Bildiğim bi hikaye var Leylâ.
Dinlemek ister misin?
Dinle Leylâ..
Bi çocuk..
Kaşı gözü kara,
Kaş göz dediğinin sonu topraktır,
Çocuğun bahtı kara..
Daha bilmeden benliğini,
Sokaklarda bulmuş kendini.
Adını bilmem,
O da sevmezmiş ismini..
Daha küçük, cebinde yok parası
Daha küçük, ne dostu varmış ne de düşmanı.
Hatırlamıyorum, kaçtı yaşı.
Ne gülerdi
Ne de akardı gözyaşı..
Bir ölüm görmüş gözleri o vakitlerde,
Nutku tutulmuş korku çemberinde.
Kalmak mı gerekti
Yoksa kaçmak mı?
Korku dediğin Leylâ,
Heryerde..
Kaçtı çocuk..
Kaçtı bir hengameden,
bir zelzeleden.
Orda kalsaydı yıkılacaktı..
Bir felaketten kaçtı,
bir esaretten bir günah denizinden kaçtı.
Orda kalsaydı boğulacaktı..
Korktun mu Leylâ?
Korkmazsın, korkma da.
Sen bilmezsin,
Orda yoktun nasılsa..
Çocuk kaçak..
Heryerden kaçar, Bulamazsın..
Sevdiğinden, Seveninden
Babasından, Annesinden.
Senden, Benden.
Belki kendinden.
Sebep? Bilemezsin..
Her günü yeni hayat olmuş.
Yeni dostlar bulmuş.
Bikaçına düşman olmuş.
Kadere düşman çocuk,
Kader yüzünden Sevdiğinden olmuş..
Ama,
Unuturum demiş ulan, Yalnızlık Kutsaldır.
Benim gönül hovardadır.
Aşk dediğin eski zamandadır.
Unuturuum,
Bu zaman, unutma zamanıdır..
Dinliyor musun Leylâ?
Dinle Leylâ..
Seneler geçmiş o günlerin üstünden.
Beddua mı ne almış sevdiğinden.
Çıkaramamış Onu yüreğinden.
Haber yok ne çocuğun kendinden,
Ne de sevdiğinden..
Yaşaması zor bi dünya.
Gündüzleri gerçek yaşanır,
Geceleri rüya..
Bi yaşına gelmiştir çocuk güç bela.
Sevdiği kimdir, nerdedir
Bilinmez hala..
Belki de Sensin O Leylâ.
Ne de olsa,
Mecnun da çocuklaşıyor Senin karşında..
Belki de Mecnundur O Çocuk.
Belki de Sensin sevdiği Leylâ..