Ay gömülür...
İçime nur olur..
Ardından resmin asılır
Yüreğimin başköşesine...
Gül yüzlüsün,yirmi küsur yaşındasın,
İstanbul da büyümüşsün...
Başka adlarını da bilirim..
Lakin herkesin içinde diyemem “nurtanem”..
Gülüşlerini hatırlarım hemen..
Küçük sempatik bir limandır..
Sevda yüklü takam sığınır..
Sahile çıkarım..
Deniz mavi,gök mavi..
Yavaşça uzanırım,elimi tuzlarım..
Yüreğime basarım..
Seni hatırladıkça...
Fırlatırım taşları,sekiz dokuz kez sektiririm..
“O” nu bulduramam...
İsterim ki hiç gömülmesin suya,sen tut!
Ve bir su perisi gibi getir bana..
Basayım yalnız kalmış acılı sol tarafıma....
Birden yağmurlar boşanır..
Mağaza vitrinlerinde mankenleri seyrederken..
Sana benzeterek...
Her arabama bindiğimde yanımda oturuyorsun..
Gönül tahtımdansa zaten hiç inmedin ki...
Yine sessiz,yine sakin,yine masumsun..
Aynı kaset çalıyor “O nu sevmek günah mı Allahım”
Tüm günahlarımızı sahipleniyorum...
Yaslanıyorum,günahsız kalbin üstüne....
] ]