"Bugün 13 Aralık 2025. Ne şanslısınız ki hala kitap okuyorsunuz. Ben olsam çoktan Netflix'e geçmiştim." – Franz Kafka"

Denizin Kuklaını Yaptım Gözyaşlarımdan

Ankara ile sohbet...

yazı resimYZ

Ankara

Dakikalar mı hormonludur bu şehirde yoksa biz bitmeyen bir hikayenin gelişme bölümünde mi eşelenip duruyoruz ? Ankara belki sıkıntının şehir isimlisi ve yalnızlığa ulaşabilmenin kestirme yolu.

Bugün ne de güzel bir gün, Atakule yine yüzünü dönmüş Kızılay'a bir ayçiçeiği misali ve güneş yine bir nakış gibi işlenmiş penceremin köşesine. Ağlıyor muyum, yoksa gözyaşlarım mı kendini ıslatıyor? Belki de denizin kuklasını yaptım gözyaşlarımdan ve karikatürleşti dalgın bakışlarım.

Pencereden bakıyorum, sanki ben duruyorum da sokaklar içimde geziniyor sıkıntıdan radyo bile suskun, beni dinliyor. Gülüşlerle alkışlıyorum yazın gelişini ve kendini vapur sanan kahve bardakları geçiyor deniz dekorlu olmayan masamdan.

Yanlış masala mı montajladınız beni yoksa, bu şehirde hep masallar "bir yokmuş, bir yokmuş" diye başlıyor; kısa metrajlı yine gülümsemeler. Neden bugüne "Küçücük fıçıcık içi dolu gülücük" diye başlamıyorum? Neden eski günleri özlüyorum, özledim,özleyeceğim ve özlemek fiilinin tüm çekimli zamanları.

Yerimden kalkıp koşmak istiyorum umarsızca; kutu-kutu pense oynamak istiyorum ağaçlarla. Naftalinleyip yüreğimin ucuna sakladım en güzel anıları, atlasların bilinmeyen sayfalarında kayboldu adım. Ağlamak mı gerek yoksa gözyaşlarımın akrabası mı masamdaki pet şişede öylesine duran su. Takvimler bozuluverse birden ve günler hep 26 temmuz olsa ve her gün benim doğumgünüm olsa.

Birazdan kendimi cebime koyup son vapurla Çankaya'ya gideceğim. Ankara'da vapur olduğuna inanmıyor musunuz, zaten Ankara hiç inanmıyor! Gelip bulutlu gözlerime yaslan Ankara, caddelerinin sesiyle giyinip yalnızlığa bürüneyim. Duvarlarla konuşayım bırak, "duvarca" öğrenmek zordur bilmezsin sen. Bırak gözlerim gökyüzünün reytingini artırsın. Sana sarılmak istemiyorum, senin teselline ihtiyacım yok.

Kaf Dağı'nın önünde şimdi mutluluk, çekil önümden ve otobüs durağının son durağından bir sonraki durağa yetişmem gerek, yalnızlığa geç kaldım... Sokak lambalarının sahte yakamozunda avunmam lazım, deniz kokmalı yüreğim. Hem unuttun mu bugün benim doğumgünüm ve son kullanma tarihi yazmıyor gömleğimin arkasında.

Tedavülden kalkmadım hala Ankara, ayaktayım... "

Erser ÇETİNKAYA

KİTAP İZLERİ

Barbarın Kahkahası

Sema Kaygusuz

Barbarın Kahkahası: Bir Toplumun Tatil Maketi Bir yaz tatilinden beklentimiz nedir? Güneş, deniz ve belki biraz da huzur. Oysa Sema Kaygusuz'un 2016 Yunus Nadi Roman
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön