Bir bilinmezlik uçurumundayım.
Ne Cahit gibi yolun yarısındayım ne de Haşim gibi karamsar.
Sanki 18 değilde 50 yaşın verdiği bir yorgunluk var üzerimde.
Göz kapaklarımın kapanmasına fırsat vermeden her gün bir çocuk tebessümüne sığınıyorum.
Biliyorum
Beni bunca imtihana rağmen ayakta tutacak olan onlar.
Minik avuçlara dokunmak,yetim başı okşamak mutluluk meyvesini en güzel şekilde tatmaktır benim için.
Selam olsun Trabzon'dan Filistin'de,Türkmenistan'da,Arakan'da,Kırgızistanda
ve daha nice coğrafyalarda atan minik yüreklere.
Rabbim hepinize ulaşıp yüzünüzü güldürmeyi bana nasip eylesin.