabı. Gürkan, bu kitabıyla okuruna balık vermiyor; okyanusu gösteriyor.