Kalbe yeis düştü ey Umman-ı Rahmet…
Yoksa biz sadece bilme yolundan gidenler miyiz?
Yoksa biz sana sevgili gençler değil miyiz?
Şekilden mi ibaretiz!Sureta mı hallerimiz!
Neresindeyiz irfanın?İhlasın kaç fersah gerisindeyiz…?
Şimdi vakit evvel-i kıyamet…
Ve çaresiz karanlıklar içinde,bilginin mesuliyet gömleğini giydirdiğin kulların,
Yalvarıyorlar sana…sabah akşam…öğrenilmiş ama yapılmamış amelleri asılı boyunlarına…
Yalvarıyorlar…Beyinlerine yükleyip lütfettiğin hikmeti,kalplerine indirmeni…
Ve her hallerini en sevdiğinin halleriyle hallendirmeni…Yaşantıları yaşanamamış bilmişliklerden ibaret,sadece seni biliyorlar En Yüce, En Merhametli,En Güzel diye…
Bu bilgiyi de yükleyip günah yüklü heybelerine,sana geliyorlar deli divane…
Yollarını şaşırmışlar…Ve her şaşırmışlık ardında kelamına sımsıkı sarılmışlar…
Muhakkak ki sen,tövbe eden,yahut duadan vazgeçmeyen bir kavmi helak edici değilsin…
Ve sen dilersen ancak,kulların emrettiğin ve Hak olanla hidayet bulurlar...
Ey sevilmeye en layık olan...Sev bizi...Ve esirgeme seni sevenlerden en sevdiğin halleri...Bizi en sevdiğine benzeyenlerden eyle...