anam saçımı kokluyor,
yavrum saçın hüzün kokuyor
kınalı kuzum neren acıyor
dilim, ana yüreğim diyemiyor
gül dikeni batmış göğsüme
gül kokusu kalmış ellerimde
ana ben ne ettim
o kıymetlim,
ben kaybettim
ilk satırını yazıyorum ayrılığın,
ortasında karanlığın
sabır taşını tırnaklarımla kazıyorum
her geçen gün azalıyorum
göğsümü kaplayan bu puslu hava
gün doğuyor
gün batıyor
her yeni gün her şey eskiyor
yaralı kuşum
ayrılık gölünü geçemiyorum
korkuyorum,
dün gibi eskiyorum.