Çocuklar vardı, kuşlar gibi cıvıldaşan çocuklar
yüzlerinde su gibi duru, saf bir parlaklık
okşamak için avuçlanırken yanakları
güneş tutulması sanırdık oluşan karanlığı
güneş sizden mi çalmıştı parlaklığını
sizden mi koparmıştı sıcaklığını.
Gece bulutlara oturduğu zaman
önce lacivert, sonra siyah örtüsünü
aydınlığında giyinmişti dolunayın
elllerine aldıkları su damlalarını öpen çocuklar
denizde yarıştırıyorlar yakamozlarını.
Gökten yıldızlar inmişti yanıbaşıma
sırtıma minderdi geniş gövdeli çınar,
ayak uçlarımda dinlenen yorgun denizi
gelip geçen gemiler uyandırmasın diye
rüzgar usulca sallıyordu kıyıdan kıyıya.
Bir şehirde gün kuşlarla başlar,
çocuklarla devam eder zannımca
önce çocuklar karşılar rüyaları gecede
sonra kuşlar, balıklar ve yıldızlar
belki daha çok şey anlatabilirdim yaşamdan
şehir gözlerimi yordu, indi artık perde
açın bakın rüyalarınızı bu yaşam her yerde.