Günlerdir göremiyorum seni annem nerdesin, nerdesin?..
Yokluğunla bin ölüyor, bir diriliyorum
Her rüzgarda başım önüme düşüyor, savruluyorum
Gözlerimde yaş sensizlikle sınanıyorum
Ve öyle kararıyor ki dünyam kendime el oluyorum annem...
Camdan cama bakıyorum, kapı zilinde hep kulağım
Hangi perdenin arkasından görünecek o güzel yüzün
Bugün ne yemek pişireceksin diyen o tatlı sesin
Dönüp dönüp aranıyorum, gördüğüm herkese seni soruyorum
Kendimden gizlenip, varlığımı sorguluyorum
Ve körebe oynuyorum yorgun hayatla annem...
Sen gideli tencere kaynamıyor mutfağımda
Kesildi çatal-bıçak sesi, hatıralar ağlaşıyor gönül yuvamda
Oturduğun koltuk boş, tabağının üstünde siyah bir peçete
Çay saatin de geldi, yanında yumuşak annem keki
Hadi gel soğutma hem içelim, hem de sohbet edelim
Konusu olsun yarınki yemek, birkaç da günahsız dedikodu...
Sanmaki başımda gök mavi, yıldızlar parlıyor, ay göz kırpıyor geceleri cama
Gözlerim unuttu renkleri, şimşekler, yıldırımlar, kar-kıyamet gece-gündüz
Doğa üstü çırpınışlarla, kanatlanıyor yaralı kuşlar
Senden sonra öylesine kısaldı ki hayatın boyu, anlatacak ne bir öykü
Ne de söyleyecek bir söz kaldı aklımda hüzünden gayrı annem...
Artık kuşlar konmuyor ki balkon demirlerine, seni anlatayım onlara
Kendi dünyasında sararıp düşüyor yapraklar, sormuyor ki dalına, dal ağacına
Erken değil mi bu düşüşler...Çayırla-çimenle, börtü-böcekle, çiçekle değil
Toprakla geldi bu yıl sonbahar, çok ölümler çekti içine mezarlar annem...
Yangınlarla, acılarla yıkanıyor sarı saçlı eylüller, ekimler
Sensizlik küstürdü gülüşleri, öldürdü neşeyi
Ve öyle uzun molalar verdi ki sevinçler, gelir mi bir daha ilkbaharlar bilinmez
Belli-belirsiz zamanlarda yokluyorken usu düşler...
Gülüşlerim rayların üzerinde, her tren geçişinde hüzne gebe
Acın hep yüreğimde, güzel yüzün her an gözlerimde
Gideli iki ay oldu, ben kendime yabancı, varlığını sorguluyor aklım
Acın yüreğime sabitlendi annem...Annem...
Nurlar içinde uyu...
Rukiye Çelik
18 Ekim 2021