"Bana bir kitap verin, bir de kahve; gerisi zaten kendiliğinden saçmalayacak." – Dorothy Parker (kurgusal)"

Gidiyordum Düş Kurarak

yazı resim

akşamın nereye çıkacağı belirsiz yollarında
düş kurarak,
bir türkü tutturmuşum;
gidiyordum...

“Yüreğini yüreğine çaktı
bir sevda dikeniyle…”

Güneş bütün gün boyu bizden bir parçaydı
menekşe renkli ay da;
Ay karanlığında kimsesiz yollarda gidiyordum…
Ben durduğumda gidiyordu,
gözden yitiyordu yollar,
ben giderken duruyordu,
bekliyordu düşünmem için;
türküm hüzünleniyordu…

“topladılar meclisi kararını verdiler
vurdular fadiği zap suyuna attılar...
fadik kardeş bu dünyada var idi
tatlı dilli güler yüzlü
bir çobanı sevmişti…”

Ölü şehrin kırsalında derme çatma bir çiten
oğlak,kuzu sesleri, sivas kangal eniği,
küçük taze çığlıklar
fadiğin sevdalısı
aşık çobanın paniği,
bir uluma sesi duyulmakta iken,
dolunayda kurt adam,
ya da boncuk gözlü baykuşum
gizlice bakıyordu
suskun ve dingin bahçelerde
portakal dallarının arasından…
Duyduğum seslerden korkmadan
ben gidiyordum
hakkımda ne düşünürlerse düşünsünler
gülüp geçerek;
yolun başındaydım,
henüz cahildim,
işim,
yürü ya kulum,
demesine kalmıştı…

KİTAP İZLERİ

Nohut Oda

Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in ‘Nohut Oda’sı: Eşyaların Hafızası ve Kalanların Kırılgan Yuvası Melisa Kesmez, üçüncü öykü kitabı "Nohut Oda"nın başında, Gaston Bachelard'dan çarpıcı bir alıntıya yer veriyor:
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön