Salı, Eylül 18, 2007
artik üsümek yok...
Artık gözyasi dökmüyorum.Her seyim elimden kayiyor onlari seyrediyorum.Baska bir bedendeymisim gibi...Yarali bir ruhum var bana kalan.Baska da bir seyim yok...Mutlu olun,öldüm sayilir...Biri fisi ceksin,enerjim kalmadi.Kendimi yakiyorum bu gece,artik üsümek yok...!
-------------
dumanlar her tarafta soluduğum.. tamam tertemiz olmamalı hava, saf olan her şey yakar kül eder ama bu kadarı da fazla. boğazımdaki eli hissetmiyorum artık. duyarsızlaşmak... psikoloji... aslında koca bir yalan. hepimiz bu dünyada kendini tatmin eden ruh hastalarıyız. birbirimizin kanıyla besleniyoruz. vampir lestat veya kont dracula. onlar o kadar masum ki yanımızda. elimin ateşler içinde yandığını görüyorum ve onun külleriyle yazıyorum bu yazıyı.semboller... tek gerçekler. ay ışığı... güç veren tek şey. oldum olası geceden aldım gücümü. hep gecenin o havasıyla beslendim. mum ışığı da güç verirdi eskiden yazılarıma. tabii ben güçlüyken... artık ne gece ne de mumlar güç verebiliyor bana. herkesin hikayesinin bir sonu vardır, benimki bitti. boşuna, gereksiz yere uzatıyorum son cümleleri.
(2006)
-----------
küçük bir kız öldürdün sen.
minicik elleri
yemyeşil gözleriyle
elinde elma şekeri
senin her kalbini kırdığında aldığın
o elma şekeriyle
küçücük bir kız...
o dikmişken gözlerini sana sevgiyle
uzatmışken elini beni affet diye
sen yere ittin onu
üstünden geçtin
söktün kalbini
attın uzaklara
hiç mi yanmadı için
hiç mi bakmadın arkana
küçücük bir kız diyorum!
o tüm saflığıyla
dilinden hiç düşürmediği adınla
hiç gerçekleşmeyecek rüyalarıyla
küçük bir kız öldürdün sen
elindeki elma şekeriyle
uzağa atılmış kalbiyle
bu parkta...
(2007)
---------
seni elime, avcumun içine koyduklarında bir elmas tanesi sanıp sımsıkı tuttum hiç bırakmadan. elimin yanmasına aldırmadan. oysa farkında bile değildim kayıp düşmesinden korkarken, her düşecek sandığımda korkudan gözlerimi kapatıp ağlarken, farkında değildim o avucumun içindekinin sadece bir kömür parçası olduğunun... farketmedim kömürün karasının ruhumu siyaha boyadığının. oysa ne ümiterim vardı senden yana. o kadar parlayacaktık ki kıskanacaktı herkes bizi. aşkımızın yaydığı ışıkla aydınlacaktı dünya, güneş bile utanıp kaçacaktı... oysa sen bir kömür parçasından fazlası değilmişsin. ve şunu unutma ki o saklandığın toprağın altından çıktığın andaki ilk kaderin bir ateşte yanmak kavrulmak yok olmak olacak, tıpkı diğer kömürler gibi...!!
kasım 2007
----------