1-KÖTÜ YOLA DÜŞÜRÜLEN KARPUZ KABUĞU
Mevsimler meridyeninde midye satan adamın evindeyim
Bana şunu sordu, ergin manolya çiçeğinin eğreti arzusunu . . .
1/
Açıkçası şaşırmaktan ileri kabullenmekti öpücük mavisi sezgiyi
Bildiklerim sonsuz bir ebru iken parmaklarım kırılmasın istiyorum
Yazı tahtamı karpuz kabuğu ile silmeliydim tebeşirler aşkına !
2/
Kolay olsaydı ölüm olmazdı çekirdeğin sulugöz kökünde bile
Bütünlük özünde beyaz kokarmış yün eğiren annem dediydi
Çetin kış köyü meydanında şeker kokan cesetleri koklamam
Değişimi yok sayan avluda akrepler eriyip kaybolunca
Bikinisiz erdemi kurtaracak can simidine rastladım
. . .
Kırıktı bardaklar bakışlar ve hegamonyalar . Anladım
Ki, yokoluş paha biçilmez bir korku treni turu .
2 - ÖLÜME DOKUNSAN AĞLARSIN
Aslen intihar sayılmaz bir bardak sütü bir dikişte içmek
Damlayan musluğu çaresiz öfke nöbetiyle çöpe atamamak
Paketinden sıyrılan tüyü bitmemiş dal sigaraları ve çakmağı
Parmaklarını da yakıp en uzak ülkesine sürmek ciğerinin
Aslen beklemek değildir sağduyu onmaz olanı algılamak
Suratlarımızı süratle dikine kesen çöl rüzgârının yakınında
Her tarafını kaya sanıp ufalarken gökyüzünü uçurtmasız
Aslen bir dize aşırmakla da olmuyor ben kendimi biliyorum
Size sen diye hitap edecek kadar zenci kölenin teriyim
Yani ölüme dokunsan ağlarsın bunu annen biliyor olmalı
Aslen aşık olmak ikilemine teğet geçen akli sorumsuzlardık
KARŞIN / Sayı 12 / Mart - Nisan 2009