Devrilmiş Boş Bir Budweiser Şişesine Benzer Yalnızlık
“Tanrım,lanet olsun,
senin şu arkadaşlarına,iyilik meleği tavırlarına,
insanları kıramayışına tahammül edemiyorum...”
diye bağırdığımı hatırlıyorum o kapımı çarpıp evden çıkarken
Harcanan yerine harcayan olmayı yeğlemişimdir ama
Kaderin cilvesi yada her ne boksa
Her defasında harcanan olmaktayım...
Omuzunda güvercin bokuyla kalabalıklarda dolaşmak
Kadar tahammül edilemez bu...
Giderken ağlamıyordu ki bu katlanılabilir bir şeydi...
Ne hisseder ki insan,hele de körelmişse hırsla,kinle,
Kıskançlıkla ve bedeninin her bir kıvrımını sarmışsa öfke...
Hissiz,ölü...
Duvarlar anlamsızdır artık,saksıdaki kaktüsün dikenleri anlamsızdır...
Deprem,hiroşima,yüksek ganyanlı bahisler ve din...
Böyle durumlarda hiçbirinin bir anlamı yoktur...
Anlam yüklemeye çalışırsın yaşama ve yaşananlara...
İmkansız bir sürüncemedir bu...
Elini atarsın bira şişesine ve o boştur,devrilmiştir...
Tıpkı senin gibi,tıpkı benim gibi,
Tıpkı yalnızlık gibi...