Boğazında koydu memnu meyvayı
Cennetten aldı Adem’i Havva’yı
İçinden geçirdi bir kez sarmayı
Alev alev yükselen bir hardı bu.
Nur idi aslı onu şeytan yaptı
Fani ademe secde edip yattı
Hallacı Mansur gibi yoldan saptı
Paylaşılmayacak kadar dardı bu.
Yusuf’u koydu firavun iline
Nuru koymadı hiç kendi haline
Belkıs’ı taktı Yusuf’un peşine
Gönül taşıyan yürekte vardı bu.
Ezelden ebededir bu kelime
Rahmet olarak inmiş bu aleme
Ya Habibim dediği Muhammed’e
Yaradan’dan hediye bir nurdu bu.
Saltanat koydu Hürrem’in koynuna
Boyun eğdirdi Sultan Süleyman’a
Karşı çıkan olmuşsa Yaradan’a
Cehennemi hiçe sayan nardı bu.
Kimse bilmez Köroğlu’nun suçunu
Ferhat’la vurdu kazmanın ucunu
Leyla’nın peşine taktı Mecnun’u
Çöle serinlik yağdıran kardı bu.
Bazen güzelin boynunda bir inci
Yiğidin gözüne vuran sevinci
Bazen muhabbetti bazen de kinci
Gönüllerin içinde bir zardı bu.
Bir perçemin ucuna büründürdü
Gönlü dağladı ocaklar söndürdü
Ben Mevlana’yım deyip de döndürdü
Başından ayağa kadar sardı bu.
Gönül gözüne düşürdü Hülya’yı
Lal eyledi koydu bir an Ali’yi
Ne bilirdi bu deli divaneyi
Düşünden döşüne taşan yardı bu.