Bir Dosta Mektuplar (14)
Dost umarsızlıklar sardı dört yanımı
Sanki bir bataklığın içindeyim umarsız
Debelendikçe batıyorum en derine
Gidiyorum pisi pisine bir ölüme
Tutunmak istediğim dallar kırılıyor bir bir
Tutsağı olduğum alkole inan doyamıyorum
Demlendiğim masanın başında sızıp kalıyorum
Yüreğimdeki o derin yarayı söküp atamıyorum
Üç beş gün oldu hastalanalı
Geçer diye aldırmadım
Dün doktora gittim tahlil istedi
Bu gün yaptırıp götürdüm doktora
Sıra beklerken cep telefonum çaldı
Oğlum aradı sanma hatırımı sordu diye
Bir imzam gerekiyormuş acele
Dedim doktordayım az bekle hele
Çok kötü kızdı dedi doktora selam söyle
Bunun nasıl bir küfür olduğunu var sen belle
Dost sakın evlenemedim diye üzülme
Gör halimi şükret kendi haline
Zaman değişmiş dost zaman değişmiş
Saygı kalmamış kendilerini yetiştirenlere
Gece yarılandı uyku gelmez oldu gözüme
Doktor içkiyi bırak dedi ya inadına
Dolaptaki şişelerden ayıramıyorum gözümü
İçimde bir dürtü kalk ulan Behçet diyor
Aç şişeyi koy önüne iç içebildiğince
Karaciğerin iflas etmiş kime ne
Çocuklarından görmedin vefa
Ayten’e aşık oldun bulmadın sefa
Varsın ömür tükensin
Dünyaya kazık çakacak değilsin ya
Ölüm dediler mi ürperirdim
Umutla ölümsüz olmayı dilerdim
Ne umutlarım kaldı ne de yaşama zevki
Ölümü arar oldum en güzel olgu gibi
Bitsin bu çileli ömür bitsin be dost
İki dostum kalmıştı bu dünyada
Biri sen biri de şişemdeki rakı
Biri çok uzaklarda
Birini de doktor yasakladı
Anlarsın ya dostum
Bu dünyada yaşamanın zevki kalmadı
Özcan Nevres 3 Şubat 2002
