Hayırlı Ramazanlar

Ademoğlu; ne yazık ki kutsal dinleri anlamak, kendi hayatını da bu öğretilere istinaden idame ettirmek yerine, başkalarıyla kendini kıyasa sokmaya tercih etmiştir. Yine Ademoğlu, kendi hayatındaki yanlışları fark edip, bu hataları düzeltmek, sevdiği ya da tanımadığı kişilerin dahi ayıp ve kusurlarını örtmek yerine ‘’ama sen de böyle yapıyorsun’’ demeyi tercih etmiştir.

Niye? Çoğu Ademoğlu, ne gönderilen kutsal kitapları ne de kendi kutsal kitabını, kendi dilinde okumamış, okuduktan sonra sorgulamamış ve beraberinde kendi gibi okuyanlarla üzerinde sohbet yapmayı tercih etmemiştir. Niye? Daha kolay yolu tercih etmiştir Ademoğlu… Hacılardan, hocalardan, babaannelerden, dedelerden ve sağdan soldan duyduklarını doğru diye baz alıp, Yaratan’ın gerçekten vermiş olduğu mesajları anlamayı tercih etmemiştir.

Bugün; kimi kimi bazı ülkelerdeki okullara dahi bakarsan, inadına, sanki gerçek din öğrenilmesin istenircesine, vakti zamanında putlara tapan, son peygamberin dahi, her seferinde önünü kesen, o bendendir, ben de ondanım denilen son halifeyi bile sırtından bıçaklayan bir milletin dili ile, sadece ayetler ezberletilip tekrar tekrar okunuyor. Eee? Anlaşılmayan ayet, tekrar tekrar okununca bunun cemaatimüslimin’e faydası ne oluyor? Sevap mı? Allah Allah… Gerçekten Yaratan; bu kadar farklı dillerde konuşan milletlere, anlamadığı bir dilde gönderdiği ayetlerin tekrarlanmasını mı istiyor yoksa anlaşılmasını mı? Düşünmeli.

Konuyu toparlayalım… Vakti zamanında hemen hemen her şeyi bildiğimi sanırdım… Planlar, yönetir, back up planlarıyla yine bana bir şey olmazdı ki olmadı da falan filan ama… Koşullar değiştikçe ve benden daha bilgili olup, benim satırlarıma gülmek değil de tebessüm edenleri tanıdıkça hem onlara hayranlığım artıyor, hem de az biraz mütevaziliği öğreniyorum. (En azından onlara olduğu kesin)

Konuyu uzatmayalım… Güzel bir aya giriyoruz. En isyan etmesi gerekenler; yine asaletleriyle, onlara öğretilen ritüelleri tamı tamına gerçekleştirecek. En hiza istikamete gelmesi gerekenler; Rabb’ın hem buyurduğu, hem de lanetlediği gibi, bu Dünya’da en güzel şeylere sahip olacak… Olaylara felsefik bakıp beyaz ve siyah aralığındaki çizgileri aşmaktan çekinmeyen, günahıyla, sevabıyla bu hayatı filozof tadında sorgulayanların sonu ise tamamen Allah’ın rahmetine kalmış olacak… Haliyle kimin nerede olduğunun ya da olacağının önemi yok… O onların hayatı… Size ne. Hayat sizin, başrol sizsiniz… Kendinizi daha iyi birey yapmaya çalışın ya da yapmayın… Bana ne. Dur dur öyle demeyelim. Daha iyisi yapabilirsiniz fakat bunu size söylemesi gereken ben olmayabilirim. Hayırlı Ramazanlar olsun.


Alp Şahin hakkındaki bilgilerin basılmasını istiyorum.
Eğer basılmamasını istiyorsanız tıklayın.

  Alp Şahin kimdir?
Deneme ve elestiri agirlikli yazmayi seviyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Machiavelli, Nietzsche

 


Bu yazıyı basmak istiyorum.

İzEdebiyat'da yayınlanmakta olan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Tüm yazılardan birinci dereceden sayfa düzenleyicileri sorumludur. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

Yazarların izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin —kısa alıntı ve tanıtımlar dışında— herhangi bir biçimde basılmaması/yayınlanmaması önemle rica olunur.

© 2000-2002, İzlenim.com - Tüm hakları saklıdır.