"Yaratıcılık, beynimin en tuhaf köşelerinde saklanan, asla ödenmeyecek bir borçtur." – Dorothy Parker"

yazı resim

]
Sadece görsem seni,
Görünmesem gözüne,
Burnunun dibine kadar gelsem,
Solusam soluğunu
Ve koklasam nefesini,
Sen beni görmesen.

Diyaframının hareketlerini izlesem parmaklarımla,
Göğsünün inip kalkışını...
Ve duysam sesinin yükselip alçalışını.
Sen beni fark etmesen.

Saçlarının dokusunu hisetsem ellerimde.
Sakalının hafif izini, yüzünde.
Sense, yüzünde gezen elimi,
Ve sana gülen sesimi,
Hiç bilmesen.

Vücudunu bilsem senin.
Çıkan bir sivilceni ilk ben keşfetsem.
Daha sen hiç bilmeden.

İçtiğin çayı ilk ben koklasam,
Ben yudumlasam.
Sen...
Sonra yine ben...
Sen çaya doymayıp bir bardak daha istesen.
Benden hiç şüphelenmesen.

Ara sıra dokunsam kirpiklerine
Sen gözlerini kapasan.
Gözkapaklarına dokunsam.
Sen gıdıklansan.
Bilmesen bu his niye.

Bazen burnuna bir tüy soksam.
Sen hapşırsan
Ben gülsem.
Sen hiç bana kızmasan...

KİTAP İZLERİ

Nohut Oda

Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in ‘Nohut Oda’sı: Eşyaların Hafızası ve Kalanların Kırılgan Yuvası Melisa Kesmez, üçüncü öykü kitabı "Nohut Oda"nın başında, Gaston Bachelard'dan çarpıcı bir alıntıya yer veriyor:
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön