Az önce yalnızlık kapımı çaldı, tebessüm ederek yüzüme baktı ve bir yabancı gibi içeriye girdi. Kaldığımız yerden devam edelim diyerek, titrek sesiyle zaman, birazdan buradan geçerek uzaklaşıp gidecek, sen korkma bencilliğin ötesinde bir tabudur bu, Zaman sessiz yolculuğun bir başlangıcı gibi ulaşılamayan bir noktada beklerken, gözlerin oluşturduğu her cümlenin altında birkaç heceyi, sadece yoğun kar altında bekleyen birkaç hayalperestin üzerine bırakır. Geceden gelen yalnızlık duygusunun üzerinde oluşan bir düşünce yansımasına doğru ilerlerken sadece hataların ardındaki gerçeklik doğruyla yanlışın arasındaki yankı gibi sadeleşir.
Bazen gerçekler sadece yakınlığın ifadesinde beliren bir tebessümden ibaret olur, gözyaşlarının ardına sığınan birkaç damla berraklaşır ve uzaktan gelen sessizliğin içerisinde yozlaşır. Sadece bir göz baktığını bir arada bırakan cümlelerin ötesinde gerçekliğin karanlığında yansıyan cümlelere perde olur. Düşüncenin ardından yansıyan davranışların kırıntılarına sığınan sessizliğin içerisindeki her cümlenin ardından gelen birkaç cümle sadece son hatayı yapmayı bekleyen cümlelerden ibaret olur. Gerçeklik ardına sığınan her kötümser yapıya uzanan eller tüy gibi hafifler ve ardından bir cümle sürükler.