En son bir kuyunun kenarında
Gözlerim kapalı düşünüp duruyordum;
O kör derin karanlığın bağladığı
İçimde yiten umutlarımı..
Bir bel kıvrımıyla bakmıştım
Bir damlacık su aramıştım
Nafile ki ne bir damla ne bir nem
Ve ne de bir nefes..
Suskun uslu yüreğim geçti candan
Geçti minik bir damladan..
Havadan sudan..
Ama gel gör ki geçemedi yârdan.
Can adadığımdan.
……………………..
En son bir kuyunun kenarında
Gözlerim açık düşünüp duruyordum
O kör derin karanlığın ani aydınlığını..
Aydınlanıp can verdiği umutlarımı..
………………………
Bir göz kırpması ile görmüştüm
Bir çağlayan gibi üzerime gelen
Mavi mavi..
Serin serin
Üzerimden geçen
İçimdeki yangınları tuz buz eden
Her bir buzu göz göz edip karşıma dizen
Her şeyi bir bir yüreğimde yeşerten
Sevdamın kuru toprağını sulayıp
Gördüğü her çatlamış aralığa,
Dil ucuyla damla damla hayat içiren.
Soğuk..
Biraz tuzlu biraz nefes kokulu..
Yâr renginde..kan gücünde
Su tadında,Su adında..
Gelsin yeni düşler..
Gelsin yeni gülüşler..
Ve gitsin “en son” anlarım
Durgun bakıştığım karanlıklarım..
Kalsın artık su damlalarım;
Buz kesen gözyaşlarım..
Bir kuyu..bir umut..bir su..
]