Babam'ın Söylediği Türkü

yazı resim

Söylediği türkünün rengi sesine öyle oturmuştu ki
Tuvalime nakış gibi işlemişti yedi renk yedi nota gökkuşağını
Tanrı bile kıskanmıştı
Artık gökkuşağını daha bir özenle işliyordu gökyüzüne
Ve yağmurları öyle narin dokunduruyordu ki yeryüzüme
Tıpkı babamın söylediği türkünün her bir rengi gibi,
Doluyordu içime, yağıyordu içime renk renk nota nota

Yedi renkli gök kuşağı sekiz notalı yağmuru ile
Rengârenk notalı türkü gibi akacaktı hayatı
Otuz beşinde ayağının ritmi bozulunca
Daha bir gürültüyle bastı toprağa
Ve bastığı yerlerden çiçek fışkırdı
Menekşe, papatya, gelincik, manolya
Hiç bu kadar çiçek olmamışlardı aslında

Mevsimlerime hücum eden
Rüzgâr’a notalar bırakıyordu
Sahip olduğu insanî güzellikleri kaybettikçe
Dünyam dört mevsim cennet kokuyordu

Başka dünyalara kaçışımla
Mum alevi gözyaşlarım
Buz kristali olup battı gözlerime
Bir çift cam oldu gözlerim
Kışa bakan, dört mevsimi özleyen,
Tek mevsimde üşümeye maruz kalan
Baharıma açan kardelen çiçeğini
Babamın söylediği türkünün sonuna uzunca es yapan
‘O zaman yine türküye es verdin sanmıştım baba,
Pes etmiştin oysa yaşamaya’

İçimde babamın söylediği türkünün soğuması
Yüreğimi sağır etmesi zoruma gidiyor artık
Bütün sevmelerimi tükettiğim gibi
Türküsünü de tükettim babamın

Bir türkü daha söyleseydi keşke
Birini bitirip diğerini
Diğerini öbürüne ekleyip bir üçüncü türküyü
Şu an ritmi ağırlaşan yüreğime akıtsaydım da
Buz kesilen bana hayatı çekilmez kılan kışıma
Menekşe, papatya, gelincik, manolya ekebilseydim
Yedi renk gökkuşağını sürebilseydim tuvalime
Notalar gibi sıcak yağmurun içine dolduğu toprağın kokusunu
Tekrar içime çekebilseydim
İşte belki o zaman bir türküde ben söyleyebilirdim
Hem de babamın sesinden
Dünyamı cennete çeviren babamın sekizinci notasını ispatlayabilirdim oysa
Babamın söylediği bir türkü vardı
Yağmurun içine dolduğu toprağı kokan
Tuvalimi renge boğan gökkuşağı ahengiyle
Tanrının içini dolduran ilhamıyla
Babamın söylediği bir türkü!

Yorumlar

Başa Dön