Bir zamanlar bende çocuktum;
Sayarken yıldızları,
Katran gecelerin serinliğinde.
Rengarenk bilyelerim,
Topacım,
Masmavi göklerde yüzen,
Rüzgar kanatlı uçurtmam...
Alnımda nazarlığım.!
Boynumda asılı,
üç köşe muskam.!
ve iskeleti söğüt ağacından ,
saçları kınalı bebeğim:
Kejê
Köyümün tozlu yollarında,
naylon papullarımın,
masum izleri....
Kırlara serpili soluğum,
Bahar yağmurlarıyla,
filizlenen hayatım...
Masallarla bezenmiş bir dünyada,
arardık ab-ı hayat suyunu !
Yedi başlı ejderhalar;
Ateş püskürür,
Geçit vermez kaf dağı...
Kâh Qanqolo olur,
Çıkınımız belimizde,
Yollara düşer...
Kâh Köroğlu olur,
Bingöl dağına konaklar...
ve Koğ tepesinde;
Güneşin doğuşunu beklerdik
kıpkızıl,
soyluca...
Kâh pepuk olur
Kardeşe ağıtlar yakardık...
Kâh Siyabend olur,
Sipanın eteklerinde
can verirdik...
ağıtlar yakılırdı,
Xecênin kaderine...
Günaha bulanmamış,
temiz rüyalar;
süslerdi uykularımızı!
Ay hep fısıldaşırdı,
yaşlı dünyayla...
Bizlere göz kırpardı yıldızlar,
bir bir kaçışırken...
Halil Alp