Bu Nasıl Bir Yönetim
Kavşaklarda sinyalizasyon sistemleri devre dışı kalmış. Kavşaklara tek bir polis dahi görevlendirilmemiş. Yolun darlığı yetmezmiş gibi park eden arabalar yüzünden trafik felç olmuş. Yer yer ilerleyemeyenler tepkilerini korna çalarak dile getiriyorlar ama duyan kim? Devlet gücü yok olmuş. Herkes başının çaresine bakmak zorunda. Akla şu soru geliyor. Bu keşmekeşi önlemek çok zor mu? Eğer devlet devlet olma gerekliliğini yerine getirse hiç de zor olmaz. Yoksa bu kadarcık basit bir uygulama için de mi manevi değer gerekir. Devletin aczine yine bu kılıf mı uydurulacak. Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır. Anlayan beri gelsin.
Günlerdir Silivri CHP de olup bitenleri izliyorum. Kendime soruyorum. Yıllardır gönül verdiğin CHP bu mu diye. Sayın Selami Değirmenci’nin ihraç istemiyle gelişen olaylar CHP için hiç de iç açıcı değil. Yeni atanan başkan Selami Değirmenci için on beş yıl başkanlık yaptı ama, ancak peşinde on beş kişi götürebildi. Eğer bu söz gerçekten başkan Teoman bey tarafından söylenmişse hiç şık olmamış. Zaman dargınlık zamanı değil, birleşme zamanıdır. Görünen o ki kırgınlıkları gidermek için tren kaçtı. Artık kaçan tren Genç Parti son durağında duracak.
Henüz Bir Zamanlar Ben de Politikacıydım adlı yazımın mürekkebi kurumadan, bu olanları yazmaktan azap duyuyorum. Her zaman yazılarımda solda güçlü bir toparlanma gerekliliğini vurgularım. Artık CHP yi yönetenlerin partim küçük olsun ama benim olsun zihniyetini terk etmeleri gerekir. Hele genel başkan sayın Deniz Baykal’ın CHP yi merkez partisi yapacağız sözlerine hangi sosyal demokrat katılır. Olacak iş mi bu? Menemen de CHP delegeliğim Foça’da oturuyor gerekçesiyle mahkeme kararı ile iptal ettirildiğinde Baykalizmde olur böyle şeyler deyip gülüp geçmiştim. Zira benim siyasette hiçbir beklentim yoktur. Sayın Selami Değirmenci’nin partiden ihracı olayı CHP de kuralların değişmediğini, Baykalizmin halen etkin olduğunu göstermektedir. Adam berbere sormuş saçım ak mı, kara mı diye. Berber az sonra önüne düştüğünde görürsün demiş. Az kaldı. Yerel seçimler öne çekilmese bile yakın sayılacak bir zamanda seçimler yapılacak. Zaman bu ihraç oyunlarının CHP ye ne kazandırıp ne kaybettirdiğini berberin dediği gibi gözler önüne serecek. Keşke bu bölünmeler olmasaydı ve Ulu Önder Atatürk’ün kurduğu parti iktidara tek aday olabilseydi.
AKP döneminde nice ilkler göreceğiz. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir tarım bakanı çiftçiye söz verdiği taban fiyatının beğenilmemesine karşı bu denli çirkin tepki göstermiştir. Beğenmeyenler çekip gitsin. Bazen tarım konusunda İnternet’ten bana sataşanlara sorarım, siz yediklerinizi saksıda mı yetişiyor zannediyorsunuz. Sayın bakana da sormak gerekir. Siz yediklerimizin, giydiklerimizin nasıl yetiştirildiğini biliyor musunuz. Yediklerimizi de, giydiklerimizi de işte sizin kovduğunuz o çiftçiler yetiştiriyorlar. Atatürk boşuna mı köylü efendimizdir demişti.. Köylü çiftçidir, üretendir. Şehir beyefendilerini doyurandır. Onlar giderlerse tarlalarımızı kim işleyecek? İşlenmeyen tarlalarda ürün yetişir mi? Yoksa yıllardır ürettiği tarım ürünleriyle kendine yetişen, yani dış ülkelerden gıda ürünleri ithal etmeyen sayılı ülkelerden biri olmamıza rağmen giderek dışa bağımlı hale getirilmemiz çok mu hoşunuza gidiyor? Sizce tarım tamamen bitirilmeli midir sayın bakan? Eğer bitirilsin diyorsanız tarıma alternatif olarak neyi getirmeyi, ya da neyi geliştirmeyi amaçlıyorsunuz? Tarımın yok edilmesiyle kaç milyon insanın işsiz kalacağını, daha doğrusu açlığa mahkum olacağının hesabını yaptınız mı sayın bakan?
Yıllardır TEM yolunda görmediğim bir yoğunluk var. Tırlar dolu gidip boş dönüyor. Sera ürünlerinin çok pahalı olmasının nedeni olarak dağılan Rusya’dan sonra yeni kurulan devletlere ihracatı gösteriliyor. Görünen o ki artan talep tarımda, özellikle sera ürünlerinde bir patlamayı gerektiriyor. Bu patlamayı teşvik yerine tarımı yok etmeye çalışmanın nedenini bir türlü kavrayamıyorum.
Şunu akıldan çıkarmamak gerekir. Paran varsa ithal edersin. Paran yoksa sümüğünü çekersin. Açlığa talim edersin. Kötü bir sona katlanmamak için tarıma gereken önem verilmelidir. Seracılık yurdun her köşesinde desteklenmelidir.
Tarımda kalkınmış bir ülke olmak dileğiyle.
Özcan Nevres
ozcannevres@hotmail.com
