Yalnızlığımı küvete doldurup giriyorum içine.
Diyelim ki ben hapsoldum bu dar koridorda,
Diyelim ki çığlığım raks ediyor bu karanlık sokaklarda,
Öyleyse gömülebilir cesedim en derin uykulara.
Morarıyor göz altlarım, su eksi bilmem kaç derece.
Toprak desen ne bir eksik ne bir fazla...
Uyuşsun düşlerim gecenin tam iki buçuğunda.
Var ki allah, alamadı şu nefreti,
Duruyor hala göğsümün ortasında.
Var ki allah, yangın büyüyor rüzgarla.
Asit yağmurlarına gebe bir gökyüzü.
İlk çığlıkla başlar delmeye derimizi.
Varsa allah, kalbimizi delmez bu yağmur,
Değilmiyiz ki biz bu kainatta en yaralı.
Öylede ağırdır kalbimiz,
İçi taş ama sıcak hala.
Diyorum ki bir umut var hala.
Diyorsun ki allah var, vermemiş bana bir kalp,
Kaburgalarımın altında bir parça ciğer olsa olsa.
Her yağmur damlasına irkiliyor gibisin,
Her siyah beyaz fotoğrafa sulanıyor gözlerin.
Sanıyorum ki var duyguların, gözyaşların...
Sanıyorum ki akamıyor bir türlü.
Oysa gözlerinin etrafında da birer kaburga.
Benimse kalbim pas, beyin ölümüm hayli gerçek.
Cesedim hala sıcak,
Fazla uzaklaşmış olamazsın.
İç çekerdim sana.
Derdin, söyleyemediğini böyle derin soluyamazsın.
Allah var, öylede derinsin...
Bir Ölüyle Vals
Kaburgalarımın altında bir parça ciğer olsa olsa.