Adem'in Cezası mı Sürgünlerimiz.

yazı resim

Bir çınar vardı eskilerden hatırladığım.Yiğitti, gözü kara...
Altında koca bir taş ,kapkara..Otur der gibi bir kenarı, baharda yosun tutar diğeri..
Her suçumdan sonra , o çınar ve o taş var.
Izdırabım yalnız olmazdı.Hep o mabed.. hep ora.. hep aynı manzara...
yosunlardan yastık yapar , bir de cebimde kuru üzüm kilerden çaldıgım, ayaklar yere ulaşmadan bir sunağa kurban koyar gibi gövdemi , hiç bulamazlar derdim beni burada. Oysa hep buldular, çınar suçumu çiğnerken ben üzümü...
Susmayı öğretti çınar , sen meydan okumayı...
KOlumda çekişler var çelimsiz bedenimin sarsılışı.Hep yere baktım çekerlerken , hiç bakmadım yukarı... bu bendeki koruma çabası çınarı...
Bir solo söyler ben arkada anam önde sürüklenirken.
Öyle içli... Öyle hazin...
Dalları yere ulaşmaya inat... bakakalır...
ardımdan sesi biraz hayır , biraz bedduadır...
Şİmdi kendimin yargıcıyım Çınar yok.Suçlu ilan ediyorum kendimi , kalem kırıyorum.Sürgün ediyorum bu dünyaya kendimi geçmişten.yoksa Adem'in cezasını mı cektiriyor bana yüregim.
Biz kopartmadık meyveyi dalından , nedir bu hicran, bu çınarın acısı. Yok yok senin yalnızlıgının benim fazlalığımın sancısı...
Yanına gelsin öksüz çocukluğum...
ve ay-az düşmüş gecede yetim ayrılığım.
Çekiç hükmetmesin demire, yakalım gemileri. bizde yanalım..
Masallar senin olsun , yaramaz tenin benim...

Yorumlar

Başa Dön