boşluğu kıskanır oldum
kapıyı duvarı
şu halıyı avizeyi
daha çok bakar oldun eşyalara
Bir bir yırtıp attın
bana baktığın zamanları
dokunduğun anları
Kızgın yağmurlar gibi
boşaldı gözyaşların
dokunsan ellerin
ellerin eritecekti bedenimi
gözyaşlarına karışacaktım
akacaktım ikimize doğru
boğulacaktık
Bir fırtınaydı sesiz
gelen ve boğan
ölüm korkusuydu
bizi ayıran
aldır(a)madık üzülmüştük
zaten farkındaydık
çoktan ölmüştük
Akbabalar gibiydik
sen geçmişimizi yiyordun
bense geleceğimizi
şimdilerde ölüp duruyorduk
ve sonunda
bulduğu en küçük aralıklardan sıyrılıp
gözyaşları kalıyordu geriye
Her gözyaşınla
boğulduk yeniden
ve ne zaman
dokunduğumuzda birbirimize
eridi sular
buhar oldu duygularımız
Gözyaşın olduk...