Ben kimim? Sorunca, durup düşününce fark ettim ki, inanılmaz bir ağırlık var omuzlarımda, ileriye attığım adımlar zorlaşıyor. Sanki gizli bir güç beni sürekli gerilere çekme gayretinde.
Durup, şöyle bir geçmişime baktığımda; hazırlıksız yakalandı geçmişim. Anıların akasına saklanamadı o an El ele tutuşmuş bir sürü olay peşinden geliyor. Güzellikler yaşamadım mı? Yaşadım elbet ama güzel anılarda gerilerde kaldı. Başı çekense ne yazık ki; hatalarım. Bir türlü ilerleyemiyorum yarına doğru. Geçmişimin tutsağı ve yerimde sayıyorum.
Hatalarım ve yaşadığım güzelliklerle yüzleşmeye çalıştım. Acılar beni ağlattı. Yanlışlıklar eğitti beni. Yaşadıklarımın hiç birinde pişman değilim. Affetmeyi öğrendim anladım ki, anılar beni, ben yapan şeyler.
Beni tanıyor musunuz? İsteklerim, beklentilerim, çabalarım, sorunlarım, kayıplarım, hayallerim sizinkilerden çok farklı, belki de değil, belki birbirimizi tanımak için hiç çaba sarf etmedik. Farkında lığlarımızın ardına saklandık. Ürktük ve uzak durduk birbirimizden. Tek yanlı hikâyelere inandık. Sorgulamadık, yargıladık.
Bir zaman kıskacına girdim. Geçmişin acıları, geleceğin endişeleri... İnsan bu ikilemenin tutsağı olunca çaresizleşiyor. Artık sahip olduğun tek zamanın şimdi olduğunu biliyorum yaşam çok hızlı akıyor geriye dönüp bakınca, bir dolu fırsat kaçmış gibi geliyor insana. Yaşadıklarımın hepsinin bir nedeni var. Cevapları bugün değil belki, ama bu nedenleri bir gün mutlaka öğreneceğim.
Dünya var olduğundan beri herkesin aradığı, okyanuslara dönüştüre bilecekken, aksine kurutup yok ettiğimiz aranmaktan bıktın, aslında, her arayanın içinde bulunan aynaya baktığımızda gözlerden kaybolan bir gerçeği, tek gerçeği; yani, SEVGİYİ kendimden keşfettim.
Sevmek kolay gibi gelir ama aslında en zor olandır. Ben kimim?benim rolüm nedir?
Peki, siz; şimdi neredesiniz? Neler geçiriyorsunuz gönlünüzden? Bakıp ta görmediğiniz, duyup ta dinleyemediğiniz beni, ben de yeni keşfettim sayenizde
ERDOGAN