I
gecikmeli farkedişler bulur insan
kazıdıkça benliğini
ve bilir acıyla:
her ömür, bir şiir uzunluğu kadar kısa
sokak çocuğu kravatını düzeltir
cebimde eskitilmiş liralar
gerçeğin kırık nostaljisi
dilimde bir zeki müren
bir pop kültür
tanımazdım çocukluğumu
olmasaydı kızın elinde abajur
II
kimse sıyıramaz rengini geceden
tümörlü buseler kondurur dün
ve d/ünsüz harflerle yazamazsın aşk şiirlerini
doğumum temmuz diye
cennetim ağustos, cehennem eylül
tanrı böyle istedi!
sonrası sadri alışık ve kemal sunal
beyoğlunda beraber çay içerlerken
sahnenin ortasında biri hüngür hüngür
gülmek, ağlayışlarımın zaafıydı!
III
gizlenemezsin kendine -çoğuldur yalnızlık
IV
beyaz akşamlar çöker bazen
çocukların bisiklet sürdüğü
taş masalarda söylenmiş tek kişilik marşlar
bir de dağınık mürekkebine bağdaş kurmuşuz zamanın
masanın üzerinde gölgesiz müsamere
hangisinde gencim, hangisinde yaşlı
belli değil!
hiç kimsesizlik
bir hiç olma hali, kimse olabilmek varken
V
neslin hanında beş/şiir:
bir metafor annemden babama
varoluşun külahında yaşamsal tat
size derinlikler alacağım
sığ denizli martılardan
kurukavaklar, düzce çizilecek göğünüze söz!
geçmişin önsözü saniyenin k/an kaybı
loşluğu perdelerin ve duvardaki saat tıkırtısı
kim kendini ağırlayabilir ki artık
ölüme ilan olmuşken gazetelerde
sessizlik.. sensizlik.. kafiyesinden değil!
VI
izahı yoktur bulmacadaki boş karenin
yahut aşktaki bitmemişliğin
kayıp fotoğraflarda unutmalı hatırlayışı
hayat kesik çizgili bir patika belki
bulanık mendiller salladığın
dönüşsüz yolculuklardan bahset bana
hayattan ---o kutsal eksilmeden_ _ _
önceyi sonrasız say
sonrayı da öncesiz
hem alışkınız erken birikmiş acıya
pencerede hüznakrabalarım bekler:
ömrü kaleme batmışlar albümü
sis sakiniyiz vesselam!
VII
her cümle baş harfinden tanınır
her ölüm, yaşanmışlığından
-ki noktası yoktur ömrün, upuzun virgül yalnızca,