Uğruna Nefes Alıp Verdiğim
|
Ne son peygamberin yolunda gidiyormuş zannedenlerin yanında oluyorsun, ne de son peygamberinden başlayarak, geçmiş peygamberlerin yolunu az biraz anlamaya çalışanların… Hiçbir şekilde olan bitene ne adalet getiriyor, ne de kişisel özgür iradelerin sonunun güzelce sonuçlanmasına müsaade ediyorsun.
Aksine… İyiler ve iyilik; acı çeksin diye inatla bir savaş veriyor ve onları sıkıştırdıkça sıkıştırıyorsun… Ne zaman iyiler artık dayanamayıp; ‘’severler böyle işi, ben topraktan yaratılana biat falan etmem’’ diyor, o zaman senin gözünde, bunu diyen, sanki onca zamana kadar, sadakati yokmuşçasına saniyesinde dışlanıyor, vakti zamanında ışık getiren diye dahi bilinen; sadakatsiz, bencil ve kibirli oluyor.
Peki, peki… Affet ama… Olaya biraz da senin yaptıklarından bakalım… Firavun’un gaddarlığından, Yahudi halkını kurtaran kim? Sen… Göndermiş olduğun peygambere biat etmeyenler kim? Onlar… Günümüzde çoluk çocuk demeden masumları öldüren, öldürecek olanlar kim? Yine onlar… Tüm bunlar karşısında sessizliğini koruyan kim? Sen.
Peki… İçinizden biri bana ihanet edecek bilgisini bahşedip ölmesini istediğin peygamberi de geçtim… En son dini bahşettiğin milletlere bakacak olursak; ne kendi dillerinde okumalarına rağmen senin dediklerini yapıyorlar, ne de diğer millettekiler senin mesajlarını anlayabiliyorlar.
Haddim değil… Bilmiyorum… Ne yapmak istiyorsun ya da nereye varmak istiyorsun? Fakat yaş alıp, yaşlandığımda; şahsen ben; milletsiz, dinsiz, vizyonsuz asalak bir Ademoğlu görüyorum… Aşksız, sadakatsiz ve doyumsuz olması da cabası.
Haliyle… Biliyorum… Az biraz okuyup, naçizane algılamaya da çalıştım… Sırf bu satırları yazdım diye en büyük intikamını sana kafa tutanlardan biri olan sanan benden alacaksın… Şüphesiz… Amma velakin benim amacım sana kafa tutmak değil ki…
Malum… Senin Dünyan… Senin Yarattıkların… Senin Desteklediklerin… Ben sadece bahşetmiş olduğun özgür iradeyle yorum yaptım, hala ama hala Seninleyim… Yine de… Beni de Hz Eyüp’e bağlatmazsan da çok sevinirim… Benim de malum… Sınırım ve sabrım belli. İnşallah sabahı görmeme izin verirsin… Olmazsa da… Ben ne kaybedebilirim ki? Ya da Sen ne kaybedebilirsin ki?