akşam inen şehrinde;
asma kilitlerle dili bağlanmış, gözü gönlü karalara bulanmış
gün ışığına saat sayan
demir, külçe omuzlarımda kepenkleri kapalı bir dükkan gibiydim...
bir sana açılırdı kapılar gün ışında
bir senden ötürü kapanırdı koyu paslı kepenkler...
sana hazır beklerdi yazar kasa fişinde yine bekleriz ile
ve hep senin adınla karalıydı veresiye defterler..
gelmedin bir tek gün bile
günümüz modası krizlere göğüs gerdi de
gelmeyişine bozulan tarihi geçen çokokremlere söz geçiremedi. aylin.
asma kilidi vurdum dilime, kepengi indirdim yüreğime...
bir yürüdüm akşam inen şehrinde; sana doğru değil
hala bin inat güneşe doğru.