Derınlerdeyım...

Aroması kimdeydi sonbaharımın.. Sende mi gizliydi..kürek kemiğinde mi… Nasıl gelirsin hep aklıma tam da ikinci paketi açtığım anda.. İçme dediğin sigaramdan başka ne kaldı şimdi bu odada… Zorlandığım şeydi bilirsin;

yazı resim

Sabah erken kalkma telaşıyla aklının tüm karıncalarını tek yuvada toplamak..
Yuvadaki karıncaların sabırlı elleriyle sana yazmak..
Dostoyevski' nin Yeraltından Notlar ına kafa tutarcasına inadına siyahına tutunmak..
Yine aradığım derinliğin sendeki uçurum olduğu hissini veriyor bana..
Nedir bu saatte , oturduğum yerde,...
elimde bir bardak vitaminle, seni düşünmeler..
Yudumladığım tek şey beyaz yalnızlığım…
Hiç anlamadım..
Ben sende kaç olunca çok ...
Kaçta kalınca az oldum
HİÇ ANLAMADIM…
Aroması kimdeydi sonbaharımın..
Sende mi gizliydi..kürek kemiğinde mi…
Nasıl gelirsin hep aklıma tam da ikinci paketi açtığım anda..
İçme dediğin sigaramdan başka ne kaldı şimdi bu odada…
Zorlandığım şeydi bilirsin;
Bütün Yaşadıklarımızı dondurup cümlelere dökme çabası ..
Çiçekleri kurutup kitap yaprakları arasında ölümsüzleştirmeye nede çok benziyor..
Nede çok benziyorsun sokaklarda başıboş dolandığım o anlara..
Yaz derdin..
Bir terasta seninle dans etmek gelirdi aklıma..
Ellerim üşüyor derdin..
Saçlarından başlardım sarılmaya..
Sadistçe savunurdum hücre çeperinden rüzgarı..
Artık…
Aklımın meleklerini griye boyar oldum…
Çöp toplatıyorum ciğerlerime..
Çünkü;
Elektriği hiç yakmadan Işıkların hep açık olmasını istiyorum..
Napayım bir kibrit çöpü kadar ışıyan mutlulukları artık..
Bu en eski yaşama biçimi belki..
En azından benim için öyle..
Tıpkı çoraplarımızı kendimiz giyinmeyi öğrendiğimiz gün gibi..
Oldukça eski…
Cezayir menekşesi kadınsılığına..
Bilmem kaç eski asır önce yazılmış bu gece..
Parmaklarımdan dökülen ise..
Komik birer bahane..
HEMDE…
HİÇ OLMAYACAĞIN HALDE.

Başa Dön